Barış Akarsu’nun ümitsiz yatağındaki direnişi tam beş gün sürdü. Bu bekleyiş muhtemelen bir hastane görevlisi tarafından fotoğraflandı ve medyaya dağıtıldı. Bu fotoğrafların yayınlanması medya etiği ile ilgili yeni bir tartışmanın başlamasına da neden oldu. Güzel Barış’ın ümitsiz yatağındaki bekleyişini fotoğraflamak etik açıdan doğru muydu? Bu fotoğraflar ne şekilde ve kimin tarafından medyaya verilmişti? Medyanın bu fotoğrafları yayınlaması ne derece etikti? Bu fotoğraflarda herhangi bir kamu yararı var mıydı? Bir kişinin hastalığının belgelenmesi, popülerliği ne derece olursa olsun, nasıl bir amaca hizmet ederdi? Onu sevenler onu bu şekilde görmeyi gerçekten isterler miydi??Bunlar bu fotoğrafların ardından aklımda uyanan sorular…Barış, güzel gözlerini ve gülüşünü de alıp aramızdan ayrıldı…Ardında medyanın kendi kendiyle yapması gereken yeni bir otokontrol hesaplaşması bırakarak…Ruhun sonsuza kadar ışısın güzel Barış…