www.derkenar.com dan alıntı :”O eve doldurdukları insanlardan biri ezdi. Şişman bir kadın var, üzerine basmış. Çok üzgünüm.
Böyle bir eve, yaşamlarında bir tek kez bile bir kediyi bir köpeği doğru düzgün sevmemiş insanların arasına ‘dekor’ olsun diye bir kedi koyarsanız, ‘dekorun’ da üstüne basılır işte.
Bir kediyle birlikte aynı evde yürümenin bile nasıl özen istediğini bu insanlara nasıl anlatacağız ki? Offf!
İşin üzücü bir yönü daha var. Yapımcı firma Senkron, olayı gizlemeye çalışıyor. Dün apar topar yayını kesmişler, evdekilere konuyu yayın sırasında konuşmamalarını ’emretmişler’.
Star ve Kanal 6 haberi bu şekilde vermeyecekmiş. Ayrıca haber gazetelere girmesin diye de girişimleri varmış. Konuyla ilgili kişiyi aradım, “olur böyle kazalar, medyaya yansıtmayalım” dedi. Offf be!”
Bir Derkenar okuru (10 Mart Pazar, saat: 17.02)
yorumlar
bu haberi oldugu gibi alıp buraya aktardım yalnız doğruluğu konusunda emin değilim. sanırım kesin olan tek şey kedinin öldüğü. ne şekilde öldüğü konusundaysa net bir bilgi yok.
yine de olmamalıydı.
Yuh be artık kardeşim yuh beeee! Bayram bitti şimdi de televizyona kurban ediliyor hayvanlar. Bu adamların yaptıkları işin bedelini ödemesi lazım artık!
pislikler.
keske sizler ezilip olseydiniz.bi de utanmadan zibidi zibidi davraniyorlar
birşeyler yazılmış ama ben de şahit olduklarımı anlatayım. çalışırken ekranın bir köşesinde tv açık tutmaya çalışıyorum unutmadıkça. 2-3 gündür kanal6 açıktı.
yarışmacıların bir bölümü salonda, bir bölümü odada idi o an. “elif” can havliyle odaya koştu ve “arkadaşlar, koşun, gizmo ölüyor” diye (bu nasıl bir haber vermeyse…) bağırdı. odadakiler salona koştu.
o an kedinin çırpınışlarını gördük. çok kötüydü, etkisinden kurtulamadım uzun süre. içlerinden biri tuttu ağzında birşey varsa diyerek kontrol etti. o an mesaj geldi; kedinin ön kapıya acilen teslim edilmesi isteniyordu. hepsi koşturdu.
teslimden sonra salona döndüler, konu üzerinde konuşulmaya başlandı.
kendi aralarında vardıkları sonuca göre bahçede bulduğu birşeyi yemeğe çalışmıştı gizmo. herşey çok kısa sürede oluyordu, samimiyetlerine inandım. yalan söyleyecek veya rol yapacak vakitleri yoktu. dikkatimi çeken nokta; gizmo ile birlikte salondan bahçe kapısına kadar yapılan koşu esnasında kameralar yarışmacıları takip etmedi; evden çıktıklarında bahçe kameraları devreye girmedi, boş evi gösterdi.
yarışmacılara mesaj geldi. mesajda gizmonun ilk müdahalesinin yapıldığı ve iyi olduğu, tedbir için veteriner gözetiminde tutulduğu bildiriliyordu. hepsi sevinç çığlıkları attı. reklam girdi. reklam bitti. müzik klibi girdiler. daha önceden müzik klibi girdiklerine şahit olmamıştım.
sitelerinde canlı yayın olduğu aklıma geldi ve hissettiğim paranoyakça duygular nedeniyle ona saldırdım. oturup konuşmaya devam ediyorlardı ancak yaklaşık 30 sn sonra kesildi yayın.
star, kanal6 ve defalarca refresh yaptım hiç bir şekilde eve ulaşamadım.
kafamda senaryomu yazdım…
bir süre sonra taksiden kaan döndü. gelir gelmez elif bahçe masasına oturttu ve şunları söyledi: “kaan, öncelikle şunu söylemem gerekiyor, gizmo rahatsızlandı ve bunu konuşmamız yasak…” derken director müdahalesiyle sessiz eve döndü kameralar.
bir gün sonra falan şöyle bir cümle geçti, “uyarıyı unutma, geldiklerinde söyledikleri…” yine elif’in sarfettiği bir cümledir.
benim senaryoma göre kediyi kurtaramadılar, yayınları kesip eve görevlileri yolladılar. görevliler iyi olduğunu ancak bu konuda konuşulmasının yasak olduğunu söyleyip imzaladıkları sözleşmeyi ve 100bin doları hatırlattı. kedinin sağlığı konusunda olumsuz bir haber verildiğini düşünmedim çünkü işimi gücümü bırakıp bütün gün mimiklerini, hal ve hareketlerini, konuştukları konuları, bakışlarını inceledim kedinin durumu ile ilgili bir ipucu yakalayabilirim belki diye. kesinlikle kötü haber almış gibi bir hali yoktu hiçbirinin. hepsinin birden kendisini iyi hissetmesi bunu gösteriyor bence. içlerinden en az biri falso verebilirdi diye düşünüyorum.
ben o kadar tepkili de değilim. firma kediyi kontrol altında tuttu sürekli, 1 gün öncesinde veteriner kontroluna götürülmüştü vs.
