Ama meselemiz bu belgeden çok daha büyük. Çünkü o belgede ayyuka çıkan “psikolojik savaş”, toplumun bir kesiminin TSK tarafından “iç düşman” olarak algılanışının doğal bir sonucu gibi duruyor. Bu algıyı siz de zaten açığa vuruyorsunuz yeri geldiğinde. Basın toplantılarınızda “karşı taraf”tan söz ediyor, “cemaat”leri ve özellikle bir tanesini hedef gösteriyor, oraya yakın gördüğünüz medya organlarına “akreditasyon” vermiyorsunuz.Bu durumda ne oluyor, farkında mısınız? Siz, toplumun tümünün değil, bir kısmının ordusu olarak algılanmaya başlıyorsunuz. Böyle ordulara ne denir, farkında mısınız? Ordu denmez, milis denir. Mesela Lübnan’da Hizbullah var ya; tüm Lübnan halkını değil sadece Şiiler’i korumak için kurulmuş bir askeri örgüt. “Şiilerin milisi” yani. Türkiye’deki işler böyle devam ederse, bir süre sonra sizi de insanlar “laikçilerin milisi” diye algılamaya başlayabilir. (Hem de herkesin vergileri tarafından finanse ediliyor olmanıza rağmen!) Bu durumda da o hiç istemediğiniz “bölünme”nin âlâsı gerçekleşmiş olur. Mustafa Akyol
Biliyorum ki aslında sizin amacınız Anayasa’da tarif edilen Cumhuriyet’i korumak. ‘Laiklik karşıtı’ çevreleri bundan ötürü hedef alıyorsunuz. Ama lütfen bir kez olsun kendinize sorun: Bu çevreler acaba gerçekten ‘laiklik karşıtı’ mı, yoksa laikliğin Türkiye’ye mahsus ve modern dünyada eşi-benzeri görülmeyen otoriter bir yorumuna mı karşılar?Mustafa Akyol
alo bana yazı işleri müdürünü verin. ben Vahit, bu çevrelerin “Türkiye Cumhuriyeti’nin laik olduğunu ve laik kalacağını” bir kez dahi ifade etmiş olanı bulup getirene 100 bin lira veriyorum.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
yılın en iyi uydurma tesbiti dalında birinci seçtim :)))
TCSK ile ilgili bir yorum daha:
alo bana yazı işleri müdürünü verin. ben Vahit, bu çevrelerin “Türkiye Cumhuriyeti’nin laik olduğunu ve laik kalacağını” bir kez dahi ifade etmiş olanı bulup getirene 100 bin lira veriyorum.