bildirgec.org

nakit hakkında tüm yazılar

Zumbara

Chat Noir 1 | 29 December 2010 14:10

Zumbara çok enteresan ve insani değerleri ön plana çıkaran bir fikir. Zumbara paranın geçmediği bir banka anlayışı.Zumbara zaman bankası demek.Bu fikir etrafında toplanıp zevkle çalışan insanlar var.

Günümüzde para hayatımızın olmazsa olmazı.Pek çok şeyi satın alıyoruz.Parasını ödemediğimiz bedava olan şeyler ise genellikle hak ettikleri değeri göremiyorlar.Günümüz dünyası paranın,kazanma hırsının yaygınlaştığı,paylaşmanın,sevginin,dostluğun ve nezaketin çoğunlukla göz ardı edildiği bir ortam haline geldi.Fikir babalığını Edgar Khna’ın yaptığı bu sistem ise bu kaybolmuş değerleri bize tekrar hatırlatıyor ve bizleri tekrar paylaşmanın,yardımlaşmanın,dostluğun,sevginin ılıman ikliminde dolaştırıyor.

PAYPAL ÖDEME SİSTEMİ ARTIK TÜRKÇE

ondertex | 19 November 2008 23:34

İnternet üzerinden çalışan bir bankacılık sistemi olarak tanımlayabileceğimiz paypal,kredi kartına ihtiyaç olmadan internet üzerinden bazı sitelerde güvenli alışveriş imkanı veren veya istenilen kişiye e-mail adresi aracılığıyla para gönderme imkanı sağlıyor. Hesabınıza kendiniz veya başkaları para yatırabilir.Ayrıntılı bilgiyi artık Türkçe olduğuna göre Paypalın kendi sayfasından rahatça okuyabilirsiniz.

Şimdiye kadar Türkçe desteği vermedikleri için belki birçok kişi bu konudan bihaberdi.Ama artık Paypal ın Türk kullanıcılarının da artacağını düşünüyorum.

Haydi Gençlik Go..

sinnerxx | 22 July 2008 10:27

Uzun zamandır Üniversite öğrencilerine kampüslerde kefilsiz kredi kartı dağıtan Finansbank şimdide gençlerdeki harcama potansiyelini görerek onlara karşı yeni projeler geliştirmeye başladı. Bir çok bankanın uzak durduğu üniversite gençliğine çeşitli imkanlar sunan bankanın son atağı GoCart.

Anneler Günü

linet | 02 May 2008 20:48

Anneler Günü

Anneler gününde kesinlikle alınmaması gereken hediylerin başında sanırım yemek kitabı geliyor, hangi akla hizmet yemek kitabı mailini hemde En güzel annelere diye göndermişler, anlamadım gitti, çok kötü yaa, anneee bak sana aldım, yemek kitabı bu ayol, ama italyan mutfağı, neden benim mutfağımda ne var, beğenmiyormusun kızım sen benim yemeklerimi, ama anne işte sen yemek yapmayı seviyorsun ya ondan aldım, ufkun açılsın, değişik şeyler dene diye, ne demek şimdi bu anneye ufkun açılsın, ufuksuz muyum ben? Anladım sen geçen gün yaptığım keşkeki de yemedin zaten çok ağır dedin, tamam bundan sonra yemek falan yapmıyorummm…

Masaj almaz mısınız?

makaleci | 01 April 2008 22:54

Masaj yaptırmak zor; hem nakit hem de zaman yaratabilmek anlamında geniş olanaklara sahip olmak gerekiyor! Ama bu ürüne bir kerelik verilecek para ile tüm ömrünüz boyunca sırt masajınız garanti. Hem de kumandası da var. Detaylar burada ve şurada.

akbil faciası (TANRI BENİ SEVİYOR, HATUNUMA RAĞMEN …)

