Fatma Aliye Hanım
Bu yazıyı okumaya başlamadan önce, cüzdanınızdan (tabii ki varsa) 50 tl çıkarıp arkasındaki silik fotoğrafa bakmanızı istiyorum. Bu yazı tartışmalara sebep olan, “neden onun fotoğrafı?” kıyametlerini koparan o kadını tanımanız için yazıldı. İsmi Fatma Aliye Hanım. Her ne kadar popüler olmasa da bu onun değerini küçültmez. İlk kadın romancımız ve ilk feministlerden Emine Seyyime’nin ablası, manken Günir Özkul’un büyük büyükannesidir. Tartışmaların sebebi ise döneminde feminist, günümüzde de yobaz kabul edilmesidir. Oysa 200 yıl önce yazdığı kitaplar Fransızca, İngilizce ve Arapça’ya çevrilen, Halide Edip ile birlikte mitinglerde kadınları Kurtuluş Savaşı’na çağıran, soyadı kanunuyla birlikte Topuz soyadını alan bir kadından bahsediyoruz. Aslında ilk kadın romancımız 1877 yılında roman yazan Zafer Hanım’dır. Ancak kitabı kaybolduğundan tarih sayfalarına ilk kadın romancı diye Fatma Aliye Hanım’ın ismi not düşülür.Babam Hasan Mellah kitabının ve Ahmet Mithat Efendi’nin hayranıdır. Belki Hasan Mellah gibi denizci olup dünyayı dolaşmak istedi. Belki onun gibi yeni yerleri keşfetmek istedi. Bilemiyorum, bildiğim tek şey; onun hayran olduğu yazara, başka hayran bir kadın daha vardı. Ahmet Mithat Efendi’ye mektuplar yazan, kendi başına Fransızca’yı söken, dil aşığı bir kadın. Fatma Aliye Hanım. Kızı onu tek eylediğinde, “senden nefret ediyorum” diyerek başka bir dini seçtiğinde bile vakurluğunu hiç bozmayan garip, yalnız, aristokrat, soğuk, iki ülke-iki farklı yönetim şekli gören bir kadın…YANLIŞ HAYAT, DOĞRU YAŞANMAZ (THEDOR ADORNO)
****Tarih 1862 yılını gösterdiğinde, yelkovan akrebe şöyle bir dokunduğunda doğum sancısıyla inlemeye başladı, Adviye Hanım. Daha önce bir oğlan çocuk doğurmuştu. İsmi Ali Sedat’dı oğlunun. Sancılarının başlamasıyla ebeye haber verildi. O gece küçük bir kız çocuğu dünyaya geldi. İsmini babası Cevdet Efendi koydu, kulağına sessizce fısıldadı ismini. Fatma Aliye, Fatma Aliye…10 yaşında kendi kendine Fransızca’yı çözen; Ahmet Mithat Efendi’nin Hasan Mellah kitabını küçücük yaşında okuyan, haremde durması gerekirken selamlığa kaçan küçük bir kız çocuğu. Babası tarihçi ve devlet adamı Cevdet Efendi, annesi ev hanımı Adviye Hanım’dı.****Tarih 1868 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım 6 yaşındadır. Abisi Ali Sedat’a gelen hocaları dinlemekte ve öğrenmektedir. Okumaya, öğrenmeye garip bir açlığı vardır. Harem de durması gerekirken o kaçarak selamlığa gider. Henüz 5 yaşındayken Kuran’ı okuyup, bitirir. Giritli komşularının kızlarının konuştuğu Fransızca onu bir an da cezp eder. Anlamını bilmediği harfler kabusu olur. Kendine Fransızca alfabe aldırtır.