Günümüz türkiyesinde; büyük boyutlara ulaşan bölgesel farklılıkların vede oluşan kültür ayrışıklığının kadınlar üzerinde ki etkisi erkekler üzerinde baskın olmak ve bölgesel değişikliklerde erkek hegemonyası altında ezilme bağlamında iki etken olarak gözükmektedir. Konumuzu ilgilendiren erkek üzerinde baskın olmak isteyen ülkemizin batı vilayetlerinde yaşayan feminist kesimler. Kendi anlayış tarzlarını gerekçeli bir sunumla medyaya açıklayıp her tür platformdada erkek baskısı altında olduğunu söyleyen fikirlerinin geleneksel feminizm den ibaret olduğunu belirten. Hiç bir toplumda olmaması gereken islama aykrı feminist kesim…Kadınlara anatomik olarak bir kader verilmiştir. Bu kader kadının eş olması anne olmasından ibaret ve bu rollerin meydana getirdiği görevleri yapmasından müteşekirdir.. Şefkat kadının kendisi olması gerekirken geneksel feminizm mantığı altında erkek baskısından kurtulmak için kadın baskısı olarak cevap veren günümüz hastalıklı kişilikleri. Feministler…Bir çok feminizm terimleri vardır ve ülkemiz feministleri kendilerini hangi kategoriye koydukları belli değildir. Saçma sapan bir hak arayışı söz konusudur. Psikolojik araştırmalar neticesinde geneleksel feminizm den ziyade liberal feminizm den geçişle Radikal feminizm baskısı görüşlerde kendini hissettirmektedir. Normalde libaral feminizm insanların eşit fırsata sahip olması gerektiği şeklindeki liberal felsefeden kaynaklanmaktadır. 1960’ların sonları ve 70’lerin başlarında gelişen Radikal feminizm, Marksist gelenek içindeki toplumsal cinsiyet analizinin yokluğuna bir tepkiydi. Yine de liberal feministlerin hukuk, oy kullanma ve istihdam alanlarında sağladıkları kazançların, kadınların ezilmesi konusunda pek az bir farklılık yarattığının farkına varılmasından da kaynaklanmıştı.Garip olan gerçek ise geleneksel feminizm içerisinde oldukları ve benimsediklerinisöyleyen ülkemiz feministleri normalde ihtiyaçtan ve olması gerekenden ötürü değilde bayrağı ellerine alıp bir kaç adımdaha giderek türk erkeğini diğer hemcinsleridnen daha aşağılık gösteren bir düşünce/davranış dngüsüne girmişlerdir. En kötü yanı da dünya üzerinde çiftlerden birinin olmaması bir diğerinin hatta hiç birinin olmayacağı anlamına geldiğini unutmaktadırlar… Zavallı beyinler zavallı feministler..blackfoal
yorumlar
blackfoal geleneksel mi yazmak istemistin yoksa geneleksel diye bir söz var da ben mi bilmiyorum.
ağzından bal damlıyor.ne güzel yazmışsın.aferem, aferem.bu feminist kızlar beni çıldırtıyor.
cümle yapılarında bir sorun var. anlamlandırabilmek için iki üç kez okudum. hala anlamaya çalışıyorum. anladığım kadarıyla senin kafan karışmış.tuhaf genellemeler.. kadına biçilen anlamsız roller.. kader?? islam?? şefkat?? batı??yazıdan anladığım kadarıyla şunu söyleyebilirim: ne bir feminist, ne de bir feminizm eleştirmeni böyle bir açıdan yaklaşırdı olaya. sokal hoax gibi olmuş yazı. şaka gibi. birileri gelip alkışlayacak sen de kıs kıs güleceksin gibi.