üzerine basılma gibi bir durum ise mantıklı gelmiyor. çünkü hiç bir şekilde öyle düşündürebilecek bir konuşma veya görüntü olmadı. biraz da bu olaydan istifadeye çalışma var diye düşünüyorum.
o çırpınışları görmediğiniz için şanslısınız diyorum son olarak.
akrep nalan vakası geldi aklıma. pek bi gülmüştük vakti zamanında ama gülünecek bişey değildi hani. yazık die düşünmedik hiç hep akrep nalan şişko dombele die düşündük. neyse hayvan dostu olayım derken insan düşmanı olmamak lazım. yazıdaki yorumu yazan amcam nerden biliyormuşki o insanların hayvanlarla ilişkisini..
bu arada benim daha bir sinir olduğum, arada bir mutfaktan geçerken seyredip kendimi tutamayarak homurdandığım katil güvenlik görevlisi vakası var. nasıl bir kahramanlıktır para için 2 kişiyi öldürmek onu algılayamıyorum. gazetelerde adamı kahraman ilan etti bu arada.. mars’a taşınmak istiyorum ben. patates yetişsin yeter yanıma diet kola ile ketçap alırım ölene kadar el sallarım samanyoluna galaksiye..
bu seferki bbg’yi biraz yüzlerine bulaştırdılar…sanırım bu 2. kulak çekişleri yarışmacıları.arada da kedi kaynamış oldu.rating uğruna…
katil güvenlik görevlisi konusunda sana katılmıyorum. Bence yapması gerekeni yapmış. Adamın biri arkadaşı için kendini feda ediyor, banka soygununa katılıyor..çok duygusal..Bunun neticesinde güvenlik görevlisimi suçlu oluyor? Ayrıca güvenlik görevlisinin yüzüne aldığı darbeler ve yeni ayılmış olmasıyla ilgili olarak , çok düzgün ve sağlıklı düşünmesi beklenemez. O bankayı soyanlar mühendis yerine seri cinayet işleyen katiller de olabilirdi. Ortada bir risk vardı, diğer insanların canına zarar gelmesi ihtimali vardı. Diyeceksiniz ki arkalarını dönmüş gidiyorlarmış zaten..Güvenlik görevlisi adamlara durun yoksa ateş ederim deseydi, adamların geri dönme numarası ile tekrar ateş emeleri riski ortaya çıkardı ki, güvenlik görevlisi bu riski göze almamış, iyi de etmiş bana göre…
size çok deliyürek ve aynalı tahir seyrettirdik onun sıkıntısını çekiyoruz bi türlü..
aptala katılıyorum .. hayır sandığız gibi deil. aptal değilim 🙂
Ben bir şeyi anlamadım açıkçası. Nasıl öldüğü bilinmese de, Elif değil de 50-55 kilo biri, bir yavru kedinin ya da köpeğin üzerine bassa o hayvancık ölmez miydi? Neden kızcağızın üstüne “şişko” diye gidiyor ki insanlar… Ayrıca benim annem de sürekli seyrediyor bbg’yi ve sorduğumda yarışmacıların kediyi çok sevdiğini ve ilgilendiklerini söyledi. Yani neymiiş? Önyargı kötü bir şeymiş.
izlemiyorum o tür dizileri. Şiddet yanlısı değilim. Ama belki de bütün hayatı boyunca uğraşarak belli bir yatırım yapmış ve bunnların bankada güvenli olacağını düşünmüş namuslu ve dürüst insanların parasına el uzatanlar bir defa değil bin defa ölsün…
burada diyo ki kedinin kafa tası kırılmış, beyin travması geçirmiş filan.
şu bloga bakınırken bu haberi buldum!
aptal’a katılıyorum… insanın en önemli değeri olan yaşama hakkını, hakkı olmadığı halde elinden alan insanların alnının öpüldüğü bir ülkede kedi konusunun fazla uzatılmayacağı ortada…
ne zamandan beri yargı vazifesi güvenlik görevlilerine verilmiş ve işlenen bu suçun cezası ölüm olarak tayin edilmiş…
Kedi için başsağlığı dilemekten başka yapacak bir şey yok gibi bu durumda… Adamlar koymuşlar oraya üçbeş kukla oynatıp duruyorlar, işin vahim yanı;birileri de bunları çok önemliymiş gibi dört gözle izliyorlar…İşte bu adamların edeceği karşılık bu:kedi ölür,yayını kesersin yeine bir başkası, kız şımarıklık yapar çıkar onu koy ötekini…Hey Kuklalar! iyi “yarışmalar” …
Bildirgeç‘te gördüğüm fotoroman linkinden şu yolu izleyerek şuraya ulaştım… Star Gazetesinden biri olaya açıklama getirmiş.. Bundan sonra kedi olmayacakmış vs… buyrun okuyun…
“Elif Hanım’ı bir iki kez seyrettim.. Normal şartlarda pikniğe gidip bir yere otursa, altında kalan arazide iki üç yıl ot bitmez.. Belki iftiradır ama gazeteler “Kedi, Elif’in altında kaldı..” demeye getirdiğinden olayı dillendiriyorum..”
Devamı için aşağıdaki bağlantıyı kullanın:
http://www.sabah.com.tr/20020313/w/y22.html
selahattin duman’ın yazılarını seven bir sürü insan varya,.. işte bu beni kahrediyor.