dumandan ve bombadan kaçmadan NY sevenler için hele bir de kırmızı defterlere çiziktirmiş olanlarımızın,paul auster okuyanların, sevenlerin ve muhteremle vesair ilişkilere girenlerin hoşlaşabileceği, okuyabileceği, bakabileceği artık kendi haline göre fiil beğenebileceği bir iki sayfa. burada bir tartışma forumu da mevcud ama çok sağlam değil, ama yine de arada ilginç yazılar düşünceler de var.burası, veburası.
stillman’s maze’de auster okurları için ilginç ve yaralı olabilecek bir metin düzenlemesi var, new york üçlemesinin bazı kısımları interaktf hale getirilmiş ve böylece okuyucunun işi kolaylaştırılmış. iyi surfler
yorumlar
Umarım alakasız gelmez, Paul ile ilgili bir kehanette bulunmak istiyorum; aslında belki iki; neyse… Sayı önemsiz…
Çok uzun olmayan bir gelecekte bu adamı filimlerde oynatacaklar; çünkü bakışlarında acayip bir picassoyla becket karışımı ifade var; ha, onların paul dan star yapma gerekçesi bu olmayabilir ama, kesin işe yarayacaktır…
Tabi umarım o bakışlar fotoşop bakışı değildir…
işte böyle…
kendi filmlerinde görünme adeti var zaten,..
ben smoke, blue in the face, ve lulu on the bridge izledim, ama hiçbirinde hatırlayamıyorum auster’i,.. heralde küçük rollerde görünüyordu,.. bir de, acaba harvey keitel fetiş oyuncusu mu onun?
en sonunda elemanı arabasına alan sürücü idi, başka da yokmuş atmışım,..
izlemedigimden hatırlayamadım demek ki,.. ama smoke ve smoke2’de(!) gayet de kendi oynayabilirdi bence,..
Benim dediğim zaten Orson ayağı değildi; yani öyle olabilir, o oyunculuk değil ki figürasyon, bi gün ben bile oynayabilirim bi yerlerde… Benim dediğim kült bi filimde böyle efsane iş çıkarttıracaklar sanki; öyle bir his bu; büyük ihtimalle de olmayacak ama… Ha, ‘Amarikan’ Sineması bunu ıskalar, ıskalar… Ben sorumluluk almamak açısından; tarihi şeyden yani öyle bir görev gibi bi an yani; olur ya bazen; olmazsa da başkalarına ben bilmem; bana olur böyle… İşte yani yeri geldi diye; yoksa akşamdan sabaha bunu düşünüyor ve hatta: ‘Ulan şinni bu dümbük Paul, yazamaz mazamaz, bi tane sıkı ‘ikaye yaziim de, denk gelirse veririm’ cinsinden içsel ataklarım falan da yok… Yazmak deyince, ne yani yazdın diye, hemen holivut’da tepelerine mi afedersin, oturturcaklar… gibi yani; böyle artık…Uzatmayayım; hafif abi kızmasın…
İşte ondan…
Harvey yani… Bi harley devitson, bi de ketıl… kitıl… neyse işte o… iyi o.. valla…
bıyık bile yakışıyo adama!
harvey de acaip eğreti duruyor bence ki şevy ceys in colaturkanın aptal reklamlarında bıyık takmış hali kadar aptal ve komik. inadına tanınsın diye kılık değiştirilme komikliği havası verilmiş gibi. değil mi?
sen ne anlarsın şamo desem, bir ay sonra verilmiş bir cevap olarak sayılmaz değil mi,.. gerçi seninki de 2 yıl sonra gelmiş ama,.. ohm,…
kadar kötü bişi de yoktur hani insanı bitiren.. yazık.. kısa zamanda iyileşmeni ve harvey tarzı bi bıyık bırakmanı tavsiye ederim o halde hastasıysan çok..