Gözlerimi kapadım kadının sesini duyar gibiyim. Bana> sen misin diyor evet> benim. Göğüs aralarının açık olmasına bakıyorum.> Gerçekten uzak iki tepe> gibi arada gidip geliyorum.> Elleri ile renkli gözlerini kalın bacaklarını yukarı> çekiyor. Ben hala> rüyanın içinde boğuşurken kapıyı eşeliyorum.Karşımdaki> esmere evde olup> olmadığını söylerken evin içinde yerimi alıyorum. Bana> arkadaşının> olmadığını söylüyor. O zaman kendisini yemeye davet> ediyorum. Olur mu derken> içeri gidip hazırlanacağını kumaş pantolondan kurtulup> kurtulamayacağını> soruyorum. İş kıyafetinde harika götünü sakladığını> biliyorum. Saçlarının> yönünü değiştirerek evden çıkıyoruz. Adım Bastiani> diyorum. Evet diyor> biliyorum sizden bahsedildi. ben o an başka bir insan> karakteri ile elini> tutuyor ve yolun karşısına geçiyoruz. Elini çekmiyor.> Gülümseyip ilerideki> yemek evine giriyoruz.> Aç değilim. Bana anlatacağın ne var diyorum vebaşlayıp> bitmeyen bir> konuşmanın içine dalıyoruz. Zamanla saatin yönünü> değiştirip eve gitmem> gerektiğini kulağına fısıldıyorum. Evine vardığımızda.> Bana resimlerini> gösteriyor. Güzel bacaklarının gölgesinde kalan> kalınlığına bir daha> bakıyorum. Güzel esmer kızı öpüp oradan ayrılıyorum.> Bana teşekkür edip banyoya gireceğini fısıldıyor.> Apartmandan ayrıldığımda gülümseme ile işini bitirmiş> bir katilin bakışı ile> oradan ayrılıyorum.>> Sağlam sabah kahvaltısını kedinin nezninde> gerçekleştiriyoruz. Günün> programını yapmaktan aciz bir şekilde gazetelere> sarılıyorum. Bastiani> kahvesini yudumlarken ev gibisi yok diyor.> Bana ne yapacağını sorduğumda. YS nin kapısını> çalacağını sesi titreyerek> söylüyor. Yıllar sonra bile o kapının arkasında> durabileceğine şaşırarak> kahvemi yudumluyorum.> Uzun zaman önce ayrılık yaşayan Bastiani gerçeklerle> yüzleşmemek için kurulu> bir düzen seçmemişti. Artık hasta bir adam olarak> eskinin o soğuk nefesini> istiyordu ve eski karısının buralarda onu çağırdığını> hissetmişti. Gidecekti> elbet. Ama kabul edilirse.> Öğleyi uyuyarak geçirdik. Hava gerçekten bunaltıcı> olmaya başlamıştı.> Mailleri kontrol eden Bastiani elindeki yazıları> yetiştirmesi için bir iki> saatlik izin istedi. Ve gözden kayboldu. Ben ne> yapacağımı düşünürken> Bastiani çoktan dışarı çıkmıştı.> Me nin sesi güzeldi ama gerçekten sahnedeki gibi miydi> yoksa bu da bir> oyunun parçası mıydı. Saçlarını açmış dalgalı deniz> gibi salına salına> yanıma geldi. Artık uzun cümleler kurmaktan sıkılmış> gibi kesik ve ciddi bir> konuşmaya daldım. Bu kadın neden benim içimde bir> yerlerde> dolaşacaktı.gözlerindeki maviliğe bakarak gritonlarına> aldandım. Bir yudum> aldım dudakları kapardı eteğinin yırtmacını düzeltti.> Çoraplarındaki ince> çizgiler yukarılara doğru gidiyordu bu yolu gözleyecek> miydim bilmiyorum ama> aklıma bu kargaşada Bastiani yi aramak geldi. Sonra> hemen vazgeçerek Me nin> ellerini incelemeye başladım. Ne diyeceğimi bilmeden> konuşacak hiçbir şey> yokken dudaklarına sarılmalı hatta bir kaşık suda> boğmalıydım. Müzik birden> yükseldi. Bu gece dedi gelecek misiniz. O götü> gözleyecek miydim.> Gelecek….> Ne istediğimi bilmeden karanlıktan ayrıldım. Sanki> kafamın içinde bir bitki> kurumuştu ve ben bu susuzluğu baş ağrısı olarak> çekiyordum. Tüm bu yürüme> sorununu bir kenara atarak canım sıkıldı. Yoldan geçen> suratlara bakıp> çirkinliklerine aldandım. Ne yapmalı ne yapmalı diye> sayıklarken hiçbir şey> eskisi gibi gitmiyordu. Yıllar bana buna meydan mı> okuyordu. Yoktu ortada..