Bilimsel çalışma yapan kişilerin(bilim insanları) yaptıkları fiziksel ve somutsal gerçeklik üzerinden hakikate ya da doğruya ulaşmadır. Başka bir ifadeyle realiteden doğrular çıkarmak bilimin yegâne amacıdır. Bilimsel bilgi gerçeklikten şüphe etmez, gerçeklik bilimde tartışılmaz. Gerçeklik zamansal ve mekânsal olarak bilim insanları tarafından incelenir ve bilimsel bilgi oluşturulur. Doğrulukta gerçeklik üzerinden önerilen yansımalardır. Başka bir ifadeyle realiteden doğru önermeler çıkartılabilir. Bu doğru bilimin bulunduğu kategoriye göre mutlak, evrensel, değişmeyen ya da yerel, bulunduğu mekânda mutlak doğru şeklinde değişir. Bilimdeki gerçeklik algısı bu gerçekliğin kesin ya da mutlak tanım ve formüllerin varlığını olabildiğini düşündürür. Bir bilim dalı her şeyden önce gerçekliği tahlil eder. Gerçeklik algısı tahlililerin başlangıç noktası olmaktadır. Bir bilim alanıyla uğraşan insanlar bilimsel sonuca ulaşırken gerçeklik üzerinden hareket ederler. Bilim insanlarının kendilerini katmadan gerçeklik algısından sonuç ürettikleri söylenir. Bilimsel sonuca ulaşan ve bilimsel bilgi oluşturan insanlar tarafsız davranış sergilediklerini söyleme eğilimindedirler. Yani gerçeklik üzerindeki tahlilleri yansızdır.Bilimsel bilgi insan zihninin ya da aklının inanç ve düşüncelerinden bağımsız olarak-dış dünyanın olay ve olgularını konu edinmelidir. Bilimsel bilgiye ulaşacak kişi objektif ya da nesnel davranmalıdır. Olay ve olgu karşısında nötr olmalı yani taraf tutmamalıdır.Bilim fenomenlerin ya da görüngülerin incelenmesinde en önemli bilgi türüdür. Ancak bilimsel bilgiyi ortaya koyan değer yargılarından etkilenmemelidir. Bilimsel bilgi çalışmasıyla uğraşanlar bilimsel bilgiye değer yargılarını bulaştırmamalıdır.Bilim, dış dünyadaki görüngülerle ilgilenir. Bu görüngülerden elde edilen bilgi bilimsel bilgidir. Gözlemlenebilen, deney yapılabilen, somut gerçekler, duyu organlarıyla algılanabilen olay ve olgular bilimin ya da bilimsel bilginin konusu olmalıdır. Bilim, metafizik(fizikötesi) konularla ilgilenmemeli, onları felsefenin ve diğer bilgi türlerinin kapsamına bırakmalıdır.Bilim; aklın, duygulardan ve peşin hükümlerden arındırılmasıyla meydana gelmiştir. Gerçek olandan veya gerçeklikten doğru bilgiye ulaşmak için gerçek olanı ve gerçeklik kapsamındaki görüngülerle ilgilenmelidir.Bilimsel bilgi insan davranışlarının, insan etkinliklerinin sonucunda oluşmuştur. Durup, dururken bilimsel bilgi oluşmamıştır. Maddi ve fiziksel gerçeklik, maddi olay ve olgular insanlar olmadan önce de vardı. Dünya, gezegenler, galaksiler, evren ve kâinat insandan önce oluşan görüngülerdir. İnsan olay ve olgulardan kesin, değişmez, evrensel kurallara ulaşmaya çalışmıştır. Bunu da bilimsel bilgi çatısı altında toplamıştır.Bilimsel bilgi öznellik kapsamı dışında olmalıdır. Kişilerin yorumları, görüşleri bilimsel bilgi oluşturmaz. Tam tersine bilimsel bilgiyi ve bilimi zedeler.Bilim maddi ve somutsal gerçekleri incelemelidir. Gerçek olanı nesnel(objektif) olarak incelemelidir. Bilim gerçek olandan kesin, genel