Okulda kendi halimde kendime uygun ,etrafında çok insan bulunmayan bir cam kenarında tünemiş,birazdan yaklaşık üç saat sürüp beni hayal dünyalarına davet edecek dersimin başlamasını bekliyordum.Hayal dünyasına davet edecekti elbet,üç saat ders çekilir mi?Kendi kendime homurdanırken önümden iki kişi yavaş adımlarla geçiyordu.İnsanların konuşmalarını dinlemek gibi bir huyum yoktur ama etraf o kadar sessizdi ki duymak zorunda kaldım.Kız erkeğin kolunu çekiştirip şöyle diyordu:-Aşkım söz verdiğin … saati ne zaman alacaksın?Çocuk:-Sevgilim daha dün çanta aldık param yok.Benim için bu son cümlenin sonu ünlem oldu.İstemeden dinlemiş olduğum bu diyalog biraz şaşırttı , biraz da şaşırtmadı aslında.Son zamanlarda aşkın parayla eş değer olduğundan zaten emindim (5-10 sevgilisi olup onları yontmaya çalışan kızlardan biliyordum) ama yine de duyunca garip geldi.Garip gelen ise şuydu; kendisi gibi ana baba parası yiyen birinden nasıl bu kadar rahat herşeyi isteyebiliyordu?Yoksa on sevgilisinden sadece biri miydi de onu sömürme çabasındaydı?Ben kendi kendime sayıklarken hoca derse girmişti bile.Toparlanırken insanların ne kadar midesiz olduğunu düşündüm.Ders başladı.Hayal dünyasından vazgeçtim.Kafamı sıraya koydum.Uyudum.