> Hiç bir şey yoktu ve ben bu durumu düzeltmek için> hiçbir çaba da> harcamıyordum. Gidecek dedi. Bir ses sen degideceksin.> 30 lu yaşların ortalarında mı gidecektim yoksa> yirmilerde çoktan burayı terk> etmiş miydim. Her şeye canım sıkıldı. Eve doğru> koşarken insanlardan> tiksindim yok olmalarını sağlayacak muhteşem bir plan> yapmalıydım. Artık> dayanılmaz bir ağrım gözlerimin içinde yanıp> tutuşuyordu taksi beni> istediğim yere götürdü.> Kapı ziline bakıyorum o da bana göz kırpıyor.> Yaşlarımız ilerlemiş sanki tüm> bunlara ne gerek var diye zile asılıyorum.Tasarladığım> hiçbir şey yok> aslında. Zile bastıktan sonra evde olmamasını içimden> geçiriyorum ne kadar> saçma diyerek merdivenleri eziyorum. Kapına uzun> bacaklı esmer kardeş ufak> bir hayret çığlığı ile bana doğru hareketleniyor. Sen> diyor sen misin.> O benim. Yıllar sonra açılaşmış şarap gibiyim.> Eve girme niyetinde değilim. Ama ablasının şu anburada> olmadığını hemen> telefona sarılarak bana gösteriyor. Buna gerek> olmadığını sonra tekrar> uğrayabileceğimi söylüyorum. Bir telefon diyor.> Rakamlar kafamdan geçerken> yok diyorum tekrar uğrayacağım..> Selamlar deyip hayretle bakan gözleri kapınıngerisinde> bırakıyorum.>> Tüm davranışların bir açıklamasını arayarak zaman> tüketen doktorlara bir> küfür savurarak tekrar ME nin olduğu yöne gidiyorum.> Göğüs araları açık ama olsun…> Caddenin tam ortasında file çoraplı ufaklık arkadaşına> bağırıyor.> Hiç birinizi sevmiyorumm…nefret ediyorum.> Bu kelimeler benim için hiç anlamlı değil. Bizesunulan> seveceksin..> Anneni ne kadar seviyorsun, babanı ne kadar> seviyorsunlarla, yapılan> karşılaştırmalarla geçen çocukluğumuza selamçakıyorum.> Kimseyi sevmedim mi.> Bununun için yetiştirilmedim ki ben. Sevgi. O aptal> karşılaştırmalar> arasında da kalmadım ben.> File çoraplının arkasından gidip suratının ortasına 2> tokat çakmak içimden> geldiği gibi…> Yanına yaklaşıp baksana bana diyorum.. nefret bak> buraya.> Afallayan 2 zibidi biz mi diyor.> Siz elbette piç kuruları…> Sakın bana küfür savurmayın.. alçaklar bile nefret> ettiğinizi biliyor.> Aptal şişko şey gel bakalım söyle derdini de görelim> nefretini. Kızlar> ahmakça bana bakarken buranın bir tiyatro sahnesi> olmadığını tartışıyorlar.> Kız bana yaklaşıp derdimi soruyor. Bir kahve hattadaha> ileri gidip gazoz> diyorum. Sen bize bi beşlik ver de bira içelim diyor.> Çok hoş olur diyerek> beni 3. kattaki leş plastik koltuklu mekana> çıkarıyorlar. Aklımda hala göğüs> arasının uzaklığı varken yeni yetmeler dünyadan ve> herkesten neden nefret> ettiklerini sayıyorlar. Küfürler havada uçuşurken bu> kızların 10 sene sonra> üst düzey bir işte çalışacağı aklıma geliyor. Sonra> ikisi kikirdeyerek ne> günlerdi be diye iş arkadaşlarıyla zamangeçireceklerdi.> Bunları onlara söylediğimde zaman hızlı geçmiş akşam> olma vaktindeydi. İzin> isterken benden ev için yol parası istemeyi ihmal> etmediler.> Me nin yanına hala gidebilirdim arayı kapatabilirdik.> Bunu yol boyunca> düşünecektim..> ***> Bana hiçbir şey olmasını istemiyorum demişti. Buna> uymadım elbette. Eve mi> yoksa gögüs arasına mı. Hangisi bana daha yakındı> çıkarlarımı bana> öğretilenleri bir çırpıda düşünüp kararımı verdim.> Yaşam bana hiçbir şey> sağlamamıştı ve bu benim tam tersimdi bende ters yöne> geceyi geçireceğim> deliğe girdim. Kalabalık aptal bir o kadarda uyuşuk> kalabalığın arasına> daldım. Kapıdaki görevli kartımı görünce saygıda kusur> etmemişti ve bu küçük> dünyada içki şişesi yerini almıştı..