2000 yılı yapımı Ridley Scott filmi “Gladiator”, şüphesiz hepimizin aklında belli bir gladyatör profili oluşturdu.Günümüzde hayvan dövüşleri yapan ve yaptıranlara uygulanan büyük cezalarla kıyaslandığında, şenlik havasında tertiplenen gladyatör dövüşlerinin acımasızlığı, imparatorluk döneminde halk sınıfları arasındaki büyük farklar ve insana verilen “değer” kolayca anlaşılabilmekte.Gladyatör (Gladiator) kelimesi, kılıç (Gladius) kelimesinden türemiş bir isimdir. Ancak gladyatörler isimlerini aldıkları gladiusları kullanmamışlar, daha kısa kılıçları tercih etmişlerdir.İlk gladyatör oyunlarının, Pön Savaşları’nın sürdüğü M.Ö. 3. yüzyılda cenaze törenleri için gerçekleştirildiği tahmin edilmekte, gladyatör oyunlarının ve gladyatörlüğün M.S. 5. yüzyılda Hristiyanlaşan imparatorlukta son bulduğu bilinmektedir.Zor şartlarda eğitilen suçlular ve esirlerin yanı sıra, ilerleyen zamanlarda para kazanmak için gönüllü olanlarla beraber gladyatörlük popüler hale gelmiştir. Pompei’de bulunan duvar yazılarında
“Caladus, Thracian, bütün kızların gözü üstüne”
“Crescens, Ağ Dövüşçüsü, bütün kızların kalbinde”
ifadeleri, gladyatörlüğün dönemindeki popülaritesini anlatmaya yetiyor sanırım.Gladyatörlük de kendi içinde sınıflanmış bir “meslek”ti. Dövüşçüler kullandıkları silahlar ve teknikler bakımından dört temel stille adlandırılmıştır:Samnite: Kargı veya kılıç kullanır, vücutlarını korumak amacıyla scutum (Roma Lejyonerleri tarafından kullanılan uzun dikdörtgen kalkan), metal miğfer, sağ omzu ve sol bacağı kapatan bölgesel zırh taşırlar. Diğer tiplere göre ağır zırh ve silahlara sahiptir.Thracian: “Trakyalı”. Samnite’a göre hafif zırhlıdır. Eğimli kısa kılıç ve oval kalkan kullanır.Murmillo: “Balıkadam”. Silahları bakımından Samnite’a benzer, ancak zırhı daha hafiftir. İsmini balık yüzgecine benzeyen miğferinden almıştır.Retiarius: “Ağ Adam”. Hareket kabiliyeti yüksek “Balık” avcısı Retiarius zırhsızdır. Üç başlı mızrak (trident) ve geniş bir ağ kullanır.
yorumlar
Maximus, vahşi, gururlu, güven veren, dayanıklı..En az 20 kez izlediğim ve karakterine doyamadığım film..
40 da ben izlemişimdir filmi sahne sahne ezberledim. Ne karakter o hakkat …….., General Maximus !
aa bir tek kendim izledim sanırdım o filmi defalarca hayatımda izledigim en iyi filmlerden biri, russel crowe’u başka rollere yakıştıramadım hala
Maximus a uzun yıllar aşık gezdim ben, itiraf ediyorum..
ha ha ha ha 🙂
öldürülen karısının kocası, öldürülen çocugunun babası …
now we are free
spartaküsün hakkını verelim son yılların en karizma gladyatörü