astronomy.sci.ege.edu.tr
astronomy.sci.ege.edu.tr

Antalya notlarıKahraman ÇayırlıAntalya, 29 Mart 2006 Çarşamba. Saatler 13.54’ü gösterdiğinde gün basbayağı gece oldu. Hava sıcaklığı beş derece düştü, hep birlikte “Ay’ın Güneşle yaptığı vals”i izledik. En son 1999’da tanık olduğumuz bu görkemli doğa olayı, aslında doğa karşısında ne denli aciz olduğumuzu hatırlattı bizlere bir kez daha. Örneğin Ay, o üç dakikada olduğu gibi Güneş’e asılı kalmayı sürdürseydi, nasıl yaşayabilecektik? Kendimizi, yaptıklarımızı o kadar önemsiyorduk, insanlığı yere göğe sığdıramıyorduk ama neticede tabiat karşısında bu kadar da zayıftık işte.Yer gök Alman!
Tüm bunları düşündüğüm yer, çoğunlukla Almanların konakladığı güzel bir tatil köyü. On-on beş Alman’ı gözlemleyip koca bir millet hakkında hüküm vermek elbette yanıltıcı olabilir. Ancak benim beş gün içerisinde anladığım kadarıyla Almanlar, gayet saygılı, güler yüzlü, eğlenceli insanlar. Sonuçta her ülkenin insanını kendi sosyal gelenekleri, davranış biçimleri çerçevesinde değerlendirmek gerekir. Bize oldukça sıradan, normal gelen bir davranış başka bir milletin insanları tarafından pekalâ anormal karşılanabilir. Tabii aynı durumun zıddı da mevzu bahis. Kaba olduğunu düşündüğümüz bir Alman, kim bilir kendi ülkesinin insanlarına kıyasla kibar bir insandır.Nedense toplumumuzda Almanlar hakkında kaba, görgüsüz oldukları yönünde olumsuz önyargılar var. Ama Almanlar en azından tatil köyündeki “sonradan görme” Türkler gibi birbirlerini görünce havayla kafalarını çevirip etrafta kasıntıyla dolaşmıyorlar; her karşılaştığınızda selamlaşıp tanımadıkları insanların bile medenice hâllerini, hatırlarını soruyorlar.Üstelik Almanlar bizim yapmadığımız bir şeyi daha yapıyorlar: İnsana (engellilere) değer veriyorlar. Biliyorsunuz, biz engellilerin üzerine kapı kilitler, onları dışarıda gezdirmekten utanırız. Çünkü o tekerlekli sandalyeye muhtaç olmamızın an meselesi olduğunu unuturuz.Bu arada aynı günün akşamı, bir Alman kanalında (RTL) Güneş Tutulması’nın anlatıldığı haberde, “Türkiye’den” diye verilen görüntülerde, tutulmayı izleyen Türk kadınlarının hepsi türbanlıydı. Bu durum üzerine fikir yürütmek, bu yazının maksadını aşacak o yüzden yazımı dikkatimi çeken son bir noktayla tamamlıyorum.Isparta il sınırları içerisinde baktığınız her yerde Süleyman Demirel ismiyle karşılaşıyorsunuz. Üniversitesi, botanik bahçesi, havalimanı..