> NUVA nın içinde.> Küçük odalar mevcuttu kimisi uyuşturucu kimisi> yanındakinin tadına> bakacakmış gibi daracık odalara sıkışmışlardı. Me nin> kalın bileklerini> görüp biraz geri çekildim. Kalçasını saran eteğini> göstererek hoş bir> muhabbete daldık. İşler yoğundu. Bende ise pek iş> konuşacak konu yoktu.> Aslında nereden başlayacağımı hatta bu gece benimle> gelmesini nasıl bir> yalanla söyleyecektim. Bu beni tüm gece düşündürdü.> Program başladığında> mekanın arkalarında duran sarı saçlı koca götlününbana> el salladığını> gördüm.> İsmimi hatırlamaması için para dağıtabilirdim ama o> düşük bütçeli hafızası> ile yanıma geldi. Siz dedi sizi nereden tanıyorum.Yaşı> belki standartların> üzerindeki bu kadına alayla bakarak vapurda dedim.> Ah diye kikirdeyip kolumu sıktı. Evet vapurda diye> tekrarladı. Ağzından> çıkacakları sayar gibi dudaklarını okudum. Size dedi> bakın kimi> tanıştıracağım diyerek geri çekildi. İnceden bir anne> sesi yükseldi. Kadın> kızına çekidüzen vermesini emrederek jürinin hayatın> içine atıldı. Bakın> işte DAT budur, size bahsettiğim kızım dedi.> DAT hoş alımlı ama giyinmeyi bir o kadarda bilmeyen> yeniyetmenin tekiydi.> Siyah taytın altında kirli postalları sırıtıyor,> üzerindeki bol gömlekte> sararmaya doğru gidiyordu.> Sarışın kadın size bira alayım diyerek bara yöneldi.> Kıza hiç bakmadan> annesinin hoş bir kadın olduğunu zırvaladım. Kız> çekinerek annemden nefret> ediyorum dedi. O sırada biralar gelmişti.> Sahnede gri gözlü ile göz göze gelip gece için> planlarımı sabitlemem> gerekiyordu.> Kadın kızından bahsetti. Birkaç grup ismi söyleyip> konuşmayı genişletmek> istedi. Kızının üniversiteye hazırlandığını zırvaladı.> Tüm bunlardan bana> neydi. İyilik meleği mi olacaktım tüm bunları dinlemek> için. Ara verildi. DJ> Whitesnake diyerek beni azat etti. Oradan> uzaklaştığımda sıcak birayı> masanın ucuna bırakarak sahneye yaklaştım.> Güzel dedim çok güzel. O da bana bakarak gülümsedi.> Gülücük dağıttı. Bir> anda buradan çekip gitme fikri içimi öyle bir ağırlık> bastırdı ki arkama> bakmadan dışarı çıktım.>> Uzak çok uzak dedi Bastiani. Ellerinde ne vardı> bilmiyorum ama bana bakıp> tekrar deneyeceğini söyledi.> Gece sıkıcı bir hal almıştı ve insanlarla paylaşacak> hiçbir şeyim> kalmamıştı. En iyisi bir kenara çekilip beklemekti.> Birileri ne zaman olsa> uğrayacaktı. Müziğin sesini açarak beklemeye> başladım….>> Kapının önünde günlerdir bekliyordum sanki zile basmak> sonrada pişman olmak> istemiyordum. Ama basacak tekrar merdivenleri aşacak> kapıda belirecektim.> Peki sonrasında ne olacaktı. Hiçbir çaba harcamadan> hatta bir şey beklemeden> evin içine girecektim. Parmaklarımın ucundaki zile> bastım. Sanki her kareyi> önceden çizmiş gibi yaşayarak merdivenleri ezdim. Bana> kalırsa hoş bir> deneme idi.> Kapıyı açan ve gözlerindeki dolulukla bana sarılan> bedene kayıtsız> kalamazdım.> Gerçekten böyle mi olacaktı yoksa düşündüğümün tersine> olması gerektiği gibi> uzayıp giden bakışlarla mı sabredecektik. Aynaya> bakarak –nerede -kim> olduğumu, her insan gibi kavradım.> Ben, ben olduğum için kendime..diyerek işin içinden> çıkmak istedim.>> Masanın başında bekleyerek biramı yudumluyorum. Yazar> bozuntusunun her> dediğine kanacağım birazdan. Bana harika hikayeler> anlatacak. Sonra uykuya> dalacağım.> Tüm bu anlatılanların gerçek olmasını isteyeceğim.