bildirgec.org

umutsuzluk hakkında tüm yazılar

Labirent

Chat Noir 1 | 13 February 2011 15:18

Dört duvar arasında sıkışıp kalmak,
Hiç işlemediğin bir suç için yargılanmak,
İnsanlarla yaşamak,
Güneşi görebilmek, çok zor.
Geceler boyu düşünmek,
Çaresizliği anlamak,
Yalnızlığı seçmek,
Gerçeklerle yüz yüze gelmek,
Acı veriyor insana.
Mutlu olmayı istemek,
Biraz sevgi dilenmek,
İnsanları anlayabilmek,
Çok mu fazla bana?

Güliz Ardilli / İstanbul / 8 Kasım 1997 16:00

Seç ve Yaşa

Leb i Nar | 12 February 2011 11:10

Her seçiminin senin için iyi bir sonuç getireceğine inan. Gelen beklemediğin bir sonuç bile olsa, her şerde bir hayır vardır mutlaka. Unutma, hayat küçük gülümsemelerden ibaret. Çok mutlu olamaz kimse, çünkü her şey zıddıyla doğar. Gülersen ağlarsın, ağlarsan güler. Bu değişmez bir bütünün parçasıdır. Kaçma! Kabul et tüm sonuçları, önemli olan bu. O zaman acılar da sevinçlerde insanı ne yıkar ne mutlu eder çok fazla. Eşitliği sağlamak senin elinde, her şey dengede kalmalı.

Umut Adına

ozanTi | 01 November 2010 09:41

Pek umut yok bugünlerde,
Elde avuçta ne varsa umut adına
Kalmadı, tükendi, bitti…
Zaten çok şey de yoktu ya!
Olsun idare ediyordu bizi…
Razıydık az olmasına,
Lakin olmadı, olamadı…
Umut adına her şey birer birer kayboldu, gitti…

Senin gözlerinin kaybolması gibi…
Gözlerinin yeşilini göremeyeceğim gibi…
Kayboldu gitti…

Bugün canım sıkkın

hayalicindegecti | 29 July 2010 14:05

Akşamdankalmalık değil sadece. Evet, kafam kazan gibi ama “o son kadehi ne diye içtim ki ?”den ibaret değil. Avucumun bir yerlerine hala duran ve sızlatan o incecik, büyüteçle bile göremediğim ve günlerdir çıkaramadığım diken de değil sıkıntımın sebebi. Sanki o diken yüreğime, yok yok beynimin bir yerlerine batmış gibi. Hah, tam öyle işte, anlatabildim mi? Şimdi anladınız mı?
Aynaya bakıp yüzümü beğenmemek mi? I-ıh… Yüz değil ki önemli olan, gözler de, gözlerin rengi de.. Bakışlar asıl olan… Bunu öğreneli çok oldu. Öyleyse aynadaki o sıkıntılı bakışın sebebi ne?
Ne tatsız bir sabah. Uyandığım andan bu yana peşimi bırakmayan şu sıkıntı.
Bol köpüklü sade bir kahve mi içmeli? Bilmem ki, sıkıntımı geçirir mi dersiniz? Yok yahu boşver, o sevdiğim fincan da dün kırıldı zaten. Oysa ne güzeldi o incecik porselenin dudağa değişi… Kahvenin damağa sıcak, kalın ve pütürlü yayılışı, hele o güzelim kokusu…
Yoksa üşenmeyip toparlanıp giyinip sokağa mı çıkmalı? Deli misin? Bu sıcakta ha? Zaten Nereye gideceğim ki? Bana kim gülümseyecek? Amaaan boşver.
Sıkıntının sebebi ne peki?
Son günlerde yeni bir tatsızlık olmadı ki… Olanlar hep eskiler. O halde eskileri ne diye kafanda evirip çevirip duruyorsun?
Köpeğin ölümü mü hala acıtan? Oo, üzerinden aylar geçti. Hem nefes alamaz olmuştu… 17 yaşındaydı düşünsene… Rekor kıracaktı neredeyse. O meşum akşamüstü yine kriz geçirdiğinde, veteriner onu uyutan iğneyi bir an önce yapsın, zavallının çektikleri son bulsun diye gözyaşlarıyla yalvarmadın mı?
Yoksa aşk acısı mı?
Sahi, niye günlerdir, haftalardır hiç aramadı o?
Aramaz tabii, aramasın da. Sen değil miydin “Bu sevda ateşten gömlekmiş diyen? Kurtulmalıyız bu sarmaldan” diye ısrar eden… Olsun, arasaydı eğer, belki sesini duymak ferahlatırdı… Soğuk sular serpilirdi yüreğine.
Yok yok, gitsin, küllensin, yok olsun o arayış.
Bilemediğim başka bir şey bu… Anlatamıyorum da zaten.
Uzun süredir görüşmediğin o arkadaşınla aranızda geçenleri yeniden hatırlamak mı peki? Hani adını tam koymasanız bile dostluğunuzu noktaladığınızı bal gibi bildiğiniz o gereksiz tartışmada sarfedilen sözlerin kafandaki resmi geçidi… Ufff ne kötüyü.
Keşke kabus görmüş olsaydım, ama değil, ne yazık ki değil.
Bu sabah eski üzüntüler tek tek kapımı çaldı.
Galiba en yenisi beni en çok sıkan.
Şu iş değiştirme planının suya düşüşü… Boşa kürek çekilen onca zaman… Harcanan çabalar, beslenen umutlar, o uzak ve yabancı kente dair kurulan hayaller. Hepsinin yıkılışı… “Üzülerek bildiriyoruz ki...” diye başlayan mektubu almak…
Of bilmiyorum. Başım ağrıyor. Umutsuzum, tükenmişlikle iç içeyim.
Hayır, istemem, kitap kapağı filan açmayacağım.
Müzik de çalmasın. Kapımı hele sakın çalmayın, sustum, gizlendim, yok oldum.
Beni bugün yalnız bırakın.