Demiştir John Stuart MillFeminizm kadın erkek ayırmamak demektir. Sadece kadınlara özgü değil, erkeklerde feminist olabilir.Yazının tamamını okumasam gerçekten geneleksel feminizm diye bir akım olduğuna inanacaktım.Baştan sona (başlığı da) yanlış bir yazı! Bildiğim kadarıyla anlamaya çalıştım olmadı… Bilmediklerimi araştırdım yine olmadı. Böyle bir düşünce sadece senin saçma görüşün olabilir. Yeni bir akım başlatmak istiyorsun sanırım. Eğer öyle ise, bunun adı geleneksel feminizm olamaz! Olmaz çünkü! Olsa olsa senin genlerindeki feminizm olabilir… Bu da pek tutmaz açıkçası. Bir sürü çeşidi var feminizmin, belikli sana göre olanını bulamamışsın. Kendi saçmalıklarını aktarmışsın adına da (haddini bilmeden) geleneksel feminizm demişsin. Ve bu şekilde de;
ben kadın düşmanıyım demişsin. Seni zavallı! Şimdi ne diyelim sana kadın düşmanı? Anneni hiç mi sevmiyorsun?
closet gay’lerin bazilari boyle oluyo. Macoluk ve gaylik bir arada gider, kocum….
anne olmak bizim ayricaligimizdir, bir kadin icin muthis bir hayat tecrubesidir. bunun “gorevle” degil ICGUDU ile ilgisi var. Ah pardon. Dogru ya senin gibiler bizim hayvan olmadigimizi iddia ederler. Daha o noktaya gelemediniz cunku, kapilar simsiki kapali degil mi. Aman acma, bakinca sok olabilirsin.Kadinlar1) Dogarken hayatta kalma sanslari erkeklerden daha yuksek2) Cocuk olumlerinde kiz cocuklarin hayatta kalma sansi daha yuksek3) Erkeklerden daha yavas yaslaniyoruz (evet esit sartlarda yasayan medeniyetlerde boyle)4) Erkeklerden daha uzun yasiyoruz5) Aciya dayaniklilik erkeklere gore yaklasik 100 kati daha yuksek (bakiniz dogum)6)Uzun suren sikintilara, hastaliklara karsi bagisiklik sistemimiz cok daha guclu7) Ve bu yuzden, hemen hemen her ulkede, kadin nufusu erkekten coktur.Kisaca, yeterli bir egitim ve saglik sistemi icinde, uzun donemde guclu cins disi olandir. Olmak zorundayiz, yoksa nasil gelecek nesilleri yaratacagiz?bu gerceklerin farkindasiniz ama inatla haketmediginiz ego triplerinden inemiyorsunuz gercek dunyaya.ayaklariniz yere basar bir gun elbette.
bende bu eksik…bugün bir kan aldirana kadar canim cikti.
damari bulamadiylarsa gercekten cok fena olur sugurcan.
Feminizmin geçiş evreleri vardır. Firijitlikte tutta maço tavırlı erkeklere kadar… Ama yazında hissettirdiğin şey sanki bir kadından naş yemiş kuyruk acısını eksik bildiğin bir konuda ahkam kesmeye kadar vardırmış bir erkeği yansıtmışsın…Feminizm dediğin olayın temelini, başlangını ve burjuva etkileşimini anlayan birine benzemiyorsun. Neticede hepimizin annesi bir kadın… Konuyu fazla uzatmayacam ama naçizane bir tavsiyede bulunacam. İşin aslını öğren ve şu sözü unutma. ‘karşındakini ne kadar zavallı zannedersen işte sen o kadar zavalsındır.’ Saygılarımla…
