Banka müdürü şöyle bir yüzünü ekşiterek iyi de arkadas kefalet ne olacak………Yakınlardaki bir obüs bataryası atışa başlıyor o anda kasaba yerle bir oluyor taş üstünde taş kalmıyor .. ardından derinlerden gelen bir çatırdı ile sanki 9 şiddetinde bir deprem oluyor. bütün bunlar sanki saatler duruyor ….Herşey olup bitip ortalık sakinlerştiğinde girişimci hala banka da müdürün karşısında olduğunu fark ediyor. Tüm o patlama ve yıkımlar kendi beyninde yaşanan yıkımın bir halüsülasyonundna başka bir şey değildi………Şöyle kafasını kaldırıp banka müdürünün gözlerinin içine hatta negözleri gözlerinin içinden akarak beynine doğru bir bakıyor. O an gördüklerine inanamıyor belkide inanmak istemiyor.Banka müdürünün gözleri ona aynen şunu söylüyor hapı yuttun arkadaş ben sana bu krediyi vermeyecem…Ama neden ??Daha bri hafta önce kendisi okey dememişmiydi ??Şirketi kur gel dememişmiydi ??Neler olmuştu bir kaç gün içerisinde …Bu ani ve inanılmaz değişimin nedeni ne olabilirdi??Müdür yardımcısı da en az banka müdürü kadar şaşkın bakakalmıştı. bu soru üzerine !!Aslında soru gayet basit ve her banka müdürünün kredi vereceği kişiye soracağı bir soru idi.Ancak bizim ekibi şaşırtan soruyu soran kişinin aslında cevabı biliyor olması ve soruş tarzı idi.Çünkü sorudan ziyade bir ima bir anlatım içeriyordu.İyi de müdürüm kefalet ne olacak da ne demek…Sizinde bayram öncesi söylediğiniz gibi şirket ortaklarının kefaleti alınacak ve gerekirse arsa ipoteğin de başvurulacak dememişmiydiniz…Müdür sanki söylenenleri hiç uymamış gibi duyarsız ve sanki karşısındakiler ile dört aydır sürekli görüşmüyormuşda ilk defa karşılaşıyormuş gibi bir eda ileİyide esnaf kefil olmadan bu krediyi veremem …Az önceki obüs patlamalarıda neymiş sinek vızıltısı .. şu an atom bombası patlıyordu kasabanın meydanında hemde tek bir tane değil birden bire onlarcası peşpeşe patlamaya başlamıştı.Ne olmuştu da birden bire her şey böyle tersine dönmüştü.Bankanın yoğunluğununda etkisi ile bundan sonraki konuşmalar havada asılı kalan iki tarafında birbirini dinlemediği rastgala sözcükler yığını halini almıştı. İletişim kopmuştu bir kere …Cephenin bi ucunda asker sırt telsizi ile merkez komutanlığa ulaşıp yardım istemeye çalışıyordu .. yırtınıyordu adeta tesizde bağıracağım diye ama öbür tarafda bir komuta odasında kendince küçük bi eğlence veren komutan duyarsız kalıyordu telsizdeki bağırmalara ve haykırşlara sözlerini tam olarak bilmediği melodisini ise hiç beceremediği bir şarkıyı kendince söylüyordu duyarsızlığının bir meşalesi olarak.banka müdürünün tam olarak nasıl ve kimlere verileceğini anlamadığı ve anlamadığı gibi yalan yanlış iddalarla girşimcinin bütün dünyasını karartan salakca bahaneler öne sürdüğü girişimci kredileri ile ilgili konusmalardı bu telsiz konusmaları..