****Tarih 1875 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım 13 yaşındadır ve tesettüre girer. Bazı yazılarda Fatma Aliye Hanım’a yönelik eleştirileri okuduğumda en çok güldüğüm kısım bu. Aziz Üstel’in “sanki o dönem bikinili gezinen bir dönem”. İnsanları yargılarken, tarih ve dönemler unutulursa ortaya da böyle absürd şeyler çıkar. Fatma Aliye Hanım çok rahat bir biçimde tesettüre girer. Çünkü o dönem başı açık olan kimse yoktur ki…Kültür, alınan eğitim, inanç bunu gerektirir.SON BAKIŞTA AŞK (WALTER BENJAMİN)
****Tarih 1879 yılını gösterdiğinde Aliye Hanım, ünlü Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Kolağası Faik Bey ile evlendi. Gazi Osmanpaşa Rus Harbindeki Plevne Savunması ile ünlüydü. Adına şarkılar yazılmış bir paşaydı.Fatma Aliye’nin Faik Bey ile evlenmesindeki en önemli etkenlerden biri babası Cevdet Efendi’ydi. Bütün kız çocukları gibi babasına hayran, annesi yerine en çok babasını seven biriydi. Peder Bey’i Faik Bey ile yakın arkadaştı. Kızı da onu kırmadı. Belki babasını sükut-u hayale uğratmama isteğiyle evlendi. 4 kızı oldu. Hatice, Ayşe, İsmet, Nimet.***Tarih 1889 yılını gösterdiğinde nihayet edebi yaşantısı başladı. George Ohnet’in Volonte adlı romanını Meram adıyla çevirdi. Bu romanı “Bir Hanım” imzasıyla yayımlamıştır. Ahmet Mithat Efendi Tercüman-ı Hakikat gazetesinde Bir Hanım’ı öven yazılar kaleme aldı ve kendisini manevi kızı ilan etti. Sonraki çevirilerinde “Mütercime-i Meram” takma adını kullandı. Çevirilerini kocasından gizli yaptığı da yazılanlar arasında. Ben bu fikre katılmıyorum. Faik Bey ile ilgili bildiğimiz şeyler kısıtlı. Karısının ondan gizlice çeviriler yaptığını, yazdığını biliyoruz. Neden gizlice yaptığının cevabı yok. İlk çeviri kitabını bir kadın adıyla yayımlayan Aliye Hanım; diğer kitaplarını kocasının desteğiyle kendi ismiyle yayımlar. Yani belki de engel kocası değil, gelenekselci bir yanı olan kendisiydi ve hatta toplumdu. Çünkü Ahmet Mithat Efendi destekleyince cesaretini toplayıp, kendi ismiyle yazmaya başlar.
50 tl
***Tarih 1892 yılını gösterdiğinde Ahmet Mithat Efendi ile mektuplaşan, onun edebi birikiminden faydalanan Fatma Aliye Hanım, onunla beraber bir kitap yazar. İsmi Hayal ve Hakikattır. Kitabın kadın ağzıyla anlatılan kısmını Fatma Aliye Hanım, erkek ağzından anlatılan kısmını Ahmet Mithat Efendi yazar. Üzücü olan kitap o dönem de Ahmet Mithat Efendi ismiyle basılır. Aynı yıl ilk romanı Muhadarat’ı da yayımlar. Muhadarat’tan sonra Nisvan-ı İslam kitabı yayımlanır.****Tarih 1893 yılını gösterdiğinde Ahmet Mithat Efendi bu haksızlığa karşı kendince bir karşı duruş sergiler. Bir Osmanlı Kadın Yazarın Doğuşu (Bir Muharrire-i Osmaniye’nin Neşeti) isimli Fatma Aliye Hanım’ı anlattığı bir kitap yayınlar. Kitapta Fatma Aliye Hanım’ı anlatır ve onun mektuplarına yer verir. İlginç olan Aliye Hanım içinde bitmek bilmeyen öğrenme arzusunu ve kadınların çalışma hayatında yer almasına dair inançları da yer alır. O yıl Fatma Aliye Hanım bir mektup alır. Kendisini Chicago’ya davet ediyorlardı. Gitmedi, gün yüzüne çıkması gerekenin kendisi değil; kitapları olduğuna inanıyordu. Ayrıca batılı kadınların doğulu kadınlara bakış açısından da sıkılmıştı. Eserleri o yıl Chicago’daki Dünya Kadın Kütüphanesi Katalogunda sergilendi.