Sevgili günlük, yarın sabah Kıbrıs’a gidiyorum. KKTC Ekonomi Bakanı Ayşe Dönmezer ile bir röportaj yapacağım. Sonra da iki gün boyunca sokak röportajları ile KKTC halkının referandum sonrası neler düşündüğünü anlamaya çalışacağım.Ne güzel olurdu değil mi sevgili günlük; hafif ahalisi “Karabatak şunu da sor, karabatak bunu da merak ediyoruz” filan gibi ahkamlar kesse. Ama olmaz galiba hepimiz o kadar saldırganlaşmışısz ki, birine faydamız dokunacak diye ödümüz patlıyor.Neyse iyi bak kendine günlük.De te fabula narratur
yorumlar
benim için sunu sorabilir misin kibrislilara. avrupa birligine girmek mi yoksa kendi ülkelerinin tüm dünya tarafindan taninip azinlik ve “sözde devlet” durumundan kurtulmak mi daha önemli onlar için. mesela tüm dünya (olmaz ya)iki taraf birlesmeden de K.K.T.C’yi tanisa ve ambargo kalksa onlara yeter mi? okudugum bir kaç röportajda güney’e gectiklerinde kendilerini avrupa’da gibi hissettiklerini söylemisler. avrupali hissetmek mi yoksa tek basina var olabilmek mi önemli onlar icin? bir de türk hükümetinin müzakere tarihi alabilmek için kıbrıs’ı kullandığını (popüler tabiriyle sattigini)düsünüyorlar mi? referandum’daki tüm evet oylarinin bilincli verildigini düsünmüyorum nedense.
kıbrıslılara sorularım şunlar olabilir:1.hakikaten rumlarla bir arada hiçbi sorun olmadan yaşayabileceklerine inanıyorlar mı?2.referandumda çıkan “evet”ten sonra dünya devletleri tarafından tanınacaklarına inanıyorlar mı?3. Rum kesimi artık AB sınırlarında olduğuna göre Türk askerinin varlığı hakkında ne düşünüyorlar? onlara göre de (Rumlara göre olduğu gibi) Türk askeri işgalci mi?4. Türkiye hakkındaki, daha doğrusu Türkiye’nin Kıbrıs politikası hakkındaki samimi fikirleri nelerdir? kendileri ve Türkiye arasında bi bağ görüyolar mı?5. Rumlarla bir arada yaşamayı sırf AB’ye girmek amacıyla mı istiyolar? Peki Rumlar bzizim azınlığımız olun şeklinde bi teklifle gelirlerse sırf AB üyesi olmak için bu teklifi kabul ederler mi?6. Kıbrıstaki olaylar esnasında bir nevi soykırıma uğrayan taraf Türkler iken bu nasıl oldu da bu kadar çabuk unutuldu, ya da unutuldu mu?vs…
referandumda AB hayaliyle yanıp tutuşup baskın şekilde evet oyu kullananların,rum tarafının ezici çoğunlukla hayır oyu vermesi gözönünde tutularak, ikinci bir referandum söz konusu olursa-ki söylenen bu ihtimalin çok uzak olduğudur yine de sormak lazım-oyları değişir mi yoksa yine bildiklerini mi okurlar?Doğrusu cevabını en çok merak ettiğim soru bu.
Kıbrıslılara M. Ali Talat’ın gözlüklerinin kendisine hiç yakışmadığını da söylermisin? Ayrıca o gözlüklerle burnu da palyaço burnu gibi kıpkırmızı ortaya çıkıyor…Sanki Kıbrıs, kültür ve sosyal yaşam olarak bizden 5-10 yıl geride yaşıyor gibi geliyor bana…Onlara da öyle geliyo mu acaba? Yoksa onlar da bizim için aynı şeyleri mi düşünüyorlar.Bi de tarih tam tersine işleseydi, Rum develetini dünya tanımasaydı, Türklerin topraklarını yunanlılar bir harekatla alıp, Yuananistandan getirdiği vatandaşlarına verse idi, olaylar bu şekilde gelişirken, referandum yapılsaydı, bizim Türkler da Evet-Hayır oranı kaç çıkardı merak ediyorum?
sorular bunlar mumkunse tabii 1) neden Kıbrıs’ta asgari ücret Türkiye’dekinden daha fazla. 2) Nüfusunuzla araba adediniz sizce uyumlu? 3) Bu arabalar nasıl bu kadar lux ve bu kadar çok.Bu alım gücü nasıl elde ediliyor?
ingiltere..(bence bu 3 soru kıskançık içeriyor. :D)
Retribution – 2004
kıskançlık olarak gormuyorum. Acayip luks içinde yaşıyorlar ve bu açıkçası ordaykende bana biraz tuhaf geliyordu?
1. denktaş’ın hala istifa etmemesi size garip gelmiyor mu? %65’ini temsil etmeyen bir cumhurbaşkanının izinde olmaya razı mısınız?
2. referandum sonucunu “verin bizi, kurtulalım” olarak yorumlayabilir misiniz? (çünkü türkiye tarafından bakıldığında, burada referandumdan evet‘i detekleyenler “ver-kurtulcu” olarak nitelendiriliyor, kıbrısta da aynı mantıkla “verin bizi, kurtulalım” mantığı öne sürülebilir mi?)
3. eğer hala tanınmama süreci devam ederse ekonomik olarak öngörülen yol haritası (yahu, ne iğrenç bir niteleme bu böyle) nedir?(hala türkiye’ye bağımlı ekonomi de ısrar mı edilecek?)
devam etmeyeceğim, canım sıkıldı…
hadi bakalım röportajlarda soracak birsürü sorun oldu… yırttın 😛
bunu kullanmamak tuhaf kaçmalı, tanınan imkanları kullanmak değil. Tuhaf bulduğun lüks yaşamı(ki ne bana ne de onlara lüks gelmiyor bu) arzulamıyor musun? cevabın hayırsa o zaman tuhaf olan sensin. 😉
Retribution – 2004
röportajını ne zaman nerede okuycaz????
hiç bi zaman akıllanmayacaksın..kırk fırın ekmek değil kırk milyar fırın ekmek te yesen kar etmez sana.