Hasta olmanın bile artık lüks sayıldıgı memleketim de SSK kurumundan faydalanabilme imkanımı kullanarak bu sabah once ilk defa Beşiktaş Ssk ya gittim. Tabii ki telefonla randevu almıştım. Sıram geldiginde doktorun odasına girdim. Kartımı istedi. Senin numaran listede gözükmüyor dedi. ona sıra numaramı ve saatimi telefonla aldıgımı söyledim. ama listeye baktıgımda gercekten de orada numaramın olmadıgını gördüm. Ne yapacagım şimdi diye sordugumda randevu almamışın işte birazdan alırım seni dedi. kendimi adi biriymiş gibi hissettim çunku randevu almıştım ama listede numaram yoktu. herneyse 10 dakıka kadar sonra doktorun odasına girdim. rahatsızlığımı anlattım o da defalarca hapşırıp burnunu çekti. Rontgene git dedi. İndim röntgene. Yarım saat sonra sıram geldi ve röntgen cekilecegi yere indiğimde kalakaldım. kocaman – kasvetli- soğuk bir oda.. yer yer yerde ve tavanda borularla-kablolar size bakıyor. ağır bir koku. rontgen cekecek olan kişi odaya girdiginde gözlerim kocaman acıldı. artık ordaki hademe mi temizlikçi mi bilmiyorum. ayagında terlikler -üstü başı bi acaip sanki amcayı yatagından kaldırmışımda gelmiş gibi. herneyse rontgen masasına yüzünü eğ ağzını aç dedi. nasıl yani bu imkansız zaten kirli iğrenç bir örtü vardı ve ağzımı acıp yüzü koyun kafamı koymamı istiyordu. itiraz ettim gunde kaç kişi yatıyor buraya dedim ağzımı açıp yatmam ….

ben napimm o zaman dedi. hemen cantamdan selpak çıkardım ve serdim. çıkan filmi alıp tekrar doktorun odasına cıktıgımda filmlere bakıp bakıp beni aşar demesi daha bir sinirlendirdi. neyseki okmeydanı ssk ya sevk etti. bir macera daha başlıyordu. ve başım ağrımaya başlamıştı. Okmeydanı Ssk ya gittiğimde yoğun bir insan trafiğiyle karşılaştım. uzun ve yorucu bir yolun sonucunda gitmem gereken bölümü buldum. gayet temiz ve hijyenik bir goruntusu vardı gercekten. Bu sefer ki doktor ise yuzume hapşırmıyordu. Muayne olduktan sonra o da rontgen istedi. hay hayyy diyip rontgen çekilen yeri buldum ve görevli kızcagıza elimdeki kağıdı uzattığımda önundeki deftere birşeyler yazıp 8.ocak çarşambaya gun verdi. oha dedim. rontgen için 2 gun sonraya mı gun veriliyor? şaşkınlıkla en azından doktorun recetesındeki ilaçları alayım diye ssk nın eczanesıne girdim. Girmez olaydım. Siz diyin 200 ben diyim en az 400-500 kişi!!!

o kadar kişi ilaç sırasında. akşama bile bitmez bu kuyruk diyip bi sinirle tekrar doktorun odasına çıktım. napcam ben dedim. gülümseyen ama hafifte üzülmüş bir ifadeyle “başın hala ağrıyor mu “ dedi. Evet, fazlasıyla ağrıyordu yaklaşık 4.5 saattır resmen ordan oraya pinpon topu gibi gonderiliyordum. İlaç alamamıştım- rontgen cektirememiştim. bu arada içeri başka bi hasta girip 19 temmuza gun aldıgında şaşkınlığım daha da arttı. kadın 19temmuz a kadar ölürse bunun hesabını kim verecek? verecek mi?

Doktorla bir süre daha görüştükten sonra normal eczaneye gidip 5-6 milyona alabilecegim ilaçlara 10misli fazla ödeyerek yoluma devam ettim. Bir ay sonra kontrole nasıl gidecegim bilmiyorum. Kafamı ssk hastanelerinin duvarlarına vura vura iyileştiricem… Ama bir daha o haberlerde sağlık bakanını görürsem hiç de iyi cümleler kurmayacagım sanırım. benım yaşadıklarım iyi bile sayılır. Kimbilir daha en hikayeler var…