Bu fotoğraf 1994’de Sudan’daki kıtlık sırasında çekildi ve fotoğrafçı Kevin Carter’a Pulitzer ödülünü kazandırdı.
Çocuk emekleyerek 1 km. ötedeki Birleşmiş Milletler yemek kampına gitmeye çalışıyor. Arkasındaki akbaba, çocuğun ölmesini bekliyor.
Fotoğrafı çeken Kevin Carter, fotoğrafı çeker çekmez oradan ayrılıyor ve kimse çocuğa ne olduğunu bilmiyor.
Fotoğrafçı Kevin Carter 3 ay sonra depresyona giriyor ve intihar ediyor.
Bu konu hakkında bişey duymuş olan var mı?
yorumlar
bildirgec
neden fotografı çekip gidiyor? neden çocuğu götürmüyor kampa?
Su basiret baglanmasi denen seydir.. zaten belliki cocugu goturmedigi icin daha sonra kafayi yemis…
anlik birsey belki oresmi cekerken kendinde bile degildi.. adamı savunmuyorum ama , depresyona girerek kendini oldurmesi sonradan kafasina nasil dank ettigini bir gostergesi olsa gerek …
bana da email ile geldiğinde bu yazı inanamaış ve biraz araştırmıştım. Adamıon nerdeyse bütün hayatını okudum. Olay doğru olarak nitelendirilebilir.
Etkileyici değil mi?
manic street preachers’ın bu şahsiyet üzerine güzel bir şarkısı vardır:
HI TIME MAGAZINE, HI PULITZER PRIZE
TRIBAL SCARS IN TECHNICOLOR
BANG BANG CLUB AK 47 HOUR
KEVIN CARTER
HI TIME MAGAZINE, HI PULITZER PRIZE
VULTURE STALKED WHITE PIPED LIE FOREVER
WASTED YOUR LIFE IN BLACK AND WHITE
KEVIN CARTER
KEVIN CARTER
KEVIN CARTER
THE ELEPHANT IS SO UGLY HE SLEEPS HIS HEAD
MACHETES HIS BED KEVIN CARTER KAFFIR LOVER FOREVER
CLICK CLICK CLICK CLICK
CLICK HIMSELF UNDER
KEVIN CARTER
KEVIN CARTER
KEVIN CARTER
daha önce fotografı görmüş sonrasında da muhabbeti duymuştum, adamın intahar etmeside pek tatmin etmemişti beni halada etmemekte. Resimde ki akbabalar bile fotografcı kadar acımasız değil bir şekilde ya da şöyle diyelim akbabalar akıllarında pulitzerin hayaliyle fotoğrafı banyo etmek için oradan uzaklaşmayıp kendilerine düşen doğal rolü oynuyorlar. Söz konusu fotoğrafçının öldüğü iyi olmuş bir aslında, benim kendisi üstüne yaratıcılıkta doktor Mengele’yi göz yaşları içinde bırakabilecek projelerim vardı. Çocuk zaten açlıktan sürünüyo, ölmesi iyi olmuş diye düşünenlerde olabilir tabi ama meselenin bir başka boyutuda bir canlının bu noktada (bu durumda pulitzer için) hırs küpü olması, gözünün başka bir şey görmemesi. Garip bir durum yeni dünya düzeni böyle bir şey herhalde yazık.
1994 senesinde alınan pulitzer ödüllerinde adı geçiyor :
http://www.pulitzer.org
FEATURE PHOTOGRAPHY Kevin Carter, a free-lance photographer
For a picture first published in The New York Times of a starving Sudanese girl who collapsed on her way to a feeding center while a vulture waited nearby.
tüylerim diken diken oldu ya acaip sinir oldum, o adamın ben taa! yazık ya canım benim..
Böyle fotoğraflar;"altım kuru,mutluyum" gibi yaşamaya başlandığında başka bir yerlerde,belki de senin de katkıda bulunduğun,sebep olduğun bambaşka;ama hiç de uzak olmayan bir hayatın gerçekten var olduğunu hatırlatıyor;kafaya kurşun sıkar gibi.
İyi ki çekmiş fotoğrafı.
