istanbul, maslak’ta bulunan yıldız teknik üniversitesi meslek yüksekokulu’nun karşısındaki duvarın, alın elinize sprey boyalarınızı da dökün bütün bastırılmış duygularınızı, diye çığlık çığlığa haykırmasına suskun kalamayan ülkemizin batı özentisi (sizi gidi taklitçiler siziii!) gençliğinden bir yumak, anadillerine olan hakimiyetlerine irtifa kaybının yanı sıra ingilizce’ye olan muhabbetlerini göstermekte de müşkülpesent davranmadılar!”kılaberr”, “claberr” ve “forzo” gibi incilerine, “-de ile -da” eklerini ayrı yazma konusuyla da tüy diken “asi gençlik”, kırmızı sprey boyalarıyla gelecek umutlarımıza da koca bir çarpı atıverdiler.hem anadiline yabancısın, hem kendine, hem de öz be öz yerli kültürüne… ama ab üyesi genç kitleye de özenmektesin…james dean’i seyretmedin ama saçları bol jöleli yaşar alptekin, faruk peker, tolga savacı vb. yerli oyuncuların “asi” filmlerini ezberledin…söz hakkın yok, reşitsin, oy kullanıyorsun, herhangi bir adli vakada hapsi boylamakta serbestsin ama mecliste söz hakkın yok, sivil toplum kuruluşları diye bir şey var ama adı var kendi ortalarda yok, evde baban kazık kadar kulağından çeker, annenin elleri şefkatle saçlarında dolaşmamıştır bir uyku öncesinde, kıç kadar odalarda “kiç” bir hayat reva görülmüştür bu ülkenin gençliğine…al kardeşim eline kırmızı sprey boyanı, bozuk türkçenle boşalt sevgini, hırsını, ezilmişliğini, yalnızlığını, aş-iş-eş kıvranmışlığında içini burkan kıstırılmışlığını…sonra da, çok bilmiş politikacılar ve akademisyenler gecenin köründe “ağzı olan konuşuyo” programlarında “entelekt onanizmler” eşliğinde kurtuluş reçeteleri karalasınlar pörsümüş hayatlarımıza, kısırdöngülerin içinde çaresizce kıvrandıklarının bilincinde…