Uğur Mumcu’nun belirttiği eğitim düzenimiz aradan geçen bunca yıl sonra hala aynı yerde mi? Bu bozuk sistem sadece AKP iktidarına mı maledilmeli? Bugüne kadar görev başında olan sağcı, solcu, ılımlı, ümmetçi hangi hükümet bu sorun/lara el atmış ki?. Kanımca eğitim sistemimiz hala BOZUK!!!!ATATÜRK’TEN bu tarafa hiç bir adım atılmış değil. Atatürk Devrimleri nerede? Atatürk’çüyüm diye geçinen partiler nerede?VERMEDiĞiNi ALMAK
Üniversitelerarası seçme sınavı, bu yıl da yine çarpık eğitim düzenini yansıtarak sonuçlandı. Sınav sonuçlarına göre, ön sıraları yine varlıklı aile çocuklarının okuyabildikleri Galatasaray, Avusturya, Amerikan Robert Koleji, Saint Joseph gibi liselerden mezun olanlar aldı.Bu seçme sınavları, eşit eğitim görmüş olanlar arasında bir yarışma değil, devletçe eşit sayılanlar arasında bir kör döğüşü gibi sürüp durmaktadır. Devlet, orta öğrenimde bir yandan paralı liseler gibi, ayrıcalıklı birimler oluştururken bir yandan ülkemizin geri kalmış yörelerine yeterli öğretmen bile gönderememektedir. Böylece örneğin fen derslerinin boş geçtiği Hakkari Lisesi ile, seçme öğretmenlerin görev aldıkları Galatasaray ya da Robert Kolej öğrencileri aynı koşullarda aynı sınav kağıtlarının başına oturtulmaktadır.Bu adaletsizlik bu eşitsizlik ilkokul çağında başlamaktadır. Doğru dürüst Türkçe bile öğretilmeyen köy ilkokullarından çıkan çocuklar, daha ortaokul kapısına ulaşmadan ya babalarının yanlarında tarlalara, ya da beş-on kuruşluk ücretler karşılığı tamirci çıraklığına gönderilmektedirler.Bu engelleri aşmayı başaranların çoğu da, yetersiz eğitim veren ortaokul ve liselere düşmüşlerse, yüksek öğrenim yapma olanakları ta o günlerde ellerinden alınmaktadır. Adına “Üniversitelerarası Seçme Sınavı” denilen dönme dolabın içinde başları dönen nice genç insan. düzenin acımasız çarkları içinde ya kapkara bir umutsuzlukla terörist eylemlere katılıyor, ya da sessiz ve çaresiz çırpıntılarla eriyip gidiyorlar.Devlet, öğrenciye vermediğini öğrenciden almaya kalkarsa, bunun neresi “seçme sınavı” sayılır? Bu eğitim düzeni, her yıl diplomasız işsizler üreten ve toplum katmanlarına diplomalı karamsar yan aydınlar sokan adaletsizliğin çirkin görüntüleriyle günden güne yeni adaletsizliklere kapılar açıyor.Peki, bu adaletsizliğin giderilmesi için ne yapılıyor? Ne yapılacak. hiç! Yalnızca, ilkokul öğrencilerini ortaokul seçme sınavlarına hazırlayan tüccar öğretmenler ile birer para makinası olan özel dershaneler türetiliyor. Ve devletin görevi olan eğitim, özel ellere kazanç sağlamaya yarıyor böylece. Olan bu!..Fakat iş, bayramlarda, 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda, çocukları ve gençleri anmaya gelince, hiç üzerlerine yok maşallah!..- Yarının büyükleri, mini mini yavrular… Ey Türik gençliği…Falan, filan…Eeee, sonra? Sonrası bu: öğretmensiz okullar, laboratuvarsız liseler ve bütün bunlardan sonra varlıklı aile çocuklarının önünde açılıp, yoksul işçi, memur ve köylü çocuklarının önünde kapanan kapılar…On lise mezununun dokuzuna üniversite kapıları bu sınavlarla kapatılmışsa, gençlik kesimindeki kargaşaya ve başıboşluğa da şaşmamak gerekir. Eğitim alanındaki adaletsizlik. düzenin temelini oluşturan adaletsizliğin yalnızca bir bölümüdür. İçinde yaşadığımız ekonomik sistemin sonuçlarından birisidir.Ne güzel söylemiş Orhan Veli:- Bu düzen böyle mi gidecek. pire/er filleri yutacak..Evet, böyle gidecek: emekçi sınıfların öncülüğünde halk iktidarları kurulmadıkça, bu böyle gidecek. pireler hep böyle filleri yutacak (Cumhuriyet, 13 Ağustos 1979)Umag Vakfınca çıkarılan “Atam İzindeyiz” isimşi 13. kitabın 78. sayfasından alınmıştır