Keşke küçük kızı kampa da götürseydi…
Bazen bakkala falan gidince tv de goruyorum; adamlar birbirine girmis arabalarin icinde can cekisiyolar, veya baska acilar cekiyolar, ve orda da hep onu ceken bir kameraman var [ole kalabalik falan da degil, yardim etse faydasi olur yanii]…
Demek istedigim bunlari hergun yapiyolar bizimkiler… Ancak bu adam yaptigiyla bizi tepki vermeye itmis, bizi biraz olsun ayiltmayi basarmis.
diyelim Carter çocuğu götürmüş olsun kampa, o gün tamamlanacak, coçuk iyi durumda; peki ya ertesi zamanlar? Demek istediğim sorunu kökten çözmek de değil.Kaderi hiç almıyorum ağzıma zaten. Ama Carter in intiharı saygıdeğerdir ve belki de olayların bütününde tek doğru harekettir.
peki bir insanın ölmesi söz konusuysa carter da insan değilmi? nasıl bu kadar kolay hakketti ölmeyi? herkes hata yapamaz mı?
Önce gözlerime, sonra okuduklarıma inanamadım.Nasıl bir insan ki bu, olayı görüntülemenin derin huşusu içinde, hehe ben kesin ödülü kaptım psikolojisiyle oradan uzaklaşıyor, sonra da evine döndüğünde allahım ben ne yaptım diye depresyonun kollarına atıyor kendini. Tamam belki o çocuğu kurtarmakla geri kalanı kurtaramıyor ama, hepimizin bildiği sahildeki deniz yıldızları hikayesini de gözardı etmeyelim lütfen, bişeylere bir yerlerden başlamak çözümün yarısıdır.
nasil bir haikye imis bu ?
Yanlış hatırlamıyorsam şöyleydi hikaye; adamın biri sahilde gezerken bir çocuğa rastlar,çocuk topladığı deniz yıldızlarını teker teker denize atıyordur. Adam çocuğun yaptığına bir anlam veremez ve sorar:"Napıyorsun burada" Çocuk cevaplar:"Deniz yıldızlarını ölmekten kurtarıyorum".
Adam şaşırır:"Hepsini nasıl atıcaksın denize, milyonlarca var burada". "Olsun" der çocuk, bir yerlerden başlamak gerek………..
Hmm harika doğru .. hepimiz biryerden başlasak herşey daha güzel olacak kuşkusuz…
bu resmi görüp parçalanmamak mümkün deil ammaaa ben geçen sene Afrika’da bir ülkeye gittim. Zürih’ten Swissair uçağına binmemizden başlıyarak,Hilton otel faturasına kadar adım attığımız her yerde, bazen sorarak bazen de cebren en az 0.5 veya 1 USD (ya da gönlümüzden kopan bir başka miktar), UNİCEF aç çocuklara yemek verecektir gibi bir başlık altında kesiliyordu. Düşündüm, bu kadarcık para ile ne yapılır ki? hem bu para onlara ulaşacak mı ki? "kesmeyin" demek istedim sonra da bir deniz yıldızını denize geri vermek gibi bişeyler olabilirdi dedim, benim gibi diyenlerin içine su serpilsin diye yazdım. Öpüldünüz…
denen kişiye bu kızgınlık biraz fazla…tamam yaptığı bir hata,hem de çok büyük.ama kişinin,o an içinde bulunduğu ruh halini ve diğer ıvır zıvırları bilemeyiz.basireti bağlanmış olabilir…hiç basiretin bağlanmadı mı hayatınızda?yaptığınız hiç bir şeyden pişmanlık duymadınız mı? herkes pürüpak mı? yaptığı bu hatadan dolayı canına kıymış olabilir.belki ders alıp bu tür durumları engellemek için çalışabilirdi ama işte seçim onundu…
yaptığı hatadır ama "iyi ki ölmüş","en iyi şeyi yapmış" demek de onun kadar hatadır bana göre…
Benim kızgınlığım carter’a değil sadece, onun nezdinde diğer duyarsız insanlara. Bence intihar etmesi de yanlış zaten,hatasını farkedip bir yerlerden düzeltmeye başlamalıydı, neyse sonuçta bir insanı tanımadan yargılama hakkına sahip değiliz, sadece bu olaydan yola çıkıldığında belki bu kadar tepki aldı. Kimse de pürüpak olduğunu iddia edemez, hepimiz insanız ve hata yapmamız kadar normal bişey olamaz,önemli olan hatayı farkedip bir yerinden dönebilmek, tamir edebilmek.