***Tarih 1897 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım asker ailelerine yardımcı olmak için Nisvan-ı Osmaniye İmdat Cemiyeti adlı bir dernek kurdu. Bu dernek ülkedeki ilk resmi kadın derneklerden biridir. Ayrıca, Hilal-i Ahmer Cemiyeti’nin de ilk kadın üyesidir. Bu cemiyet günümüzdeki adıyla Kızılay’dır. Bu cemiyet özellikle 1. Dünya Savaşı’nda birçok yaralının tedavisini üstlenmiştir.BU ÜLKE SIKIYOR BENİ (KÖTÜLÜK ÇİÇEKLERİ- BAUDALAİRE)
***Tarih 1899 yılını gösterdiğinde Udi adlı romanını yayımlar. Bu kitap Fransızca’ya çevrilir. Yalın bir dil kullanır. Görevi üzerine gittiği Halep’te yaşamına tanık olduğu bir kadın udiyi anlattı. Kitapta mutsuz bir evlilik yapan Bedia’nın hikayesini anlatır. Kitap kadınların eş seçiminde dikkat etmesi gerekenleri anlatır. Evlilik ve yükümlülüğün farklı bir şey olduğunu söyler. Fatma Aliye Hanım kadınların sadece aşkı değil, doğruyu seçmeleri gerektiğine inanır. Reşat Nuri Güntekin, edebiyata ilgisini güçlendiren yapıtlar arasında Fatma Aliye Hanım’ın Udi romanını sayar. Eserlerinde evlilik, aşk ve sevgi kavramı, birbirini tanıyarak evlenmenin önemi gibi mühim konuları işleyen Fatma Aliye Hanım’ın diğer romanları: Ref’et, Enin, Levayih-i Hayat adlarını taşır.***Tarih 1914 yılını gösterdiğinde Ahmet Cevdet Paşa ve Zaman isimli son kitabını yazar.***Tarih 1926 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım şimdiye kadar yaşadıklarına hiç benzemeyen başka bir acıyla karşılaşmıştı. Kızı İsmet evden kaçmıştı ve rahibe olmak istiyordu. Büyük kızı Ayşe’de Mason locasına kayıtlı olan hocasıyla evlenmişti. Aile bu evliliğe karşı çıkmasına rağmen dinlememiş, evden kaçmıştı. Çocuklarının onu utandırdığını hissediyordu. Aile Fatma Aliye Hanım için en kıymetli husustu. Ama olmadı. Kızı İsmet’i bulmak için yıllarca dedektiflere para ödeyecekti. Ama bu da olmadı. Kızının kaçması ve diğer kızının da onu utandırması yüzünden, insanlardan iyice kaçacaktı.***Tarih 1928 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım hayat arkadaşı Faik Bey’i kaybetti. İyice evinde inzivaya çekilmiş, hem ekonomik hem de sosyal anlamda toplumdan kopmuştu. Onun içine doğduğu dünya, ülke böyle değildi. Şimdi Latin Alfabesinin kabule edildiği, savaştan yeni çıkmış; kendini yeniden kurmaya çalışan bir dünyadaydı. Nedense bu dünyada yeri olmadığını düşündü.VEDA (AYŞE KULİN)
****Tarih 1936 yılını gösterdiğinde Fatma Aliye Hanım savaş sonrası fakirleşmiş, iyice yalnızlaşmıştı. Yıllardır kızını bulmaları için özel dedektiflere para döküyordu. Ama hiçbir işe yaramadı. Kızı nedense aristokrat, soğuk annesini hiç affetmedi. Kızını bir daha hiç göremeden temmuz ayının 13’ünde hayata gözlerini sıcak bir günde yumdu. Feriköy mezarlığına defnedildiğinde bir dönemin şaşalı hayatının bittiğinin göstergesiydi cenazesi. 