Elindeki bir kitap dikkatimi çekince, alıp okumak yerine özetini ondan dinledim..( aslında hep böyle yaparım o okur,özetler bana:))Efendim mesele kitapla ilgilidir;Annem, musevi olduğu için kendimi zaman zaman musevi de hissettiğim olmuştur, bunu da dğal bulyorum…Efendim kitap ” Büyükelçi” adıyla piyasada. Biz Bodrumdan getirttik ( köyümüzde maalesef kitapçı yok)
Özetle, nazi işgali sırasında Fransa da yaşayan binlerce yahudi esiri kurtaran bir Türk diplomatınınhikayesini anlatıyormuş…Gerçekten de çok önemli işleri başarmış, Büyükelçi Behiç Erkin…Güzel de dinleyin şimdi;Sevdiğim adam ” Biz her şartta musevilere yardım ettik ama onlar nankörlük etti” diyor.Tabi ben çok üzülüyorum neden bana bunu söylüyor?Ben kimim?Sanki, İsrael devletinin yaptıklarını onaylıyorum, bana ne İsrael den…Babam Bir Türk akademisyen, yıllarca üniversitelerde dersler verdi. Ve bana bu suçlamaları yapan sevdiğim adamın bile hocalığını yaptı…Bu ülkeye hizmet etti, fahri konsolosluklar yaptı,Afrikanın adını bilmediğimiz ülkelerine ülkesi için gitti…Bunları yazarım çünkü çok alınıyorum ve kırılıyorum…Türkiye bu konuda sesini duyuramıyorsa suçlu benmiyim?Neden Türkiye Schindlerin listesi gibi bir film yapmaz?Gene suçlu İsrael oluyor üstada göre.İsrael finanse etsin yapılsın diyor…Haklı olabilirsin ama bundan bana neeeeeeee.Boş tartışmalar, ben taraf değilim monsieur…Şu an kitaptan yeni bir bilgi geliyor:)Efendim, Behiç bey Zamanın Fransa başbakanı Leon Blum’un oğlunu bile toplama kampından kurtarmış..Ne diyim yani, merci exellence den başka:)Of Behiç bey of kabak gene benim başıma patladı bilin…Zodyakıma binip kendimi denize atmaya gidiyorum sen otur Behiç beye ağla… Akşam, kitabı yakabilirim, cayır cayır ohhhhh :)Je t’aime, mais je veux noyer:(