hepinizin basina gelmistir.. birseyin olacagini bile bile yapmak .. sanki osey olmayacakmis gibi .. umursamadan.. ilginc bir ornekle birey disinda toplu basiret baglanmalarinda sahit olduk .. ilk aklıma gelen belki sacma gelecek ama 90lı yıllarda oynanan Werder bremen – GS macini hatirlayin..Ali sami yende kar bilek boyunu asmis.. saha berbat herkes sahada istedigimiz futbolu oynayamacagizi ve bu yuzden elenebilecegimizi biliyor.. hemde birkac gun onceden ,aynı zamanda herkes bir kac km uzaktaki inonu stadının pırıl pırıl oldugunu sanki kar yagmamis gibi temiz oldugunuda..ama her nasilsa herkes kilitlenmis durumda maci bekliyor.. oysa biri cikip saha kotu diyerek inonuye aldirsa maci bir gun onceden uefa vs ilgili yerlere basvurulsa.. ama hayir.. herkes sessizlik icinde beklemede..ve son dakikada yanlis hatirlamiyorsam Rotariu’nun şutu ve karda takılan içeri girmeyen top.. ve sessizliğin sürmesi….
Ya da ne bileyim biryerden U donusu yapmak yasaktır orada polis oldugunu ceza yiyeceginizi bilirsiniz ve sanki hic yokmus gibi belkide polisin gozune baka baka donersiniz..
Carterın durumu bundan farklı degil ..o an en son dusunecegi sey onu kurtarmakti belkide.. deklansore basip, gitmek icin programlanmisti adeta..
belkide onun icin olmek uzere olan bir bitkiyi fotograflamaktan farksizdi bu eylem .. bir cesit reflexti belkide.. tıkla ve git…
ama yukardaki arkadasa katılıyorum..bunun farkına vardiktan sonra hayatını deniz yıldızlarını kurtarmaya adayabiliridi..intihar kolay yol…
Ben o deniz yildizlari hikayesinde cocugun cevabini "Olsun, bir tane daha az ölür" olarak hatirliyorum…
Ayrica futbol maclarindan, taraftar tutumlarindan boyle agir konulara allegori yapmak da neyin nesidir, sastim walla?
carter saygı duyulacak bir insandır. dünyanın abzürt ve tehlikeli diyarlarını gezip resimler çekerek bunu, evinde göbeğini kaşıyarak televizyon karşısında oturan, dergisini okuyan insanlara, okulda dünyayı yeni tanıyan öğrencilere göstermek, onları bir türlü dürtmek bilgilendirmek önemli bir misyon. bir nevi kendini diğer insanlara adamışta diyebiliriz bence. ayrıca kötü biri olsa depresyona girip intihar etmezdi, pişkin pişkin dolaşırdı. birde adam nerden bilsin işte bu plutzer ödülü alacak kesin diye.. neyse bence carter o çocuğu terk etti ama o fotoğrafla bazı koca götlüleri rahatsız edip binlerce aç çocuğun kurtulmasına sebep oldu. carter gibi adamlar olmasa bir çok şeyden haberimiz olmayabilirdi dünyayı alişanın aynalı tahirlerinden ibaret sanabilirdik belkide..
Carter dan allah razi olsun diyorum ben de!
denizyıldızı hikayesinde senaryo şöyleydi:
yaşlı adam- “oğlum milyonlarca deniz yıldızı var, birkaçını denize ha atmışsın ha atmamışsın, ne fark eder?”
çocuk- (bir tanesini yerden alıp, eğilip denize fırlatır) “Bunun için fark etti…”
Ben carter iyi ki ölmüş müstehak felan demiyorum zaten,saygı duyulacak işler yaptığını da gözardı etmiyorum. Ama hem o fotoğrafı çekip hem de çocuğu kurtarsaydı fena mı olurdu diyorum.Mesleği gereği gerekeni yapmış, çarpıcı bir kare yakalamış ve duyarsız insanları rahatsız etmiş olabilir,fakat o an nasıl kendi rahatsız olmamış benim aklım bunu almıyor sadece.
Ayrıca deniz yıldızı hikayesini hatırladığım kadarıyla yazmıştım zaten, aynı kapıya çıkıyor sonuçta, ben anlatmak istediğimi anlattığımı düşünüyorum, yine de hikayenin sonunu tamamlayan arkadaşlara teşekkürler…
bi de şu var, savaş muhabirliği yapıyosan, sürekli et dağları görüyosundur,.. adamda bi süre sonra mesleki deformasyon olmuştur. bu hikaye bende feci meme hissi uyandırıyor. yani insanlar yaysın ve hakkında tartışsın diye memetically engineered. kamp 1 km ötedeymiş, çocuk oraya sürünüyormuş, adam pulitzer kazanmış, intahar etmiş, vs. tam ihtiyacımız olan kriterler. ha yine ortada bize hayat görüşümüzü açıklama fırsatı veren bir ikilem var. işini mi yapsın, yardım mı etsin, vs. kimimiz allah belanı versin carter diyerek, kimimiz belki de şu olmuştur, bu olmuştur, adamcağız zaten intahar etmiş, diyerek bugün kendini daha iyi hissediyor. biz fikrimizi anlattıkça yayılıyor, ve sonuçta sinsi meme gerçekle yer değiştiriyor. hastayım bu meme’lerin.
beni şaşırtan da bu meme bööle yayıla dururken herkesin sanki sadece kevin carter kızın ölmesini seyrediyormuş gibi yapması.
burda da öyle yapıyoruz. bu resme bakıp ahkam keserken şööle yapsaydı bööle yapsaydı derken biz de seyrediyoruz bu kız ve benzerlerinin ölmesini. evet bal gibi.
