Bazı alışveriş merkezlerinde yada seçkin mağazalarda dj mekanizması kullanılır biliyorsunuz. Mağaza içi yada sokağa hitaben çalınan parçalar çeşitli mc cd vs. de yer edinmiştir. Müziği her yerde işitmekten keyif alan biri olarak (hani şu walkmansiz bakkala bile gidemeyen nesil), bu uygulamayı hoş görenlerdenim.
Taksimde mağazanın birinde, 2-3 hafta içinde ulusal olucak bir radyo yayında. İş görüşmesine giden bir zat 3 aşşa 5 yukarı yapılıcak konuşma dialoglarını tahmin eder.
1. Yayın ilkesinden ,
2. Kapsama alanından,
3. Hedef kitlesinden,
4. Çaldığı müzik türünden bahsedicek (iş veren )
5. Sonra ‘senin eteğinde neler var dök bakalım’ dicek
6. Sende ağzın açık gözün yumuk’ ben hede hödö ,hödö hede’ diyip akıllı ve etkileyici bir konuşma (hani benim bu işe değil sizin bana ihtiyacınız var mesajı içerikli) yapıcaksın.
Bu maddeler varsayımDI. taaaaaaaaaki iş veren yukarıda ki ilk 4 maddeyi şöyle özetleyinceye dek .
‘Biz MANKENLERLE çalışıyoruz.’ Adam birsürü isim saydı. şu şu şu şu şuuuu. herhalde ünlüdürlerde mankenleri genelde kısa periyotlarla üstlerindeki kıyafete odaklandığımdan isimlerine sadık değilim (1-2 tost sever hariç) .
Satır aralarını okuyalım ‘ Tipsizsin miktir git .’
Mankenlerin dj liğine yada radyo programcılığına bir lafım yok. Neden? Çünkü onları oraya getiren zihniyeti sorgulamak lazım da S(b)en kims(-)in(-)(+m) ki sorguluyorsun? Bence podyumun kağıt bebekleri , radyoda tavuskuşlarına dönüşüyorlar.
Ama mağaza djliği eğlenceli de olabilir (aslında mağzanın aldığı ulusal radyo nedemekse)
‘Sıradaki parça, 4 no.lu kabindeki, adeleli vicıtlı müşterimize gidiyor
donna summer hot stuff
yorumlar
departman adı olsaymış ya bu 🙂
sorguluyosun kısmındaki atraksiyon eksik kalmış, öerilen okumaların biri tamamlanamıyor çünkü, ben kimim ki sorguluyosun’a ek olarak ben kimim ki sorguluyorum da bulunmalıydı, eksik kalmış:)
biz kimiz ki sorgulayalım ?
oldu mu kine? 🙂
n1’a gitmiştim ben dj olmak istiyorum diye de nasıl gülmüşlerdi,.. ah, elbette bir de kent fm’dekiler vardı,..ama onlar muhtemelen ben gidince gülmüşlerdir,..
genç radyo(hala var mı bilmiyorum sahibi M1 diye bir kanalda kurmuştu şimdi kanal kapandı )da mankenlere program yaptırıyorlardı . üç kelimeyle rezalet – kepazelik – fiyasko
universitedeyken telsimden burs alıyordum. sene sonu bizi rumeli holdingi gezdirmek için davet etmişlerdi. orda metrofm, joyfm, kralfm, gibi onlara ait bilimum radyoları gezmiştik. hepsi yanyana odalardan oluşuyordu. o kadar ilkeldiki, biraz hayal kırıklığına uğramıştım, bu mudur diye. neyse ordaki adamlardan biri joyfm’de haftasonu sabahları djlik yapabilecek isteklileriniz varsa adınızı tlfunuzu, yazdırın demişti. o an aklıma beni cok duyarsız bir şekilde bırakan arkadasım aklıma gelmisti. cunku onun en cok istediği şey dj olmaktı. ve bir iki hafta once ayrılmamış olsaydık onun adını yazdırırdım. cunku adam arkadasınız varsa okulda onları da soyleyebilirsiniz demişti. içten içe bu buruk bir şekilde bu kendimi iyi hissetmemi sağlamıştı; oh! olmuştu beni terk ettigi için hayatındaki en büyük fırsatı kaçırmıştı belkide..
o an bide şunu düşünmüştüm : doğru yerde doğru zamanda olmak lafının ne kadar doğru olduğunu. dışarda kimbilir kaç kişi bu işin üstüne atlardı, oysaki gezidekilerden birçok kişi istememişti…