Öyle yürürken, uzaktan bir bağırtı işittim bugün: “Bilader, kısa Kamel’inden bi tane alabilir miyim?”
Döndüm, baktım, yıllardır görmediğim bir arkadaş. Bir an boş bulundum, “Tabii” dedim, elimi cebime uzatırken ve kısa Kamel’imi çıkartırken; ama o an işte anladım ki, bu aslında bir espridir. Çünkü yıllar önce, ben demek kısa Kamel demekti, Kısa Kamel var mı, diye soran ya da sorulan adam demekti. “Şaka olsun diye sormuştum” dedi arkadaşım, “Ama nasıl bi keyiftir bu, 10 yıldır değişmeden gelen?”
10 yıldır bu sigarayla yaşıyorum; yaşıyormuşum daha doğrusu farkında değildim; üniversitede, askerde, kitap okurken, deniz kıyısında, Almanya yolunda, işe girerken, işten çıkarken, bakkalda, eylemde, iş toplantısında, her şey değişti, bu deve hep yanımdaydı.
Aşk ve seks hayatımız da bitmiş durumda artık, paketimden bir sigara çekerken üzerindeki o enfes kokuyu, lisede yaptığım gibi gözlerimi kapatarak içime çekmiyorum; tutku yok, geriye kalan ölümsüz bir bağlılıktır. Birbirinden ne istediğini bilen ve böylece yıllarca aynı yastığa baş koymak isteyen karı-koca gibiyiz.
Onun üzerine binlerce öykü anlatabilirim; şurada onu çok özlemiştim, şurada onun yüzünden kavga ettim, şurada onun yüzünden fırça yedim, şurada paketi gösterip o espriyi bininci kez yaptım, “Bu çölde kaldın diyelim, nereye gidersin?” Ama insan karısıyla yaşadıklarını herkese anlatmaz, anlatamam.
Beni mutlu etmeyi biliyor, bu yüzden hala birlikteyiz.
yorumlar
insanoğlunun böyle bir özelliği var sanırım… nesnelere yaşadığımız anılarla paralel anlamlar yüklemeden duramıyoruz. Bahsettiğim anı olması için üretilmiş olan bir resim, kitap ya da başka birşey değil. Sevgilim bana ulaşabilsin diye aldığım cep telefonum, gayet aleni bir şekilde sokak ortasında öpüşmemizi sağlayan lacivert şemsiyem, ortaokuldaki en samimi arkadaşımla binbir türlü ali cengiz oyunuyla çaldığımız müzik cdleri… onlar sadece bir paket camel,telefon ya da cd ama öyle olmuyor işte. kaptanhayalinde bunu yazdığı sırada ekstra melankolik olması cabası (bu son cümlenin başına bence getirilebilir)
bir camelist olarak kaptanhayal’ı anlayabiliyorum. kısa kamel olmasa, sigarayı bırakacağını da tahmin edebiliyorum.
o güzel devenin adı da “ihtiyar joe.”
Sigaraya Camel ile başladım. İlk içtiğim sigaraydı. Mükemmle bir harmandı. Önce fiyatı sonra içimi bozuldu. Şimdi ambalajı bile farklı. 3 yıldır yollarımız ayrı. Kardeşi Winston yeni yoldaşım. (kısa kutu) Hem sembolu de kartal 🙂
camel bırakılmaz diyordum. (kısa tabi)
sonra bozdular. artık.
camel bırakılır (eski kısası değil tabi) sigara bırakılmaz.
var oyle bir çabasi gerçekten. Ama çok da engellenebilecek birsey diil bu. Benim için de kisa camel, heyecanla birilerini/birseyleri bekledigim, yürüdügüm, yorulup durdugum, yagmuru veya denizi seyrettigim zamanlari ifade ediyo. Böyle olmasi da dogal aslinda çünkü bütün bir hayat boyunca en çok ani paylastigim sey o bi paket kisa camel. Parami, zamanimi, cigerlerimi paylastim onunla, hala da paylasiyorum. Bu yuzden aptalca ya da diil ama biseyler ifade ediyo bana ve hep de edicek sanirim
o sattı bana vücudunu.
paylaşmamak tad almamak demek değil tabi. şimdi ayırdık yollarımızı.