feminizm sonradan uydurma cok berbat bir hikaye. asli olan sey, kadinlarin gercekten cok guclu cins olduklari. Bunu magara devri insani biliyordu. Erkek milleti son birkac binyil icinde sentetik bi devrim yaptilar; kollaboratif bi calismayla abrahamik dinleri kullanarak (yahudilik, hristiyanlik, islam) ipleri ellerine aldilar. Tum tanricalari kole yaptilar, put deyip yiktilar, yerine kendi erkek putlarini koymak icin. Simdiye kadar sesini cikarmayan kadinlarin akli basina geliyor, erkekler de bu “eski maternal topluma donus”e katlanamiyorlar. Olur boyle dalgalanmalar insanlik tarihinde. Magara adaminin anladigi seyi sen de anlarsin, hayatin gercekleriyle karsi karsiya kaldiginda…
“Kadınlara anatomik olarak bir kader verilmiştir. Bu kader kadının eş olması anne olmasından ibaret ve bu rollerin meydana getirdiği görevleri yapmasından müteşekirdir.. Şefkat kadının kendisi olması gerekirken geneksel feminizm mantığı altında erkek baskısından kurtulmak için kadın baskısı olarak cevap veren günümüz hastalıklı kişilikleri. Feministler…”(@expresyon benim de en çok dikkatimi çeken nokta buydu.)kadını sınırlamanın, onun elinden ipleri almanın en bilinen, en belirgin yöntemi, yanlış bağdaştırmalarla ona bir takım görevler, imajlar yüklemektir. kadın doğuruyor, evet. çocuğuna karşı şefkatli olabilir, evet. hatta bu şefkatin (aslında yanlış bir ilişkilendirme olduğu halde) kadının ruhunda/bedeninin kodlarında var olduğunu, kadının yalnız hormonlardan dolayı doğurduğu çocuğa karşı değil herkese karşı böyle şefkatli olduğunu, olması gerektiğini, bunun “kadınsı”(feminen) olmakla ilgili olduğunu söyleyebilirsin. ama kadını küçücük bir kaba tıkmak için bunu kullanamazsın. kadın kadındır. erkek de erkek. kadınla ve erkekle ilgili geri kalan her şey toplumun yarattığı imajlardan (bkz: gender==”toplumsal cinsiyet”) ibarettir. onlarcasının örneğini verebilir, aslında kadının veya erkeğin yapılarının bu yönde bir eğilime sahip olmadığını kanıtlayabilirim. “ama bu doğamızda var.. kadın böyledir, erkek de şöyle” gibi tepkiler verirsiniz muhtemelen. feminen ve maskülen kabul edilen hemen her şeyin temelsiz olduğunu söylüyorum ben. feminen ve maskülen kabul edilen her özelliğin kadının kimliğine bir darbe olarak indiğini söylüyorum. şefkat bağdaştırman da öyle, kadının eş ve anneden ibaret görmen, ona toplumdaki rolüne ilişkin belli bir kader biçmen de öyle..şimdi karşındaki feminizm savunucularından birinin de erkek olduğunu da göz önüne alarak, feminizm hakkında ne bildiğini, ne kadar kafa yorduğunu tekrar gözden geçirebilirsin.
“yalnız hormonlardan dolayı doğurduğu çocuğa karşı değil herkese karşı böyle şefkatli olduğunu, olması gerektiğini, bunun “kadınsı”(feminen) olmakla ilgili “iste bunu iddia edemezler. kadinlar asla “dogal olarak sefkatli” degiller. bu zorla oturtulmus bir rol. dusunsene dogadaki disi hayvan tum diger hayavanlara karsi “sefkatli” mi?y avrulari icin gereken kaynaklari baska hayvanlara kaptiran aptal bi disi hayvan dusunebiliyor musunuz? LOL!elbette biz kadinlar daha cok kendi cocugumuza sefkat gosteririz. Hormonlarimiz oyle isliyor.yoksa dogada disi hayvanlar en yirticidir, oyle olmak zorundadir. bakiniz: aslanlarda sadece disiler avlanir.btw: ben -izm savunmuyorum. Hakikatleri savunuyorum.