geçer, evrensel kurallar çıkarmalıdır.Bilim sözcüğü için sistematik ve düzenli bilgi tanımını yapabiliriz. Bilim sözcüğünün yabancı dildeki kökü Yunanca logos sözcüğüdür ki anlamı düzenli bilgi anlamındadır. Bilimin çıkardığı bilginin özellikleri ne olmalıdır? Bilimsel bilgi kesin olmalıdır. Mutlak doğru çıkarımı söz konusu olmalıdır. Buradaki doğru sözü söylem haline gelmiş kavram, önerme, bilimsel yasayla nesnel(objektif) gerçeklik arasındaki uygunluk, paralellik ve izdüşümüdür.Bilimsel bilgi evrensel olmalıdır. Tüm evreni inceleyerek çıkarım yapmalıdır. Evrenselliği genel geçer bilimsel yasalar veya kurallar yapma şeklinde kendini göstermelidir.Bilimsel bilgi olay ve olguları incelemelidir. Olay ve olgular duyu organlarıyla algılanabilir olmalıdır. Fenomenler yani olay ve olgular duyu organlarıyla algılanmıyorsa bilimin konusu olmamalıdır. Bilimsel bilginin sınırı olmalıdır. Bilimsel bilgi deneye dayalı, gözlemlenen olgu ve olaylardan olmalıdır.Bilim bir bilgi türüdür. Bilim bilgi türü olarak bazı özelliklere sahip olmalıdır.Bugüne kadar yazılmış binlerce bilimsel kitap, makale, önerme, kuram, bilimsel yasa vardır. Bu yazılanların tamamının amacı uzayda, evrende ve dünyadaki fenomenleri(görüngüleri) ya da olay ve olguları açıklamaktır. Bu açıklamalar kesin, evrensel, genel geçer olmalıdır. Söylemlerle nesnel gerçeklik arasında uygunluk olsun. Söylemler nesnel gerçeklik üzerinde izdüşümü sağlasın ki doğruluk gerçekleşsin. Reel olanı tam olarak ifade etsin ki şüpheci olunmamalı doğruluğu herkes tarafından kabul edilebilir olmalıdır.
yorumlar
bilimsel bilgi kaynaklarına eğilelim biraz, buda favorilerimdendir:
mis gibi bilimsel bilgi işte, doktor mengele haltetmiş.alınteri diil kopya pasta.
bilimsel gelişme, insansal küçülme.
“Bilim sadece neyi yapabileceğini değil, neyi asla yapmayacağını da bilmek demektir.” mealinde bir laf yazmıştı Henry Miller, ünlü Sexus kitabında. Şimdi tam olarak aklımda değil cümle.
şimdi gelelim can alıcı soruya.Dr.Mengele veya Unit 731 araştırmalarının sonucunda elde edilen bilgilerle, tıp ve eczacılığın gelişmiş olduğunun bütün dünyaca kabul edildiği gerçeğini göz önünde bulundurursak.Bu araştırmalar sonucunda ölen veya acı çeken kişiler, şu anda yaşayan bizler için ne ifade eder?Yaşam kalitemizin (sağlık açısından) artmasını bu araştırmalara ve bu insanlara mı borçluyuz?Öyle ise; insan olarak bu durumu nasıl kabullenebiliyoruz?
güzel soru.
affınıza sığınarak, yaptığım vahiy hatayı düzeltiyorum. o lafı Henry Miller değil, Umberto Eco etmiş, Gülün Adı romanında:”Çünkü bilim, yalnızca insanın yapması gerekeni ya da yapabileceğini bilmesinden ibaret değildir; yapabileceğini ama belki de yapmaması gerekeni bilmesini de içerir.”Henry Miller’ın da tam olarak bu konuyla ilgili olmasa da, yine de kıyısından köşesinden biraz yaklaşan bir kelamı olmuş:”İyiyi, gerçeği, güzeli kurmak için sahip olmak istediğimiz kuvvetin, el geçirmek mümkün olsa da geçirebilseydik, birbirimizi yok etme araçlarından başka bir şey olmadığı anlaşılırdı.”
*vahiy değil vahim olacak, tabii.