İnsanların hayat tarzları ya da görünüşleri,engelleri toplumdan soyutlanması için ne kadar gereksiz bahaneler. Bir çocuğun ya da bırakın çocuğu ergenin bile dışlanabilmesi,o meraklı acıyan bakışlar kişinin kendisini ve ailesini ne kadar üzüyor farkındalar mı acaba.Dışarıda gezerken,aileleri sosyalleşmeleri için uğraşırken bizim insanlarımız neden bu kadar acımasız oluyor? İstisnalar var tabi…Yanlış anlaşılmasın doğal davranan destek olanlar da var. Ailelerini eşlerini kalabalığa karışmaktan usandıran davranışları olanlara bu sitem.Herkes soruyor ‘nesi var.’Anlatana kadar bıkmadan bekliyorlar, anlatıyorsunuz o zaman da vah vah lar başlıyor. Aslında ailenin bu durumdan ne kadar rahatsız ve sıkıntılı olduğunu anlayamıyorlar. Acımayın sormayın. Bu şekilde davranarak o insanların aranızda her zaman farklı hissetmesine sebep oluyorsunuz.Sonrada engellilere destek olmaya çalışan kurumlara yada kişilere sözde destek veriyorsunuz.Bırakın hiçbirşey yokmuş gibi aramıza katılsınlar yaşasınlar.Bence bize topluma düşen acımadan hisettirmeden yardımcı olabilmek zorluklarını kolaya çevirmek.Üzgün yüzlerle gözlerle değil hoş geldin dercesine bakabilmek…
yorumlar
Bir engelliye normal davranamayanın da engelli olabilecegini unutmayalım..
insanlar malesef bunu anlamıyorlar
Ben Türkiye de yaşamıyorum, Türk insanından farklı yapıları olan Avrupalıları inceliyorum..Büyük bir şirketin tam ortasında oturup tekerli sandalyesiyle sekreterlik yapan bir kız var, ve ona olan davranışlar..Gelen konukları karşılıyor, onlara cay kahve ikram ediyor..Çalışan gayler var ve lezbiyenler..Her yeniliğe açık olduğumu zanneden ben bile fikir olarak önce bir sendeledim..Kendimden farklı olanların farkına vardım.Bir müddet sonra gözün ve gönlün herşeye alışacağını anladım..Mükemmeli arayan Türk işverenin büyük bir sosyal hata yaptığını anladım, kişiliklerinde bir sürü eksiklikleri olup bu şekilde mükemmeli aramaya çalışmalarını, kendilerine güzel sekreterler seçenin, evde eş ve çocuklarıyla mutlu olamadıklarını anladım..Acıyarak markette sıramı verdiğim arabalı yaşlı bir kadının beni azarlamasıyla, onların kişiliğine saygı duymam gerektiğini kavradım..Hep aynı pencereden bakmaya zorladığımız çocuklarımızın farklıyı görünce nasıl anlamsız kaldıklarını gördüm..Anladım da anladım işte..Sonuç olarak farklıya karşı, standart davranış modelini öğrenmesi gereken bir milletiz..Bir de zaten toplum tarafından itilmiş engellilerin de toplu eğitime alınıp, Türklerin hassaslıklarını kullanmamaları ve içinde duydukları kini sevgiye dönüştürmelerini gerektiğini düşünüyorum..
Geçenler bir arkadaşım annesini kaybetmiş.Gördüğümde sadece nasılsın dedim, başın saolsun demedim çünkü hatırlamış olacaktı. Belki unutmamıştı ama tazelenmesini istemedim. Bir başkası daha geldi başın saolsun dedi. Arkadaşım ağladı…
ölünün ardından üzülüp ağlamak kadar doğal birşey yok ki. ayrıca yeni ölmüş bir yakını hatırlayıp ağlamak da bir o kadar insanı. sen var olan bie gerçekliği görmezden gelirsen o gerçekliğin karşındaki insanı üzmeyeceği yanılsamasına kapılmışsın.
belkide…Ama öyle düşündüm.. 🙁
pillibebek,yurt dışında engelliler için o kadar çok imkan var ki bizim ülkemizde ise malesef çalışmak için n can atan ama rutin olması gereken engelli kadrosunda bile iş bulamayan çok insan var.O kişilere maaş verilio tamam ama engelliler kendi çabalarıyla birşey yapmak istiyor.Yurtdışında çok akrabam var onlardan duyuyorum hatta engelli bir yakınımızı götürmek bile istediler ama memleketten ayrılmam dedi vazgeçti devlet insanlar işverenler sahip çıkmalı bence..
çalıkuşu arkadaşını başı sağolsun önce bende senin gibiyim ewet söylemek lazım aslında ama acısı yeniden canlanacak içini acıtacak sanıyor insan ve belkide çekiniyor insan söylemeye
söylenmiyor…
Engellilere acıyan gözlerle bakmanın onları üzebileceği ve onlara normal davranılması gerektiği, alt yapı koşullarının ise onların daha rahat edeceği şekilde düzenlenmesi gerektiği fikrlerine katılıyorum. Pillibebeğin, tekerlekli sandalyedeki bir kadına sırasını vermek istemesi sonucu azarlanması örneği dikkatim çekti. Benzer bir örneği televizyon da Nil Gün’den duymuştum. Amerika’da sanırım psikoloji eğitimi ya da kursu alırken, dışlanan bir arkadaşı varmış seneler önce. Sanırım eşcinselmiş. Nil gün herkesin dışladığı kişiyi herkes gibi dışlamayarak onunla arkadaş olmak istemiş. Ben seni hoş görüyorum, anlayışla yaklaşıyorum benzeri bir cümle kurmuş ve tepkiyle karşılaşmış. Sen kimsin ki beni hoş görüyorsun benzeri bir yaklaşımla. Yani esasında iyi niyetli yaklaşmak istemesine rağmen, kafasında onu ötekileştirdiğini belli etmiş olmuş. Engelli insanlarında toplum içnde rahat hareket edebilmeleri ve kendilerini soyutlanmış hissetmemeleri için onlara acımadan, sevgiyle diğer insanlara davranmamız gerektiği gibi özenli,saygılı davranmamız gerektiğini düşünüyorum.
..
CHAT NOIR 1; Bu ayarı tutturmak dengelemek zor.O kadar hassas oluyolarki… Ama bir o kadar da güçlü durmaya çalışıyorlar.Tepki vermeleri belkide bu yüzden.İşte yardımcı olmak gerek ama sanırım empati kurmamız kendimizi onların yerine koymamız o şekilde düşünüp davranmamaız daha doğru olacak.
Haklısınız. Denge önemli. Çok hassas bir konu.