Amerika da başta olmak üzere avrupa da 70 lerde feminizm rüzgarı eserken batı kadınının üzerinde durduğu ve sahip çıktığı şeylerden biri de hintli zenci ya da uzakdoğulu olsun göçmenliklerinden dolayı ikinci sınıf muamele gören diğer dünya kadınlarına da sahip çıkmaya çalışmak olmuştur. Bizim feminist, aydın,sözde aman kızlarımız okusunlarcı takımı ise kendi topraklarındaki tüm kadınları kucaklamaz, modaya uydum usulü bir feministtir. Bu ülkede inanclarından dolayı okuyamayan kızları, aşağılayan, öteki gören insanlar başta bizim feminen aydın kadınlarımızdır. Bu kadınlar Türk aile biçimini geleneksel profilini ne bilimsel ne sosyolojik olarak araştırmadan salt klişe eleştirilerle yargılayıp sözde Türk kadınına sahip çıkarlar. Türk aydını hanımlarımız ancak bu kadar feminist olabiliyorlar. Sen kendi milletini kucaklama bir de sözde haklarını savun, en fazla derneklerinde oturup çay günü yapsınlar, ayda bir de içkici kocasından dayak yiyen kadınlar gelir onlarla ilgilenip tatmin olup yaşar giderler…
bu kısım herkes için:-izm savunmak kötü bir şey değil. tabi öncelikle söz konusu -izm’i yaratan temel düşünceye bakmak lazım. temel düşünce belliyse ve sizin düşüncelerinizle uyuşuyorsa, geçmişte o -izm üzerinden yürümüş bazı akımların ve o -izm’i savunmuş bazı insanların sizin düşüncenizle tamamen çelişmesi sizin o -izm’in özünü savunmanıza engel değildir. sizin düşüncelerinizin o -izm’in temel akımlarından birinin içine girmesi şart değildir.(feminizm’i savunuyorsunuz diye şimdiye kadar var olmuş kadın haklarını savunan ve/veya adı feminizm olan düşüncelerden birini tam anlamıyla desteklemek zorunda değilsiniz. sizin kendi düşünceleriniz vardır ve o bir “size özel feminizm” oluşturur zaten.)bu kısım @clicia x’etırnak içine alıp yorumladığın cümlede, aslında benim de asla kabul etmeyeceğim bir yargı var. ama kabullerle düşünen insanların bazı şeyleri kavrayabilmesini sağlayabilmek için onların kabul ettiği şeylerden bazılarını senin de kabul etmen gerekir. zaten olayın bir kısmını kavradıklarında, kabullerden vazgeçebilirsin.bu da @ser-hus’a”türk aydını feminist hanımlarımız” ne kadar feminist olabiliyor bilmiyorum. sanmıyorum da bu konuda çok iyi olduklarını zaten. feminen aydın kadın nedir, bilmiyorum. türk aydını olarak tanımlanan insanların büyük bir çoğunluğunun da kültürlü fakat cahil bir köylü kadar kapalı ve kalıplarla düşünen insanlar olduğunu düşünmüyor değilim.ama inançlarından dolayı okuyamamak yoktur, amellerinden dolayı okuyamamak vardır. (şair burada başını örten kıza sesleniyor: ) islam’a inanıyor olabilirsin, islam’a göre başını örtmenin gerektiğine de inanmış olabilirsin[yok bu tartışılamaz bir doğru diyeceksin, onu da tartışırım, ama o başka konu], ama üzgünüm. kurallar böyle. devlet sana hacca gidebilmen için izin/pasaport da vermiyor olabilirdi. o zaman bu kadar bağırıp çağırmazdın büyük ihtimalle. bugün lise çağındaki bir arkadaşım(erkek) dininin gerekleri(!) adına liseye uzun saçlı gitmek istiyor olabilirdi. ama almazlardı. hatta alırlardı ama öğretmenleri zorla saçını keserlerdi. çünkü kurallar böyle ve liselerde kuralların uygulanışı üniversitelerdekinden çok daha acımasız. inançlarından dolayı okuyamamak, çalışamamak, meclise girememek bir kadın hakları sorunundan çok, demokrasinin kendi sistemlerini koruma amaçlı koyduğu kurallarla, demokrasinin ve laikliğin özgürlük