Bu makalede ışığı yavaşlatarak zamanda seyahat yapabilirizi savunan bir bireyin teorisini anlatmışlar. Hepsini okumak istemiyenler için işin özeti şöyle:
Eğer ışığın yoğunluğunu yeterince arttırırsak zaman ve uzay yer değiştirir (einstein denklemleri). Buna görede eğer ışığı yavaşlatabilirsek zaman uzayda diğer bildiğimiz boyutlar gibi olur. Yani bu durumda sağa doğru yürüyerek zamanda geri , sola doğru yürüyerek de zamanda ileri gidebiliriz.
Ama bu işi yapmak için pek bir fazla enerji gerekiyormuş.
Diğer yandan Hawking ve Thorne a göre zaman makinası yapmanın imkanı yokmuş. Böyle bir makinanın yapılması halinde anında kendi kendini patlatırmış.
yorumlar
Zamanda yolculuk şöyle açıklanıyordu:
bilim adamı bir beyzbol topunu ileriye doğru atıyordu, çocuk da peşinden koşup, topu geçip ilerde bir yerde durup tutuyordu.. Top ışıkmış işte. Çocuk ışıktan hızlı gidip yakalayınca, geçmişi görmüş oluyordu. Yani bu teoriye göre uzayda herhangi bir yönde ışıktan çok üzeri çok hızlı gidip sonra da dönüp geriye bakarsan waterloo savaşını seyredebiliyosun..
Einstein‘ın kafa yorduğu temel nokta bu idi.Mesela elinizde ayna ile ışık hızında hareket etseniz, görüntünüze ne olur vs. gibi sorular…
zor ama imkansız değil:)) öncelikle zamanda yolculuğun olabilirliği hakkında bir yazı yazılmış. sonra kendi zaman makinemizi nasıl yapacağımızı anlatmışlar. haydi kolay gelsin
gelecek henüz yazılmadı ve geçmişe yolculuk da sanal olarak gerçekleşiyor. yazının bulunmasından itibaren geçmişin back-up’ı alınmaya başlandı. bir sonraki kuşak bir öncekinin nasıl yaşadığını neler yaptığını bilebilecek duruma geldi. yıllar geçtikçe yeni teknolojik gelişmeler bu kayıt tutma işini daha da geliştirdi. bir süre sonra ses ve görüntü kaydı tutulabilir hale geldi. insanlar artık 100 sene önceyi bir ekrandan görebiliyorlar. şu an kullandığımız cihazlarla birlikte bizden sonraki kuşakların dinlediğimiz müzikten girdiğimiz ahkamlara kadar haberdar olmasını sağlıyoruz aslında. zaman yolculuğu denilen şeye geri dönersek eğer, bence olabilecek tek şey bundan seneler sonra insanların virtual reality denilen olayın daha da gelişmiş bi versiyonuyla 2000 yıl önceye geri gitmeleridir. yani tamamen sanal olarak. mesela 1940 Almanya yazmanız yeterli olacak. yine insanların arasında bulacaksınız kendinizi belki Naziler sizi kaçıracak ama tamamen kontrol altında olacaksınız. belki geri dönüp loto zengini olmayacaksınız ama bu bile inanılmaz bir gelişme olurdu.tabi bu yukarıda yazdıklarım zamanda yolculuk mümkün mü sorusunu cevaplamıyor. nerden bilebilirim ki ben. kendi içinde o kadar çok paradox barındırıyor ki:)
Güneşi örnek alırsak, biz dışarı baktığımızda güneşin 8 dakika önceki halini görüyoruz. Eğer güneşe 8 dakikadan daha önce, yani ışıktan daha hızlı bi şekilde gidersek n’olur?Güneşe ulaştığımız süreye GUS diyelim. Ordan dünyaya baktığımızda (8 dakika – GUS) süre kadar önceki halimizi görürüz heralde. Öyleyse zamanda yolculuk diye birşey yok, sadece mekanda yolculuk var.Lotodan totodan para kaldıramıycaz diye hemen üzülmeyin. Madem ki ışık hızına ulaştık, Lotodan para kazanaların sermayesini kapıp kaçabiliriz.
