1232 yılında Beni Ahmer Sultanlığı‘nı kuran Nasri hanedanı 1.Muhammed Bin Yusuf tarafından yaptırılmaya başlanan Elhamra Sarayı İslam mimarisinin geldiği en uç nokta olarak açıklanır.Greneda ‘da bir düzlükte yapılan saray aynı sülaleye ait hükümdarlarca sürekli genişletilmiş 142.000 metrekareyi bulmuştur.

İnşaatında kullanılan kil ve topia adı verilen renkli taş malzemesinin güneşin ışığıyla birleşip duvarlara kızıl bir renk vermesinden dolayı Arapça kızıl anlamına gelen El-Hamra ismi verilen saray yapılmadan önce Elhamra kalesi El Kasaba-tü’l Hamra adıyla anılarak uzun yıllar önce yapılmıştır. Daha sonra kalenin oldugu yere gösterişli bir saray yapılması talimatıyla kırmızı renkli muhteşem sarayın inşasına başlanmıştır.İslam dünyasının batıdaki muhteşem yapısı olarak bilinen Elhamra Sarayı’nın dünyada eşi benzeri yoktur, daha önceden belirlenmiş bir plana göre değil de zevke ve ihtiyaçlara göre yavaş yavaş yapılan bölümleri inanılmaz güzelliktedir.Bölümlerin ne zaman ve hangi hükümdarlarca yapıldığı bile belli değildir, dışarıdan açılan gösterişsiz kapıdan içeri girildiğinde içeride karşılaşılan manzaralar tahmin edilemeyecek güzelliktedir.Birbirine bağlantılı sayısız odalar, o devre göre mühendislik şaheseri sayılan sıcak ve soğuk su tertibatlı hamamlar, bahçeler,çeşmeler ,fıskiyeler, havuzlar, meyve bahçeleri, seramikler ve Allah yazılarıyla süslenmiştir.Öyle ki yüzlerce yıllık İslam medeniyetinden sonra saray düştüğü zaman Kastilyalı İsabel ve ailesi sarayın güzelliği karşısında şaşkınlığa düşmüşlerdir. (geçen ay okuduğum Mahkum Prenses adlı romanda kral Sekizinci Henry’nin eşi annesi Kastilyalı İsabel ve babası Aragonlu Ferdinand’ın Elhamra Sarayını zaptettikleri sırada duydugu şaşkınlık ve hayranlığı dile getiriyor, hayatlarında ilk kez gördükleri gösterişteki zerafete , hamamlara , bahçelere o kadar alışıyor ki gelin gittiği İngiltere sarayları ona çok kötü görünüyor)

Arslanlı Avlu denilen bölümde oniki arslan,yüzden fazla ince sütun ve fıskiyeli havuzlar bulunur, Beşinci Muhammed döneminde yapılmıştır.Kızkardeşler Salonu ise adını iki kız figürüne benzeyen mermer bloklu duvardan alır.Burası sarayı birbirine bağlayan önemli bölümlerden biridir.Sultan Birinci Yusuf yazdığı şiirler bu duvarlarda yer alır.Cennet-ül Arif Bahçeleri sarayın cennete özlemini dile getirir, üç avludan oluşur ,zakkum ve gül çeşitleriyle donanmış, çeşitli meyve ağaçları ile doludur.Bereket Bahçeleri ise 36 metrelik bir avludur.Bu avlunun havuzu sarayın aynasıdır.Meşveret Salonu idari meselelerin görüşüldüğü önemli bir bölümdür, bir avluya açılır . Bu salon sarayın en ustalıkla yapılan bölümlerinden biridir.(kitap)Elhamra Sarayı Kastilya Krallığı’na teslim edilene kadar geçen iki asırlık tarih boyunca hiç istilaya uğramadı, zaptedildiğinde gözetleme kulesine İslam hakimiyetinin bitiş sembolü olan ünlü gümüş haç dikilmiştir. Sonrasında kalan Müslümanlar Kuzey Afrika’ya göç etmeye mecbur olmuş , sanat eserlerinin çoğu harab edilmiş,camiler kiliseye çevrilmiştir. Sonradan sanat eserlerinin ve mimari yapının değeri anlaşılmış, tamir edilmişse de , eskisi gibi asla olamamıştır. Bu sarayın mimarisi İspanya, İtalya ve Sicilya mimarisini sonraki yıllarda etkilemiştir.

Sarayın yabancıları ağırlayan bölümünde ” La galibe illallah” yani tek galip Allah’tır yazısı göze çarpar, sarayın hemen her yerinde Allah yazar. Bazı bölümlerde sık sık göze çarpan ‘sonsuz nimet’ yazısı ise turistler tarafından oldukça ilgi çeker. Geçtiğimiz yıllarda uzmanlar üç boyutlu lazer tarayıcılarıyla yaptıkları araştırmalarda duvarlara gizlenmiş onbin kadar özlü söz ortaya çıkardılar, araştırma hala sürüyor.Saray düştükten sonra orayı terk eden hükümdar Ebu Abdullah Muhammed Bin Ali ‘ye annesi son olarak şu sözü söyler:”Erkek gibi koruyamadığın mülk için kadın gibi ağlama”.Kaynak birkaynak ikikaynak üç