anlayışları arasındaki bir savaştır. aynı zamanda inanç-amel ayrımı ve dini-siyasi simge ayrımı hakkında bir çekişmeye neden olacak bir tartışmanın konusudur. laiklik de büyük bir tartışma konusu tabi bu noktada. rahatça dinini yaşamasına izin verilmeyen(!) tek insan grubu başını örtmesinin dini bir zorunluluk olduğuna inanan müslüman kadınlar da değildir. halen orda burda satanist avına çıkmakta olan, her uzun saçlıyı satanist diye içeri alıp iyi bir döven polis teşkilatını bir düşünün. çok fazla boyutu var bu konunun. zorla başı örtülen kızlar var, barlarda sevgilileriyle öpüşen süslü türbanlılar var, yalaka ünlüler var.. demokrasinin kendi organlarını savunma mekanizması yüzünden koyduğu kurallar söz konusu olan kurallar biraz da.. ha özgürlük de özgürlük diyorsan da zaten, çok fazla, demokrasiyi ve laikliği kendi organlarını ve kendisini korumaktan aciz bırakan özgürlüğün sonucu demokrasinin anarşizm’e kayması olacaktır. ben anarşizm’den korkmam, anarşizm’den ilk korkanlar da, ilk önce bağırıp çağıracaklar da yine o başı örtülü kızlar olacak, biliyorum. sonuç olarak; inancı(!) yüzünden okuyamamak bir feminizm problemi olmadan önce yüzlerce farklı polemiğin konusu olabilecek kadar feminizm’den uzaktır. ha bir sürü konu yazdım, bunları tartışmak için değil, tartışılabilir olduklarını göstermek için. inancından dolayı okuyamama sorununun feminizm’den başka bir platformda değerlendirilmesi gerektiğini örnekleyebilmek için. o yüzden tartışmaya açık olduğunu söylediğim bu konuları tartışıp yazının konusunu saptırmayalım lütfen.
totaliter tüm devletler anti-demokratik kanun ve kuralları keyiflerinden değil korkularından dolayı koymuşlardır demokrasi kültürünü benimsemediklerinden dolayı koyarlar ve korkular üretirler, çünkü kendilerini herkes gibi zannederler, kendileri baskıcıdırlar bu yüzden herkesi aynı kefeye koyarlar,sağ duyu hiç yoktur. Hem sen burada bu yasakları savunacaksın, bireysel özgürlüğü tamamen bırakmayı anarşizme kaymak olarak göstereceksin hem de demokrat, aydın geçineceksin… ikiyüzlülük bu, resmi ideolojinin, sisteminin sana öğrettiği bir savunma mekanizması, bu yüzden halktan kopuk laik aydın takımımız, o cahil köylü bile sizin ikiyüzlü totaliter olduğunuzu biliyor. Feministmiş… bu ülkenin her sabah seda sayan izleyen mahalle karıları bile kendi aralarında ayrımcılık yapmıyor. Sanki bu ayrımcılık tek tesettürlü kadınlara mı? bu örneği ideolojik nedenle verdiğimi mi sanıyorsun? köylüsünden kürdüne tüm feodal yapıda yetişmiş kadınları aşağılayan,küçük gören sözde kültürlü (lise üniversite bitirerek kültürlü olunuyorsa vay bu kültürün haline) aydın kadınlarımız. satanist diye yerlerde sürüklenen kızlara acı ama bu halkın kadınlarına sırf kendinize benzemiyor diye acıma… delikanlı olun bari demokrasiyi savunmayın, irandaki mollalardan ne farkınız var? onlar sakallı siz sakalsızsınız…