Eğer geçmişe seyahat olabiliyorsa, geçmişteki insanlar için gelecekten gelenler oluruz. Kendi içinde paradoksa dönüşüyor. Eğer geçmişe seyahat olabiliyorsa geleceğede olabilir demektir bu durumda.
Zamanda yolculuk yapma binlerce filim yapıldı bunun üzerine, kahramanlar filan oldu birsürü. Son zamanlarda da epey meraklıları çıktı. Hala çok saçma geliyor olmasını da açıkçası istemiyorum. İnsanoğlu herşeye burnunu sokan, yolunda giden şeyleri bile bozan bir yapıya sahip. Elimizde böyle bir gücün olduğunu düşünmek dahi istemiyorum. Ama ışık hızını gecip lodan çıkan parayı alma fikri güzel geldi:)
geleceğe yolculuk yalnızca şu şekilde olabilir,çok ciddi anlatıyorum bak… 10 yıl ileriye gidiş için.Bir uzay mekiği ile ışık hızına çok yakınbir hızla, 5 ışık yılı uzaklığa gidilir ve geridönülür. 10 ışık yıllık mesafe katedilir.10 yıl ileri gittiniz, hayırlı olsun.Yalnız tek sorun geri dönüş. “DÖNÜŞ YOK”
güneş ışınlarının dünyaya varış süresi 8 dk değilmiydi? ben öyle hatırlıyorum. yani buradaki dakika zaman birimi değil, uzaklık birimi.zamanda geriye gitmek imkansız bence. eğer böyle bir şey varsa geçmiş sürekli hareket halinde olmalıydı. yani bundan 10 dk öncesi farklı bir yerde (buna 2. boyut diyelim kafa karışmaması için) devam ediyor. ikinci boyutun 10 dk sonrası -bizim şimdimizin 10 dk öncesi aynı zamanda- 2. boyutun, 2. boyutu ise birinci 2. boyut için bahsettiğimiz birinci 10 dakika önceki zamanda. böyle uzuyor.buna tamamen zıt bir diğer teorim ise zaman hiç hareket etmiyor. sürekli sabit bir biçimde şöyle yani zaman sabit hareket ise nesnelerde. bu durumda geçmişe gidilirse ne ile karşılaşılır. hımm durağan bir an da kalınabilir. nesneler hareketlerini tamamlamış olurlarmı? (yazarken düşünmek zor:) )nasıl göründüğüne baktımda ikincisi daha mantıklı görünüyor. ama öncelikli olarak anlamamız gereken zamanın hareket halinde olup olmadığını kavramak.geleceğe yolculuk ise daha farklı bir nokta. geçmişle geleceği yolculuğu aynı kefeye koyamazyız.eğer zaman hareket halindeyse bizim için asıl zaman olan şu an bundan bir öncekinin 2. boyutu olurdu. dolayısıyla böyle bir bakış açısı biraz kader gibi göründü bana. öyle ya 10 dakika sonra yapacaklarım zaten bilin(ebil)iyor. bak şimdi de şu geldi aklıma, -bunlar hep zamanın hareketi için geçerli olan düşünceler,- yaşadığımız hayat ve bizim 10 dakika öncemiz sonramız herbiri birbirinin kopyası.eğer zaman durağan ve hareket nesnelerde ise geleceğe yolculuk diye bir şey olamaz.bunların dışında geleceğe veya geçmişe yolculuk yapılabildiğini varsayalım. vücudun böyle bir duruma vereceği tepki ne olurdu? bir saniyede 10 dakika sonrasına gidebilsek bedenim bunu 10 dakika mı hissedecek 1 saniye mi?biraz daha toparlamam gerekecek 🙂