Gözlerinden büyük bir damla yaş düştü sayfaya, tam da e harfinin üzerine. Mürekkebi dağıttı. Önce e harfini sonra l harfini bozdu. V harfine geldi durdu. Bozulmuş da olsa elveda kelimesi okunabiliyordu. Gözleri yazdıklarında hızla gezindi. Her kelimenin canını daha da acıttığını fark etti. “Kader, kısmet işi” demişti kız kardeşi,O da kafasını sallamış onaylamıştı. Şimdi kesin olarak biliyordu. Yaşananların ya da yaşanacakların kaderle kısmetle bir ilgisi yoktu. Verilen kararlarla, yapılan seçimlerle ilgiliydi her şey. Bir karar verecekti. Ya kalbini seçecekti ya aklını… “hayat, kesinlikle seçimlerden ibaret” dedi kendi kendine ve ben ne seçeceğime karar verdim. Gelecek olasılıklardan oluşuyorsa sadece akıl en doğru olasılığı görebilirdi. Akıl, hiç bir falcının göremeyeceği geleceği görebilir. Kalp ise sadece tekrar tekrar kırılacağı seçimler yapar. Gözyaşıyla bozulmuş elveda kelimesini karaladı. Büyük harflerle tekrar yazdı. Onunla mutlu bir geleceği olmayacağına emindi. Derin bir nefes aldı. Başını kaldırdı pencereden dışarıya baktı. Bakışları tekrar yazdıklarına döndüğünde “ELVEDA” kelimesinin altını kuvetlice çizdi. Artık gözlerinde yaş yoktu.