ÖLME ARZUSU

matematikci07 | 27 July 2010 12:58

Bu gece her gecekinden daha farklıydı. Hiç ölümün bu kadar mantıklı olduğunu düşünmemişti. Duygularını bir kenara atmasını bilmiş ve sevdiği herkese ne kadar zarar verdiğini anlamıştı. Aslında yaptığı tek bir hata vardı ama o da en büyüğüydü. Eşine ve akrabalarına kadar uzanmıştı işin ucu. Asıl içini acıtan da buydu zaten. Sevdikleri O’nun yüzünden üzgündü.
O gece karısına söylemişti ölmek istediğini. Onu daha da üzdüğünün farkında bile değildi. Herkese verdiği acının böylece son bulacağından emindi.
Birkaç yolu vardı ama o en zorunu yapmayı denedi yine. Bunu daha önce de denemiş ve çıkmazdan kurtulmuştu.Düşünerek neler yapabildiğinin farkındaydı. O kudretli gücü sadece kendine zarar vermek için kullanıyordu nedense. Ama bu sefer iş ciddiydi. Yatağına uzandı, gözlerini kapadı ve …
Bir süre sonra karısı durumu farketti uyandırmaya çalıştı ama olmadı. Kendine geldiğinde hastanedeydi ve gözleri görmüyordu. Başında ağlaşanları duyabiliyordu sadece. Zarar verdim dediği herkesin sesini duyuyordu. Beyin kanamasının etkisi olduğunu söylemişti doktorlar gözlerinin görmemesine. Herşeyi düzelteceğini umuyordu halbuki.
Yine olmadı, ve yine herşeyi berbat etmişti…

Hicran

HBOZTOPRAK | 20 May 2010 10:37

Cevabı sende kalmış sorular,sağanak olup yağıyor her anıma,
Kilitlediğin dudaklarından azad edeceğin,tek bir kelime bekliyorum,
Yüreğimde çakan korkular sonrasında düşüyorsun hep aklıma,
Sen olmayan saçaklardan kaçarak,iliklerime kadar ‘sen’leniyorum,

Kimin adını haykırarak çarpıyor kalbin,bir türlü soramıyorum,
Tutunduğum incecik dalı,kökünden sökersin diye ürperiyorum,
Seni alıp gidecek hazan rüzgarını ise düşünmek bile istemiyorum,
İki yanım da uçurum; hangi hicrana savrulurum, bilmiyorum,

eskiye hatırlı anılarla kinaye – 2 –

talos | 14 December 2009 12:33

günahlarım sende kaldı…

doğrularda gördüğüm yalın kaderimdi ve geriye dönüp bakmadan bulduğum anılarım.

üzerimde duran aydınlık, adını paylaştığım hayat ve soğuk tenimde duran gölgeni alıp gittin. duyuyorum korkak sokakların çıplak seslerini. seninle geçiremeyeceğim anların hayalini kuruyorum.

ak teninde saklı naif, bir o kadar heybetli kokun. kokusunu senden almış kır çiçekleri haykırıyor gün batımının ufukta kayboluşuna, senin kayboluşlarına.

gittin…

Gece – Gündüz

Colpadan | 20 May 2009 14:36

Her sabah yeni bir umuttur insan hayatında. Sabahın ve gündüzün simgesi ışık, ışıkla özdeşleşen kavramlar ise hayat, mutluluk, umut, iyilik ve belki de tüm güzelliklerdir. Akşam ise gecenin ve onun simgesi karanlığın başlangıcı gibidir sanki. Yepyeni bir enerji ve taze umutlarla başlanan bir günün, karanlığın habercisi gün batımına kadar olan kısmında yaşadığımız erime süreci midir akşamüstü melankolik halimizin sebebi? Yoksa güneşin batışındaki romantik tablonun etkisi mi? Az sonra karanlıkla beraber basması muhtemel depresif havanın bir ön hazırlığı da olabilir. Evet gerçekten de gece bize bazen depresif bir hava verebilir. Çünkü karanlıkla özdeş kavramlar ölüm, keder, düş kırıklığı ve kötülük, gecenin hakimiyetinde nüfuz eder iç dünyamıza.

Bir kalem pilin negatif ve pozitif uçları gibi düşünüyorum gece ve gündüzü. Kutuplar arası potansiyel farkı besliyor adeta hayatımızı. Kutupların her biri gece ve gündüz gibi. Manik depresif ruh hali dedikleri belki de bu gece-gündüz döngüsüdür. Her mutlu zamanı dengeleyen mutsuz bir trend mutlaka gelecektir. En dibe vurduğumuzda ise en bilge olanlarımız bilir güzel zamanların yakınlığını. Gece ve gündüz bunun için vardır belki de. Mutluluk dolu günlerimizde her gece, ölümü hatırlatır bize. Uzun soluklu umutsuz dönemlerde ise her yeni doğan güneş yaşam verir içimize. Budur işte gece-gündüz döngüsünün dengeleyiciliği. Aynı haletiruhiyede uzun süre takılıp kalmayın diye.

SEBEPSİZ YERE BAŞLAR SANCILAR

Asturias | 22 March 2009 15:53

Sebepsiz yere başlar sancılar
Yaklaştıkça yalnızlık
Geçmiş olan özlemleri hatırlar
Seni yaşar, yaşadığına kanar.

Rüyalardan uyansa aydınlığa tapar
Geceleri görse güneşi arar
Zaman kavrasa elinden kaçar
Sebepsiz yere başlar sancılar