20-30 kişi anca vardı, cenazesinde.EKLER:
Fatma Aliye Hanım hakkındaki bütün bu tartışmaların sebebi Fatma Barbarosoğlu’nun yazdığı Uzak Ülke kitabıdır. Kitapta Barbarosoğlu görmek istediği Fatma Aliye’yi yazmıştır. Metin Celal’in eleştirisine bir göz atın derim. Elbetteki muhafazakâr bir kadındır. Sonuçta zamandan ve mekandan bağımsız tarih değerlendirmesi yapılamaz. Bahsettiğimiz tarihler 1900’lü yıllar. Başka bir hayat ve kültürü bilmedikleri; kendi çaplarında mücadele ettikleri bir hayat. Fatma Aliye Hanım doğu ve batı kültürü alarak yetişmiş bir kadın. Hiç sevmediğiniz cümleyi söyleyeceğim. Bütün bunlara rağmen doğulu bir kadın. Fatma Barbarosoğlu kitabında Fatma Aliye’nin kocasından gizli çeviri yaptığını söylüyor. Bence yanlış bir cümle. Edebiyatçılığını kocası Faik Bey desteklemiştir. Desteklemese kitaplarını kendi ismiyle çıkarmaz. Yine bence Barbarosoğlu’nun yanlış yönlendirmesi mevcut. Velhasıl paranın üstünden fotoğrafı çıkarılsın tartışmaları benim nezdimde densizlik. Çünkü her şeyden önce hakkı yenilen, değeri göz ardı edilen bir kadından bahsediyoruz. Edebiyatçılığı ve hayata bakışı ile ilgili şu yüksek lisans tezini mutlaka okumanızı öneririm. Udî kitabında kadınlar mutlaka çalışmalı ve ekonomik hayat içinde yer almalı diyen, kölelik ve cariyeliğe ezilenler diye yaklaşan bir kadından bahsediyoruz. Ayrıca Kadınlara Mahsus Gazete’de yazan, radikal feminizme karşı çıkan bunun yerine eşitliği savunan bir kadın.İkincisi Fatma Aliye Hanım kılık kıyafet kanununa karşı çıkmıyor, karşı çıkan biri başı açık fotoğraf çektirmez. Onun karşı çıktığı boyut dil konusundadır. Latin Alfabesinin kabulüne karşı çıkmıştır. Çünkü 40 yaşına kadar kullandığı dili bırakması istenir ondan. O buna tepki gösterir ve bir daha kitap yazmaz. Çünkü yeni dile yabancıdır ve “anlayamıyorum bu harfleri” der.DİP NOT1- BAŞLIKLARI, KİMİ YAZARLARIN SÖZLERİNDEN VE KİTAPLARINDAKİ CÜMLELERİNDEN SEÇTİM. KONUYLA ALAKASI YOKTUR.
DİP NOT2- ALINTI, ÇALINTI, KAYNAK, LİNK İSMİ HER NEYSE. BUYRUNUZ:
Fatma AliyeFatma Aliye HanımOsmanlı Kadın Hareketi KitabıGölgedeki Kalem KitabıUzak Ülke KitabıBirgün GazetesiYeni Şafak GazetesiWiki LinkiUçan SüpürgeFatma Aliye Biyografi
yorumlar
Güzel bir araştırma yazısı olmuş, ayrıca yazarımızın kaynaklarda yazılanlarla, arada tartışması, yazıya akıcı bir anlam katmış..Teşekkürler..
bir dönem çok kişi tepki gösterdi Aliye Hanım’ın fotoğrafının paramızda yer almasında dolayı ama ne kadar da yersiz ve gereksiz bir tepki olduğu ortada.çok teşekkür ederim, Nevdalist gerçekten çok başarılı bir araştırma yazısı olmuş.yalnız benim anlamadığım bir yer oldu.Nisvan-ı İslam’ın en öenmli yönü demişsin ama sanki devamı gelmemiş ya da benim kaçırdığım bir yer mi oldu.”Nisvan-ı İslam kitabı yayımlanır. Bu kitabın en önemli yönü” diye bitiyor paragraf.
hayranlık ifadeleri içeren bir yorum döşenecektim sayın nevdalist, ancak eli cebe attım “dikkatle bakayım şu fotoya” şeklinde ama 50 TL yoktu. sanırım ben fakirim. bunu aynelyakîn hissedince aldı beni gam tasa. senin için hazır ettiğim ego besleyici lifler içeren yorumum bir başka bahara kaldı. selamlar.
