Alpay Erdemi bilir misiniz? .Son birkaç yılda Lombak camiasında çizdiği Top Canavarı, İsmail /Hasta Ruh , Kamil Seven Adam , Şevki Teyze gibi tiplemeler ve öykülerle , Yiğit Özgür gibi, Serkan Altuniğne gibi, Ersin Karabulut gibi gönüllerimizde taht kurmuş yeni mizahçılar arasında adı anılan, zekasının inceliğini yarattığı ve çizdiği bütün eserlerinde görebileceğiniz nadir çizerlerden biridir.Bunu editörleri de fark etmiş olacak ki; Alpay Erdem, şu an Türkiyenin en sevilen ve en çok satan mizah dergisi Penguende yazarlık da yapmaya başladı.Köşesinin adı Ben .Yani, tamamen kendi başından geçen olayları, süslemeden, komik olması için uğraşmadan, didinmeden, olduğu gibi yazarak kendine bir tarz yaratıyor, ve kendisinin de dediği gibi, ne kolay bir iş yapıyor: rahatlıyor, üstüne de para alıyor.Alpay Erdemin Ben köşesini yapmaya başlayana kadar gerçek bir hayranı idim.Fakat gün geçtikçe Erdemin yazar kimliği ile üstlendiği köşesinin, aslında benim için hiçbir şey ifade etmediğini anladığımda, yıllardır sarı dergilerden vazgeçememiş bir okur olarak çok üzüldüğümü söylemeliyim.Yaratıcılıktan nasibini almamış, kişisel hayatını anlatarak Penguen gibi kalitesi belli bir mizah dergisinde köşe yapmış Alpay Erdemin uğraşıp yaptığı köşe bu muydu?(Sorsanız, ben yazar değilim ki der herhalde.)Geçen haftalarda baktım, kahveleriyle ünlü Starbucksa gittiğini, ama bardaklarında tüm arkadaşlarının isimleri yazılıyken kendi Alpay Erdem diye onun ismini yazmadıklarını, orada bile kaale alınmadığını anlatan bir yazı yazmış.Fakat bu haftaki köşesinde asıl bombayı patlatmış:Starbuckstakiler bunu okumuş ve ah efendim, ne demekvari bir jest ile mizahçı kardeşime üzerinde isminin yazılı olduğu bir kahve paketi göndermiş. Alpay Erdeme de teşekkür etmek düşmüş.. Ah, az kalsın unutuyordum, bir de kahveleri gerçekten çok güzeldi! yazmış!Nasıl gidesim geldi, anlatamam!Ne var canım bunda? diyor olabilirsiniz. Ama bence iş bu kadar basit değil.Leman tayfasına kafe açtılar, tişört bastılar, ticaret yaptılar! diye bağıran zihniyet, Penguene de Turkcellden para alıp iş yapıyorlar diye çıkışıyor bildim bileli, bence bunda bir sorun yok. Selçuk Erdem, yıllardır çalıştığı, emek verdiği mizah dergilerinde bir yandan çizerken, bir yandan da kredi kartı reklamı ile gündeme geldi. Bu, Selçuk Erdem gibi bir çizerin zaten hakettiği bir başarıdır. Bence tüm mizahçılar, iyi birer gözlemci ve yaratıcı olmalarının hakkını almalıdır, o ayrı. Ama Alpay Erdemin yaptığı tam olarak bu değil.Erdeme yakışmayan, Starbucksa gittik geçende arkadaşlarla söyleminden ziyade, bana bedava kupon yollamış, sağolsun abiler, kahveleri de güzelmiş diye yazarak köşem dolsuncu mizah anlayışı!Bu ne ki şimdi?Salla başını, al maaşınıcılık!Düpedüz bu işte!Popüler kültürsüz gün geçmez, ben de biliyorum, ama Alpay Erdemin bu hafta yazdığı yazıda durumun bokunu çıkardığını görmek mümkündür diye düşünüyorum.Sarı dergilerin bir ağırlığı, farklılığı, çok sesliliği olmalı. Küfürüydü, şiddetiydi, bunlar da çok tartışılmıştır. Okur bunların hepsine alışkındır zaten. Küfürlü olan sayfayı okumaz, şiddet içerdiğni düşündüğün espriyi atlarsın, bu kadar basittir. Fakat sahibi olduğu köşede kendi tarzını kişisellik diye seçmiş olan bir mizahçının bu gibi durumlarda daha dikkatli olması gerekmez mi? Alpay Erdem yazılarının , bu maddeyi yazdıktan sonra, belki yalnız bir süreliğine okurların gözünde hatırlı dostlarına köşesinden minnetlerini sunan bir Hıncal Uluçtan, ya da baş harflerinden Seni Seviyorum Aşkım diye köşe yazısı yazan bir Ayşe Arman üslubundan hiçbir farkı olmadığı; kendisinin de zaten çizer olarak kendini kanıtlamışken, yazar olmasına hiç lüzumun olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz!Şimdi bu haftaki yazıyı Starbucks ta çerçevelenip asarlar, Alpay Erdem de önümüzdeki hafta bedava içecek kuponu + haftasonları caddeyi gören masanın rezervi karşılığında bunu yazarak Ben köşesini doldurmuş olur.Ne şahane!Hem danışalım, hem dövüşelim!Reklamın iyisi kötüsü olmaz değil mi?Bu durumda, hadi Starbuckstan bir kahve alıp öyle okuyalım Penguenlerimizi!
yorumlar
lemandan ayrılırken “reklam vardı, çok siyasiydi” gibi laflar eden penguen tayfasının leman’da eleştirdikleri her şeyi teker teker yapıyor olması, bu yazar-çizerlerin ayrılış sebebini de yeniden düşünmemize neden oluyor.ben uzun süredir penguen yerine leman alıyorum, herkese de tavsiye ederim, en azından hâlâ nihat genç leman da.
Mizah dergilerini gülmek için alıyorum. Adamların neyi niye çizdiklerini umursamam. Komik değil bunu niye yazmış desen seni anlarım fakat senin yaptığın daha önceleri çok sık kullanılan “evet komik ama düşündürmüyor” lafının evrim geçirmiş halidir. “Starbuck’s”‘a teşekkür etmiş diye niye şikayet ediyorsun anlamadım.