Şimdi diyelim ki hep sordukları sorunun cevabını buldu birisi;Çıktı ortaya dedi ki aşkın formulünü buldum.Neye yarar ?Ya da doğru soru bir işe yarar mı ?Aşkın formulü varmıdır ? varsa bulunmalımıdır ? bulunursa panzehiri yapılmalımıdır ?Aşkın formulü vardır. Ama bulunamaz. Çünkü virüsgillerden bir yapıya sahip olup kişiden kişiye hatta canlıdan canlıya karaktere ruha göre hemen mutasyona uğrayarak formülünü yeniler , değiştirir günceller. Dolayısı ile her bir insan karakteri ruh yapısı için ayrı bir aşk formulü vardır ve bunların herbirinin tespiti ve panzehiri mümkün değildir. Hele bir de yaşanılan ortamında aşkın mutasyonunda ve süreç içerisinde evrimleşerek çaresiz bir hastalığa ya da mutluluk yumağına dönüşmesinde çok önemli bir etken olduğunu hesaba katacak olursak bu formülüze işinden vazgeçip aşkı yaşamaya acısını çekmeye mutluluğunu hissetmeye bakmalıyız.Sahi nerden çıktı bu formul işi ?Az önce yanımda iki tane velet birbirini yiyordu.—Ulen buse varya buse—Eee ne olmuş olum Buseye—olum o kız bana çarpılmışBeriki irkilir ve gözlerini kaçırır arkadaşından bocalar birşeyler mırıldanır.Gene öteki ;—- Olum tebrik etsene kankini bak bi yengen daha oldu.—-Hımmm haklısın kanki tebrikler .Sesi oldukca durgun ve bezgindir.Hayal kırıklıkları umutsuzluklar ve acı vardır.O küçücük bedenden çıkan sesde kocaman duygular yüklüdür.Birden aklına kurtuluş ışığı geldi ya da benöyle sandım.Ötekine—-Nerden anladın kanki ?—-Nerden anlıcam olum kız iki gündür peşimden dolandı durdu.Beriki iyice hüzünlendi.Boynu düştü yere doğru.Son umudu da boş çıkmıştı.Oysa ne çok bakışmışlardı resim dersinde.Saklambaçlarda hep birbirlerini sobelemişlerdi diğerlerini önemsemeden. yakan toplarda hep birbirlerini vurmuşlardı. Ve ip ile atlamaya çalışmıştı onun için hata bacağını çizmişti. İşte orda duruyordu hala çizik bak daha yeni kabuk bağlıyor.Bir daha sevemeyecekdi aşık olmayacaktı. Tövbe etmeliydi hemen aşka. Hem o delikanlı adamdı. Aşk delikanlılığı bozardı.İşte geliyor.Karşıdan güzellik kraliçesi edasıyla bir hanımefendi yaklaşır ve ötekine–bir şey konuşabilirmiyiz seninle.Beriki artık kopmuştur. Bu kadarı da fazla . ne yapmaya çalışıyordu bu kankisiyle arasınımı acmak istiyordu. Ama yok bu oyuna gelmeyecekti.Öteki kalkarken bak gidiyorum edasıyla berikinin ayağına vuruverdi.Yok bu kadarı fazlaydı. Hemen köprüye gitmeliydi. hangi köprüye mi boğaz köprüsüne . televizyonda hep öyle yapmıyorlarmıydı. oda öyle yapmalıydı bu aşk acısına daha fazla dayanamayacaktı. Ayağa kalktı. Pantolonunu silkeledi.Kollarını kartal kanat yaptı hafifden . E köprüye de gitse racona göre gitmeliydi.Ötekini geri geldiğini gördü bu arada. Suratı düşmüş morali oldukca bozuktu.Hay aksi şeytan kankisini bu halde bırakıpda köpriye gidemezdi ya …–Ne oldu kanki ?–Bu sana …Uzatılan kağıdı. Aldı. iyide daha okuma bilmiyordu ki?–Ne bu anlamadım.—Anlamayacak bir şey yok sen nasıl kankisin arkadaşının aşkına göz koyuyon.— Ne diyon ya anlamadım ?—-Kız senin peşindeymiş olum racona yakıştımı bu şimdi ? Sor bakalım Erco Abiye yazar mı delikanlın kitabında böyle şey. ( Erco abi 3 ncü sınıfında okulun delikanlısı)—İyide sende bende o da okuma bilmeyiz. neyin nesi bu— Aç işte uzatma.Kocaman bir kalp şekli ve çöpten çizilmiş bir erkek ile kız kalbin ortasında yamuk yumuk bir yazıyla baş harfler yazılmış.Bir anda bocaladı. Aşkı boş değildi. İşte oda onu seviyordu. Demek ki ona ulaşmak için arkadaşının peşinde gezmiş.Uzakta onları izleyen bir çift gözü fark etti. Önce gülümsedi. İkisinin de küçük yürecikleri pır pır etti. Sonra bir an ters ters bakan kankisini fark etti.bir kankiye bir kağıda bir aşkına baktı.İçinde birşeyler koptu. Kağıdı anibr kararla ikiye böldü. Sonra bir daha bir daha bir daha bir daha……Hızını alamıyordu küçük elleri var gücüyle bölüyordu kağıdı.Uzakdan onu izleyen bir çift göz çokdan hıçkırıklara boğulmuş. Aldığı bu tepkiye anlam verememişti.Yakşalan dördüncü boyuttan biri. ( Bu öğretmeni oluyor)—Ne oldu buse kızım.—-ben benben evlenmeyeceğim öğretmenim. Annemler konuşuyordu evde bu erkek milletine gerçekten güven olmaz. hıçkırıklar devam ederken koşarak uzaklaştı ordan.küçük delikanlı sırtını sıvazlayan el ile irkildi. Kankasının eliydi bu. İyice dikildi. Ne de olsa racona uygun hareket etmişti. Arkadaşını satmamıştı. Ya küçük yüreği ?O çoktan milyonlarca parçaya bölünmüş ilk aşk acısını yaşamanın ve yaşatmış olmanın girdabında sürükleniyordu.Ama yinede başı dik omuzları dikti.Kankisi elini omzuna attı ve yavaşça uzaklaştılar okul binasına doğru.