Olmak istemediğim , olmamı istedikleri … acılarım , mutlulukları … ideallerim , sıradanları … olmazlarım , rutinleri … peki ben neden , niçin ve kim için yaşıyorum ?Umutsuzluğu yaşıyorum , nefes almak zor geliyor artık … Geleceğim , umudum kalmadı yavaş yavaş eriyorum çayda eriyen şeker gibi , ben varım ama yokum aynı zamanda …Yere çarpan yağmur damlası gibi dağılıyorum , uçurumun başında dürtülmeyi bekliyorum … Sokakların aydınlatma lambaları istikrarsız çalışıyor tıpkı korku filmlerinde ki gibi , kimse yok belli ki saat çok geç , benim için önemi yok saatin , zamanın , mesafenin …Bir köşede çeresizce oturmuş ağlayan dokuz , on yaşlarında küçük bir kız çocuğu ilişti gözüme … Beni görür görmez korktu önce daha sonra ona zarar vermeyeceğimi anladı herade ki ufacık ve mahsum yüzünü bana çevirdi gözlerinin içi haykırıyordu , bu yaştaki kız çocuğunun ne işi vardı burada ? Ama belliydi üzerinde ki kıyafetlerden sokakta yaşadığı …- Ne oldu sana ?- Annemi özledim … ve o an ne cevap vereceğimi bilemedim , o kadar üzülmüştüm ki bunu duyunca bütün dertlerimi unutup sadece bu küçük kız çocuğunun durumuna üzüldüm …” Aç mısın ? ” diye sordum çaresizce …”Evet” dedi küçük mahsum kız çocuğu …” O zaman birlikte birşeyler yemeye ne dersin ? ” haberlerde ki büyük bir ikramiyeyi tutturmuş bir insanın gözlerindeki sevinci gördüm kızın gözlerinde birden ve bütün mahsumiyetini belli eden o tebessümü …Açık bir lokanta bulduk ve yemeğimizi yedik … Küçük kız o kadar mutluydu ki onu bırakıp gidersem eğer kendimi hiç affetmeyeceğimi düşündüm hele ki bu dönemde böyle bir şeyi takmamak benim için olağan dışı olurdu … İçimden geçirdiklerimi duyuyormuş gibi kafasını çevirdi ve ıslak gözleriyle bana ” Beni bırakacak mısın ?” diye sordu … Boş ve umutsuz gözlerle ne yapacağımı bilmeden yapmam gerekini değil , yapmayacağımı bilerek ona “Seni tekrar göreceğim ” dedim … Ama nasıl olabilrdi ki küçük kızın sabit bir yeri yoktu benimde öyle ne zaman nerede olacağım belli değildi ve çözmem gereken problemlerim vardı küçük kızı bir yetiştirme yurduna bırakabilridim ama yapmadım … Bütün dünyası yıkılmış gibi otrurup tekrar ağlamaya başlayan küçük kızın hırçırıkları artık benim kabusum olmuştu … Uçurumun kenarına gittim artık birisinin beni dürtmesine gerek yoktu küçük kız beni dürtmüştü yeterince , düşündüm umut vermek değildir marifet önemli olan gerekeni yapmaktır … Ve bende gerekeni yapıp sonsuzluğa bir adım attım …