Uzun bir kıştan sonra aşka yakışır günler doğuyor. Her sabah güneşin içime işleyişini hissediyorum. Zarif ve şehvetli bir kadın gibi. Sonra bütün gün görebilmek için, belki iki kelime edebilmek için bir kadın bekliyorum telefonun yanında. Yada ben ona gidiyorum, belki iki kelime edebilmek için.Üzerimde yabancı bir kentin yabancısılığı var. Sokaklarında kaybolmuş bir çocuğun korkuları, ama herşeye rağmen ben bütün çıkmazlara girip çıkıyorum ve sonra onu görüyorum karşımda oturup çay içiyoruz olur olmaz herşeyden konuşuyoruz ve sanki hiç eksilmiyor kelimeler. Kelimeleri deniz yapıyorum, kelimeleri gökyüzü, kelimelerden çiçek yapıp saçlarına takıyorum. Bir demet menekşe yapıyorum anılardan.Ve kendimi bir boşluğa bırakıyorum. Ellerine bırakıyorum ellerimi. İşte tam orada dilimin ucundaki bütün kelimeler intihar ediyorlar…