yazımdan anladıkların çok kısıtlı kalmış.demokrasiyi savunduğumu nereden çıkardın? ben demokrasiyi savunduğumu söylemiyorum, ben bu kuralları, yasakları savunmadım savunmuyorum. resmi ideolojiler beni bağlamaz, kurallar beni germez. var olan sistemle ilgilenmiyorum bile.ben kendimi düşünce olarak asla senin kültürlü aydın kadınlarımız dediğin kesimle de bir tutmadım yazımda, hatta onları açık bir şekilde yerdim. sen beni onları savunuyormuşum gibi değerlendirmişsin.ortaya birçok tartışma konusu attım ve hiçbirinde belirgin şekilde taraf tutmadım. sadece tartışılan şeyin(inancı yüzünden okuyamama) feminizmden önce birçok tartışmanın konusu olabileceğine dair örnekler verdim. bahsettiğim tartışma konularında aslında tutmak istediğim tarafları tutarak bir yazı yazsaydım emin ol bambaşka açılardan bakardım olaylara. ben sadece daha çok siyasi ve dini bir zeminde tartışılabilecek, özel olarak kadın haklarını çok da ilgilendirmeyen bir konu olduğunu söyledim konunun. kadın haklarından daha çok genel anlamda insan haklarını ve özgürlüklerini ilgilendiriyor ve dini, siyasi ve özgürlükle ilgili bağlamlarda çok farklı tartışmalara söz konusu olabiliyor bu konu. anlatmaya çalıştığım şey buydu. farklı şekillerde algılamaya özen göstermişsin.anarşizm konusuna gelince.. anarşizm’e kayma ile kastettiğim başka bir durumdur. aslında anarşizme kayma yazdıktan sonra sonuna bir (!) koymam gerekirmiş. çünkü bahsettiğim şey benim düşüncemle anarşizme kayma değil. (benim anarşizm’den anladığım şey emin ol senin anladığın şeyden çok farklıdır.) tam anlamıyla anarşizm’den ya da bazılarının düşündüğü gibi bir kaostan da bahsetmiyorum. bir takım insanların korkacağı ve anarşi olarak adlandıracağı bir özgürlük ortamından bahsediyorum.totaliter? iyi iyi, güzel.. devletler, kurallar, iktidar ve siyaset hakkında ne tip düşüncelere sahip biriyle konuştuğunu bilmemenin sonucu olsa gerek bu itham.bu halkın kadınlarına acımadım, acımıyorum. bana benzemedikleri için de değil.. kadınlara acımıyorum, çünkü bu kadınları zayıf görmekten başka bir şey değildir. ben kadınların güçlü olduklarını biliyorum ve acıyarak güçlerini sömürmek istemiyorum.iran’daki mollalar.. onlar sakallı, ben de sakallıyım, birazdan tıraş olucam, tabi mollalara benzememek için değil, tamamen keyfi..
yanlışı belirttiği ve doğru cümlenin nasıl geleneksel kelimsinde yazıldığını gösterdiği için teşekkür ederim. buda yazıyı ne kadar okuduğunuzu ne anladığınızı gösterir.suuguurccanngbulente teşekkür ederim sadece gerçekte var olan ülkemdeki femizm yaklaşımıdır. örneğin bir aralar papatyalarmı vardı tam hatırlayamıyorum reklam yapmakta ötürü gidemeyen kendiukala kişiliği altındakikadınlar topluluğuki doğuda güneydoğuda doğu karadenizdeki ve bir çok bölgemizdeki okuyamamış kadınlarımız onlardan daha aydındır..bende nefret ediyorum ülkemin feministlerinden..gbulentCümle yapılarında bir sorun var demişsin arkadaş nitche okurkende ben yazılarında birsorun var sanıyordum sorun bende imiş. şuan gülyorm “ers” sadece sana.John Stuart Mill!in sözü için teşekkür ederim zaten ülkemde feminist aydın kadınlarımız yabancı söylesinde ne dediyse doğrudur biz söyleyince ülkenin erkeklerinedense tersoluyor düşman oluyor.. Sana yabancı hayranı diyelim bari modadır uymamak olmaz.expresyonkaliteni gösterdiğin için sana sadece Allah seni kurtarsın diyecem.. ama afedersin bir doğruların da yok değil bak7) Ve bu yuzden, hemen hemen her ulkede, kadin nufusu erkekten coktur.Bunda haklısın erkekelr savaçtığı için ve savaşlarda hep kadınlar ve çocuklar öncelikli serbest bırakıldığı için çok ha hatırladıysam Amazonlarda erkek sayısı az kadın sayısı fazla idi sebebi ne acaba :))Clicia xEleştirin için teşekkür ederim.. Bakalımtestimi geçebilecekmisin..”Zavallı insanlar etrafında zavallı görürler.”Gregory Coupet..DevilorAngelTeşekkurlerser-hus ve ers
anlamadim…
“anlamlı tashih”