Tebrikler, çok güzel bir yazı olmuş..
hem güzel hem yazılmış olması gereken bir yazı.
güzeldi teşekkürler
Ahmet Mithat Efendinin Fatma Aliye ile ilgili kitabı sel yayıncılıktan yayınlanmıştı.
harikulade anlatım..
Kimsenin ağzına malzeme vermeyecek şekilde sunulmuş nefis bir paylaşım…Tebrik ederim…Tebrik edersin…Tebrik eder…Tebrik ederiz…Tebrik edersiniz…Tebrik ederler…TEBRİKLER…
nevdaliste teşekkürler
sayende yeni bişeyler öğrendik teşekkürler.
Belesh’e yüksek teşekkürlerimle. Mutlaka okuyun dediğim linki yanlış eklemişim. Bu yazıya ön izlemede bakınca, çok uzun olduğunu gördüm. Kesme biçme işlemleri yapınca böyle küçük hatalar yapmışım. Düzeltir, özür dilerim. Galanthus, dikkatin için tebrik ederim. Şurada Nisvan-ı İslam kitabı ve edebiyatçılığıyla ilgili ayrıntılı yazı mevcut. Hem de bozuk linki düzeltmiş olayım.Nisvan-ı İslam İslamın kadınları demek. Muhafazakar bir kitap olduğu, batıdaki insanlara kadınlarımız anlattığı yazılanlar arasında. Türkçe sadeleştirilmiş hali yok. Belki yapı kredi böyle bir hizmet yapar da biz de okuma şansını yakalarız thing.Haritametotdefteri; matematiğim ne kadar kötü; görüyorsunuz.Saatoniki, ben de insanım, benim de egom var. Bir ara alayım o kürü. Gerçi malanki hocam günde iki öğün yiyin diyor.Ben teşekkür ederim herkese.
@nevdalist, sanki roman okuyormuşçasına zevkle okudum. Teşekkür ediyorum..
pek bir mutlu oldum sabah sabah, akoni:))
Bunca emek ve araştırmadan sonra.. Mutluluğu hak ediyorsun @nevdalist… Bende senin sayende yazını sabah, sabah keyifle okudum..
bazı yazıları böyle dikkatlicesine okuyamıyorum Nevdalist , yazını gerçekten çok başarılı buluyorum. hep böyle araştırma yazıları görmek ister bu gözler:) linkler için çok teşekkür ederim.
nevdalist link hala calismiyor.
yazının içindeki düzeltmeyi yaptım. henüz onaylanmamıştır. ser-hus yorumumda şurası dediğim yer, linkin düzeltilmiş hali.tekrar ekleyeyim. yine çalışmazsa ben suçsuzum.buyrunuzkabusum oldu, bu link.
Ablası hanım feministlik konusunda daha tutarlıyken ve o da bi’ yazarken kardeşinin, tutarsızlığı bariz biçimde görüldüğü halde, bu sıfatlarla anılıp söz konusu parayla, tanımadığı ve yabancılaştığı, T.C. ye dahil olması garip…
Bana mı öyle geliyo yoksa bu iki cümle öbeği arasında bi tutarsızlık mı var? Çeviri yapan ve fransızcayı da bilen biri latin harflerine nasıl yabancı olur yahu?Ama anlam veremediklerim keşke sadece bunlar olsa… Dinini bu kadar benimseyip, insanlarına-kadınlarına, kitaplarında anlatan bu kadın kızlarına bişey verememiş ya da kızları annelerini samimi bulmayıp aksi hayatlar benimsemişler galiba…
Şöyle açıklayayım arjin- namtar; kabusu olur derken fransızcayı öğrenmeyi çok istiyor. Ailesinden fransızca hocası tutmalarını istiyorlar, kabul görmüyor. Alfabeden kendi başına çözmeye başlıyor. Kabus bunun zorluğu.Fransızca ile türkçe bir mi yahu? Latin harflerini bilmesi bir şeyi değiştirmiyor. Sonuçta kendini ifade ettiği dil osmanlıca. Kızları konusu muamma. Soğuk, aristokrat bir kadın olduğu yazılanlar arasında. Kimbilir belki de anneye inat, ters yönlere savruldular.
