virüs
virüs

Daha önce de aslında değindiğim bir mevzu, anti-virüs yazılımlarının gereksizliği.Şurada konu hakkında güzel bir yazı gördüm.Gereksizliğin çok güzel bir nedenini açıklamışlar: virüs yazarları oldukça akıllı insanlar ve yazdıkları bir virüsün başarılı olabilmesi için öncelikli gerekçenin “en popüler anti-virüs yazılımlarını aşabilmesi” olduğunu biliyorlar. Bu firmalar da symantec, norton ve trend micro.Bu 3 firmanın yazılımları yeni virüslerin %80ini geçiriyor imiş.Ayrıca virüsün vereceği zararın çok daha fazlası sisteminizde sürekli kaynak sömüren anti-virüs yazılımı sayesinde yaşanmakta. Özellikle notebooklar gibi veri yazma ve okumanın darboğaz olduğu sistemlerde bunu görmek daha kolay.yeri gelmişken güzel de bir analoji ekleyelim.Firewall programı kapınızda bekleyen bir bekçi gibidir, veyahut pasaport memurudur. Her gelip geçeni kontrol eder, uygunsuz gördüklerinin içeri girişini engeller. Dışarı çıkışlarda ise sadece vize verdiğiniz kişilere izin verir.Anti-virüs programı ise sırayla her kapıyı tıklar, elindeki listeyi(ki bu listeyi de sıklıkla güncellemeniz gerekir) baştan aşağı gözden geçirip, içerde o kişinin bulunup bulunmadığını kontrol eder. Bunu her açtığınız program her okuduğunuz dosya için baştan yapar. Ayrıca her kapıyı da çalamaz, sistem dosyalarının evine yerleşmiş bir virüs dokunulmazlık altındadır ve kapısını çalan anti-virüs yazılımımız içerideki virüsü görür, hiç birşey yapamaz, ayrıca acizliğini size bildirerek daha da bir sinir olmanızı sağlar.Gelelim buradaki mantıklı çözüme, eğer kapı ve pencerelerimizi sıkıca kaparsak, paranoyak bir şekilde anti-virüs yazılımlarının yaptığı gibi her an ve saniye her olur olmaz masanın sandalyenin altına bakıp durmak zahmetinden kurtulmuş oluruz.windows xp’nin kendi firewall’ı + firefox gayet yeterli bir kapı baca görevlisidir.Anti-virüsünüzün sizi en son ne zaman önemli bir durumda kurtardığını düşünün ve gereksizliğini daha net göreceksiniz. Ki verdiğim linktede benzer bir yorum yapılmış.