Yapılabilecek bir sürü şey var ama hangimiz düzenli saygıdeğer hayatını bırakıp mesela Sınır Tanımayan Doktorlar’a katılıyor. (Sınır Tanımayan Doktorlar: Medecines Sans Frontieres, evvelki sene nobel barış ödülü aldılar) Alın işte benim bi arkadaşım da bu geyikleri bıraktı, bu seyri de bıraktı ve çekti bunlara katıldı. şimdi Rwanda’da.
ben şahsen bunu yapmadıkça kendimde Kevin Carter’ı suçlama, şööle yapsaydı bööle yapsaydı geyiği çevirme hakkını bulamıyorum. o adamla aynıyım, bi tek intihar etmiyorum.
"fakat o an nasıl kendi rahatsız olmamış" diyosun da adam illa o an mi rahatsiz olmali? Sonra gidip itihar ettigine gore ortalamanin bir hayli ustunde "rahatsizlanmis"
Olay mahalinden biraz uzaklasip pragmatist bir yaklasim sergilenmelidir kanimca. Adam o kizi heba etmistir, ama bunun karsiliginda bir suru insanin dikkatini konu uzerine cekip belki bin tane cocuk kurtarmistir. Yani elde 999 cocukluk bir kar kalir ki bu hic de az degildir. Hangimiz boyle bir kardan bahsedebilir? Simdi iyice taktir ettim kendisini, intihar etmemesi lazimmis bence, 1 verip 1000 alacaksak keske tum fotocular Kevin olsa…
Ne yapiyoruz meselesine gelince, kendi adima konusiim, biseyler yapmayi ciddi ciddi planladim, plan dogrultusunda hareket ediyorum… Su anda planda; sistemin benim icin ongordugu yollardan gecmek var, cunku derine inmeden koklu degisiklik yapilamaz…
Böyle pragmatist bir yaklaşım;bana insanları sanki bir paket içindeymiş gibi gösteriyor.Yani "paketin içinde kimin olduğu önemli değil,yeter ki o sayıda olsun" der gibi.Benim algılayışımın dışında bu durum.Bakamıyorum insanlara öyle sadece kitle gibi.Deniz yıldızı gibi.
Boşuna denmemiş herhalde;"Yaptığın her hareketin diğerleri için mutlaka bir iyi,bir de kötü yanı vardır" diye..
Evet olay doğru, ama elemanı eleştirmemek lazım, olaydan sonra kendisi intihar etmiş. Hem çocuğa da ne olduğu belli değil. Kişileri neden kurtarmadın diye suçlayamayız ki!! Bence de hata yapmış ben olsam kurtarırdım, ama ne yapalım o böyle bir karar vermiş ve zengin olmuş sonra da intihar etmiş.Eyvallah
Evet o saniye o dakika rahatsız olmalıydı, görür görmez rahatsız olmalıydı. Bu neye benziyor biliyor musunuz? Hani yolda giderken bir kaza görürsünüz, kendi kendinize "tüh tüh vah vah" diyip, geçersiniz ya da "ya şimdi insem yardım etsem aman neyse şimdi polis gelir, biri yardım eder nasıl olsa" düşüncesiyle vicdan rahatlatma yapıp yolunuza devam edersiniz. Bana o bir basın mensubu görevini yaptı, yok işte sonra rahatsız oldu gitti intihat etti gibi savunmalar yapmayın lütfen. Hepimiz giderek maddeci oluyoruz, ben iyilik meleği felan da değilim, yargıç da değilim, sadece insanım.İnsanlık bu olmamalı diyorum sadece.
dünkü gazetelerde sizin de dikkatinizi çekti mi? BM görevlileri kız çocuklarına yiyecek verme karşılığında ne istiyorlarmış onlardan? Ne olacak seks.:((
Bu rezalete mi yanayım? senden benden kesilen paraların böyle işlere gitmesine mi? Bilemedim bir an..