Feminist olduğu için değil, ilk kadın romancımız olduğundan onun fotoğrafı yer alıyor. Sonuçta ne yazarsa yazsın, bu ülkenin tarihindeki ilklerden biridir. T.C’ye yabancılaşma ise: iki farklı ülke ve iki farklı yönetim görüyorlar. Normal değil mi?
40 yaşındaki bir kadının o lkadar zamandan sonra yazdıklarının dilini değiştirmesi biraz zor olabilir diye düşünüyorum. 40 yıl uzun bir süre…yeniliklere kapalı olunabilir.
ordan gidersek thing, bir sürü kişi var, paranın üstünde fotoğrafının yer alması gereken. ama nasıl seçeksin, hangisi daha değerli kim karar verecek, bilemiyorum.bence de vedat türkali olmalı.ayrıca eyvah eyvah, konu fethullah gülen’e geldi. yandık. tebrik ederim bana torpil yaptın, polemiği başlattın:)
@ nevdalist,Afedersin de sen onu külahıma anlat diyecem ama Pir Sultan’ın “benim itlerim haram yemez” dediği gibi benim külahım o yalanı yemez… İlk Türk kadın yazarmış, en basidinden ablası bu zatı muhteremden büyük, ki ablasından önce de bi sürü yazar var :)Gelelim latin harfleri ve osmanlıca meselesine; harf devrimi denmesinin sebebi devrimin sadece harfle sınırlı olması kelimelere cümlelere devrim yok arkadaşım 😉 Dil aynı dil, sadece harfler farklı. Üstelik kendi başına Fransızca öğrenen birinin kendi konuştuğu dilin yeni alfabesini öğrenmeyi red etmesi; güldürmeyin beni… Sadece okur olanlar bile bu inkılaba katılırken yazar olan birinin inadı garip. Acaba sadece “Atatürk Devrimi” olduğu için mi bi karşı duruş çünkü tek vukaatı bu değil?Tanımıyorken bişey yok ama gözümün içine sokarlarken “zihniyetlerini” midem bulanıyor arkadaşım. Devrim diye nitelendirilmiş ve toplumun gelişmesi için atılmış adımları hiçe sayan onlara karşı düşmanlık eden bi zatı kabul edemem tıpkı şu an ülkemi yöneten gûruhu kabul etmediğim gibi…
@ nevdalist;bu arada belirtmeden geçemeyeceğim. güzel bi derleme olmuş yazın ama benim meselem senin yazın değil 😉 bize yutturulmaya çalışılan haplar…
Tebrikler … İyi yazı…
güzel bir derleme olmuş, ne kadar zamanda yazdığın merak ettim cidden :)@ARJIN_NAMTAR
demişsin, yabancı olması öğrenememesi bir arkadaşın dediği gibi 40 yaşında olduğu içinde olabilir, bence şu sebepten olabilir. ‘muhafazakar’ bir kadın olduğu için yeni alfabeye “hizmet” etmemek istemiş olabilir, ya da yeni rejime uyum sağlayamadıysa protesto için yazmamış da olabilir..
bu konu da güzel bir derleme de senden bekliyoruz, bir satırlık yorumlarla yazılan yazıyı eleştirmek kolay 🙂
nevdalist cevap verir aslında ama sanırım en az 1 hafta gerekli bu tarz yazıları yazabilmek için. tabi kişiden kişiye değişir.
