NyMpHe
NyMpHe

Bu seferki “sıkılmayı sindirme” molamı biraz uzun tuttum galiba. Malum tablolar, grafikler, rakamlar, kaynaklar… Hazmetmek zaman alıyordur, diye düşündüm. Neyse kaldığım yerden devam ediyorum…ABD’de 1990’lı yıllarda yapılan risk analizinin , nükleer santral taraftarlarının haklılıklarını kanıtlamak için sıkça başvurdukları bir kaynak olması nedeniyle ayrıca incelemesinde fayda vardır.
Tablo 1.1: ABD Risk Analizine Göre Belirlenmiş Olan Ortalama Ömür Kaybı (OÖK) Rakamları

Kaynak: Ş. Şenay- A. Biçer ,“Neden Nükleer Enerji?”,  Nüksem 2007 Nükleer Enerji Sempozyumu Bildiriler Kitabı, EMO Yayınları Selim Ofset Matbaacılık, Mersin, 2007, s. 31

Kaynak: Ş. Şenay- A. Biçer ,“Neden Nükleer Enerji?”, Nüksem 2007 Nükleer Enerji Sempozyumu Bildiriler Kitabı, EMO Yayınları Selim Ofset Matbaacılık, Mersin, 2007, s. 31Tablo 1.1’de ömür boyu bir nükleer santral yanında yaşamanın ve bir nükleer santralin bir yılda çıkardığı atığın riski bir insana yıldırım çarpma riskinden veya bir uçağın düşmesi riskinden bile küçük olarak belirtilmiştir. Şüphesiz bu çalışmada nükleer santralin “normal koşullar” da çalışacağı varsayılmıştır. İnsan yapısı bir reaktörün yine insanlar tarafından kullanıldığı bir nükleer santralde koşulların “normal” kalma garantisinin olmadığını, üstelik koşulların tabiat olayları ile “normal” olmaktan çıkmasının kuvvetle muhtemel olduğunu bir önceki yazımızda belirtmiştik. Şimdi ise “normal koşullar”dan sapmanın olası olduğunu gösteren bir kaç örneğe bakalım:* 1970’li yıllardan sonra sayısı giderek artan nükleer santrallerde ilk ciddi kaza 1979 yılında ABD’de Three Mile Island’da gerçekleşmiştir. Bu kaza radyoaktif sızma şeklinde olmuş ve büyümeden denetim altına alınabilmiştir. Kazada resmi kayıtlara göre ölen olmamışsa da çevredeki radyoaktif birikintinin temizlenmesi gerekmiş ve bu bölgedeki temizlik maliyeti birkaç milyar dolara ulaşmıştır (http://websitem.gazi.edu.tr/netbilim/).* Bu güne kadar olan en büyük nükleer enerji kazası ise 1986 yılında Ukrayna’da KİEV yakınlarındaki Çernobil Nükleer Santrali’nde gerçekleşmiştir. Bu santralin 4 numaralı reaktöründe yapılan küçük bir hata santralin patlamasına yol açmış, bu kazada ortaya çıkan radyasyon miktarı Hiroşima ve Nagazaki’ye atılan bombalardan çıkan radyasyonun 200 katı kadar olmuştur. “İnsanlık tarihinin en büyük kazası” olarak nitelendirilen Çernobil Santrali’ndeki patlama sonucunda sadece Ukrayna’da 125,000 kişi ölmüş, 400,000 kişi zorunlu olarak göç ettirilmiştir. 160,000 km²’den fazla alan radyoaktif kirlenmeye maruz kalmış ve 9,000,000 kişi kazadan doğrudan etkilenmiştir. Kazadan sonra temizlik görevinde çalışan Rus temizlikçilerden 1995 yılına kadar ölenlerin sayısı 7,000 olarak belirlenmiştir. Yalnızca Beyaz Rusya’da 1995 yılına kadar olan tiroit kanserine yakalananların sayısı 100 kat artmıştır. Üstelik önümüzdeki 50 yılda Çernobil kazası nedeniyle kanser olacakların sayısı tam olarak hesaplanamamaktadır (SNKP, 1995, s.8).
* Bir başka nükleer santral kazası ise 1999 yılında Japonya’nın başkenti Tokyo’nun 120 km kuzey doğusunda yaşanan Tokaimura Nükleer Santral kazasıdır. Bu kaza bir kişinin ölümü ve çok sayıda kişinin de yüksek dozda radyasyona maruz kalmasına sebep olmuştur (http://websitem.gazi.edu.tr/netbilim/).Yukarıda verdiğimiz nükleer santrallerin ne kadar az risk taşıdığını ispatlayan (?) çalışmaya rağmen “dünya” nükleer enerjiden vazgeçme yolunda emin adımlarla ilerlemektedir.
Tablo 1.2: Dünyadaki Nükleer Enerji Reaktörlerinin Durumu