@ xmarkx;amerikayı yeniden kefetmeye gerek yok. şayet okuduğun yazıda
cümle öbeğini dikkate alıp google da aradığında çıkan herhangi bi’ makaleyi okuman yeterli olurdu.
futbol konuşan iki kişiden birinin diğerine soracağı “sen hiç birinci ligde oynadın mı?” sorusundan farkı var mı bu sorunun? görünen köy klavuz istemez, ama göremeyen varsa anlatılır ;)üstelik yazıyla ilgili fikrimi de belirtmiş NEVDALİSTe tebriklerimi sunmuşum di mi, kraldan çok kralcılık neden?
arjin namtar, teşekkür ederim. sen de olmasan hiçbir şey tartışmayacağız ve yazı yazmanın bir keyfi de kalmayacak. üsteki yeri soracağım. neden bu kadının vukuatlı olduğunu düşünüyorsun? insanları halide edip ile birlikte mitnglerde kurtuluş savaşına çağıran birinden bahsediyoruz. tarih öyle bir alan ki, yargılanması değil; tarafı olur. sen de bu bağlamda önyargılı yaklaşıyormuşsun gibime geliyor. muhafazakâr bir kadın olduğu doğru. ancak yaşadığı dönemi düşününce bu çok normal.xmarx; yazı uzun sürdü. kendim merak edip okumalar yapmaya başlamıştım. sonrasında hafife yazayım dedim. yazmak bile 1 haftaya yakın sürdü.galanthus, teşekkür ederim sana da. benim pek vaktim yok, bilahare siz keyfinize bakın. bu yüzden cevap vermem gecikiyor, kusuruma bakmayın.
@ nevdalist
Evet, “Atatürk Devrimleri”ne karşı vukaatlı olduğunu söylüyorum çünkü kurtuluş savaşının “Atatürk Devrimleri”yle alakası yoktur ve söylediğim bu şey önyargı değil bi tesbittir. Doğruluğu kesin olan şey önyargı olamaz.”Yaşadığı dönem” gerekçesi mantıklı değil bence ki sana da mantıklı gelmemeli çünkü Halide Edip’le aynı şeyleri yapabiliyosa -sen Kurtuluş Savaşı’nı örnek vermişsin- “yaşadığı dönem”e kabahat bulmamalı zihniyete kabahat bulmak gerekirken…
vaşş, nevdalist tarz değiştirmişsin:Pçok güzel olmuş, keyif alarak okudum. bence uygun soru şöyle olmalı: akp iktidarının fatma aliye’nin başı açık fotoğrafını kullanmasının sebebi nelerdir?
babasının resmi konulsa daha iyi olurdu.
Hakkat özletti kendini amet abi. Yeni modeller gelmiştir kesin, uğrar yakında.
evden eve nakliyat tekstil taşımacılığı boya taşımacılığı gebze evden eve nakliyat kartal evden eve nakliyat maltepe evden eve nakliyat kadıköy evden eve nakliyat ümraniye evden eve nakliyat tuzla evden eve nakliyat pendik evden eve nakliyat üsküdar evden eve nakliyat beylikdüzü evden eve nakliyat avcılar evden eve nakliyat başakşehir evden eve nakliyat florya evden eve nakliyat gaziosmanpaşa evden eve nakliyat bayrampaşa evden eve nakliyat kağıthane evden eve nakliyat edirnekapı evden eve nakliyat beşiktaş evden eve nakliyat mecidiyeköy evden eve nakliyat silivri evden eve nakliyat çorlu evden eve nakliyat
cam balkon cam balkon cam balkon ankara tadilat çankırı av tüfekleri web tasarım köfte makinası alüminyum profil gelinlik modelleri istanbul düğün salonları düğün mekanları sünnet salonları düğün salonları fiyatları maltepe nikah salonu kartal nikah salonu kadıköy nikah salonu epoksi boya epoksi zemin kaplama
остекление балконовостекление фасадовбезрамное остеклениестеклянный балконosteklenie balkonovosteklenie fasadovbezramnoe ostekleniesteklyanniy balkonterapi | dermaroller
Bilgi için teşekkürlerafrican mango satışafrican mangoafrika mangosuafrika mangoafrika mangosu hapı
Bilgi için teşekkürlerArmineeşarpArmine eşarpaker eşarpaker