Kaynak: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, http://www.taek.gov. tr/bilgi/sss/durum.html
Kaynak: Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, http://www.taek.gov. tr/bilgi/sss/durum.html

Tablo 1.2 incelendiğinde dikkati çeken ilk nokta 18 ülkenin nükleer reaktörlerinden bir kısmını tekrar çalışmamak üzere kapatmasıdır. Bu ülkelerin kapattıkları reaktörlerin (kapatmadan önceki sahip oldukları) toplam reaktörleri içerisindeki yüzdeleri şu şekildedir:•İtalya ve Kazakistan sahip oldukları toplam nükleer reaktörlerin tamamını tekrar çalıştırmamak üzere kapatmışlardır. Ayrıca İtalya ve Kazakistan’da inşa halinde olan bir nükleer reaktör de bulunmamaktadır.• Bulgaristan sahip olduğu nükleer reaktörlerin % 66’sını tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır.• Almanya sahip olduğu nükleer reaktörlerin yaklaşık olarak %53’ünü tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. Ayrıca burada inşa halinde bir nükleer reaktör bulunmamaktadır.• Ermenistan, Hollanda ve Litvanya sahip oldukları nükleer reaktörlerin yarısını tekrar çalıştırmamak üzere kapatmışlardır. Ayrıca bu ülkelerde inşa halinde nükleer reaktör yoktur.• İngiltere sahip olduğu nükleer reaktörlerin %35.5’ini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. İngiltere’de de inşa halinde nükleer reaktör bulunmamaktadır.• Slovakya sahip olduğu nükleer reaktörlerin %28.5’ini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. Slovakya’da inşa halinde bir nükleer reaktör yoktur.• İsveç sahip olduğu nükleer reaktörlerin yaklaşık olarak % 23’ünü kapatmıştır. Ayrıca burada inşa halinde bir nükleer reaktör bulunmamaktadır.• ABD sahip olduğu nükleer reaktörlerin %21.2’sini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. ABD’nin inşa halindeki reaktörleri ise çalışan toplam reaktörlerinin % 0.96’sı kadardır.• Ukrayna sahip olduğu nükleer reaktörlerin %21.05’ini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır; ancak Ukrayna’nın inşa halindeki reaktörleri çalışan toplam reaktörlerin %26.6’sı kadardır.• İspanya sahip olduğu nükleer reaktörlerin %20’sini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. Ayrıca İspanya’da inşa halinde bir nükleer reaktör yoktur.• Fransa sahip olduğu nükleer reaktörlerin %15.7’sini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır. Fransa’nın inşa halindeki reaktörleri ise çalışan toplam reaktörlerinin % 1.69’u kadardır.• Kanada sahip olduğu nükleer reaktörlerin %12’sini bir daha çalıştırmamak üzere, %16’sını ise uzun süreliğine kapatmıştır. Ayrıca Kanada’da inşa halinde bir nükleer reaktör bulunmamaktadır.• Rusya sahip olduğu nükleer reaktörlerin %13.8’ini tekrar çalıştırmamak üzere kapatmıştır; ancak Rusya’nın inşa halindeki reaktör sayısı toplam reaktör sayısının %19.3’ü kadardır.• Belçika sahip olduğu nükleer reaktörlerin %12.2’sini kapatmıştır. Ayrıca bu ülkede inşa halinde bir nükleer reaktör bulunmamaktadır.• Japonya sahip olduğu nükleer reaktörlerin % 5.08’ini tekrar çalıştırmamak üzere, % 1.69’unu ise uzun süreliğine kapatmıştır. Japonya’nın inşa halindeki reaktörleri ise çalışan toplam reaktörlerinin % 45’i kadardır.YARARLANILAN KAYNAKLAR
Şenay Ş. ve diğerleri ,“Neden Nükleer Enerji?”, Nüksem 2007 Nükleer Enerji Sempozyumu Bildiriler Kitabı, EMO Yayınları Selim Ofset Matbaacılık, Mersin, 2007
—–, Enerji Karmaşası ve Halkın Çıkarları, KİGEM, TMMOB/EMO ve diğerleri, Kardelen Ofset, Ankara ,2000
http://websitem.gazi.edu.tr/netbilim/