sbaskentli | 11 December 2007 09:53

Günaydın dostlar ;Anlaşılan buraya otobüs anıları yazmaktan başka bir şey yazmaya fırsat bulamayacağım. Bu sabah sizlerle dün sabah başıma gelen ama başıma geldiğini ancak akşam anlayabildiğim bir olayı paylaşmak istiyorum.Sabah telaşe içerisinde evden çıkarken üzerime nakit almadım. Kartlar hatun kişide , benim akbil de boş. Hatun kişi rahatsız olduğu için tüm nakit – kart imkan ve olanaklarını ona terk eyleyerek onun şatafatlı sarı lacivert (bu arada ben de bir Galatasaraylıyım.) anahtarlığını alarak yola koyuldum.Anahtarlığı almaktaki ince nüans mı?
 Aşkım benim anahtarları al bende ki akbil dolu cümlesin de gizli …
Eh bütün imkanlar zati muhtereme seferber bırakılınca kendisi de bize bu kadarını lütfetti.
Neyse saadete geleyim. Durağa vardım. Kocaman körüklü bir otobüs. Bütün kapıları açmış yolcu alıyor.
Bir de ne görem bu bizim Kadıköy otobüsü…
Hemen en arka kapıdan yeşillendim ve kendime sağlam bir yer edindim. Gönüllü bir vatan evladı akbillerimizi topladı. Ve vatani görevlerini yerine getirmeleri için onları cephenin ön saflarına doğru sevk etti. Tam akbiller körük mevkiine geldiğinde karşı yönden gelen mavi kartlar ,öğrenci akbilleri vs akbil , kart çeşitleri ve para üstlerinden oluşan bir topluluk aynı kişinin elinde toplandı.
Garip şahsiyet bir anda iki taraftan birden gelen bu taarruz karşısında avel avel bakınmaya başladı. artık olan olmuşdu gidenlerle gelenler birbirine karışmıştı. Hangisi cepheden gelen gaziler hangisi yeni giden acemiler anlamak mümkün değildi.
Zaten daha fazla düşünmesine de gerek kalmadı. Şoför aniden yaptığı bir frenle bütün sorunu kökünden çözdü. Adamcağızın elinde ne var ne yoksa yere döküldü. Bu kadar karışıklıktan sonra adamda küplere bindi ve herkes kendi akbilini bir şekilde geri aldı. Tabi benim için pek sorun olmadı. Üstünde o gıcık renklerden oluşan bir anahtarlık olduğu için gayet itici bir şekilde sırıtıyordu diğerlerinin arasında.
Neyse biz bi şekilde akbilimize kavuştuk kavuştuk ama akbil şoföre kadar gidemeden bize geri gelmişti. Yani bir nevi vatan haini olmanın verdiği huzursuzluk işlemişti içime.Günlük telaşe derken akşam oldu. Hayatımın bir tanecik gülü ( bu satırları yazarken dört gözle yazdıklarımı okuyor. Anlayın işte ) yanımda iken akbil gişesine gittik ve akbillerimizi doldurduk.
İşte gerçek facia o zaman ortaya çıktı. Benim hatunun o çok sevgili renklerle donatılmış anahtarlığında ki dolu akbil aslında dolu değilmiş.
Bir an sabah otobüse binişim tekrar gözümün önüne geldi. Hiç yapmadığım bir şeyi yapmış ve arka kapıdan binmiştim.
Ya ön kapıdan binseydim…
Akbilin boş olduğunu bildiren iğrenç bir ses ….
Ben kıpkırmızı……
Cepte para yok…..
İn aşağı geri……Hadi bunda sadece şoföre rezil olurum. Daha fenası da var. Ya o boktan renkli anahtarlık bir şekilde en öne ulaşsaydı ve orda bir GS lı tarafından basıldığında boş sesini verseydi. Gelecek tepkiyi şu an bile kulaklarımda duyuyorum hala…..
—Hangi Fenerlininse bu boş söyleyin para göndersin….
Tabi bütün otobüs döner ve o fenerliyi arar..
O saatten sonra ya hatunumun çok sevdiği o anahtarlığı görmezden gelirdim.
Ya da……..
Ya da sını inanın bende bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum.
Ve Tanrının beni sevdiğine bir kez daha inandım.
Üstelik Hatunuma rağmen…

Facebook ve MySpace’e meydan okuyan Capazoo ile para kazanın

mturkmen | 02 December 2007 16:10

Capazoo size resim, müzik, ve video ekleyerek para kazanmanızı sağlıyor. Tüm sistem birbirine para verme üzerine dayalı. Siz diğer üyelere oluşturdukları içerik için para veriyorsunuz. Onlarda sizin oluşturduğunuz içerik için para veriyorlar. Capazoo’daki sanal para Zoops adı ile anılıyor. Her bir Zoops1 centi temsil ediyor.
Burada Zoops’ları müzik, resim veya video ekleyerek kazanabilirsiniz. Ayrıca sizin profilinizi çok beğenen kişilerde size para verebilir. Arkadaşlarınızı Capazoo’ya davet ettiğiniz takdirde bile para kazanabilirsiniz. Ayrıca Capazoo’nun gelir ve kazançlarını paylaşabilirsiniz. Kazandığınız Zoops’ları ister hayır kurumlarına bağışlayabilir ister gerçek paraya çevirerek hesabınıza aktarabilirsiniz.

Siteye şimdi üye olmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Sitede MySpace ve Facebook gibi diğer sosyal iletişim sitelerindeki bütün özellikleri bulacaksınız. Bloglar, gruplar, müzik, fotoğraf albümleri ve videolar gibi.

A$K:Akıllardaki nakit cızırtı…

srqluciddreaming | 11 October 2007 10:09

Okulda kendi halimde kendime uygun ,etrafında çok insan bulunmayan bir cam kenarında tünemiş,birazdan yaklaşık üç saat sürüp beni hayal dünyalarına davet edecek dersimin başlamasını bekliyordum.Hayal dünyasına davet edecekti elbet,üç saat ders çekilir mi?Kendi kendime homurdanırken önümden iki kişi yavaş adımlarla geçiyordu.İnsanların konuşmalarını dinlemek gibi bir huyum yoktur ama etraf o kadar sessizdi ki duymak zorunda kaldım.Kız erkeğin kolunu çekiştirip şöyle diyordu:
-Aşkım söz verdiğin … saati ne zaman alacaksın?
Çocuk:
-Sevgilim daha dün çanta aldık param yok.
Benim için bu son cümlenin sonu ünlem oldu.İstemeden dinlemiş olduğum bu diyalog biraz şaşırttı , biraz da şaşırtmadı aslında.Son zamanlarda aşkın parayla eş değer olduğundan zaten emindim (5-10 sevgilisi olup onları yontmaya çalışan kızlardan biliyordum) ama yine de duyunca garip geldi.Garip gelen ise şuydu; kendisi gibi ana baba parası yiyen birinden nasıl bu kadar rahat herşeyi isteyebiliyordu?Yoksa on sevgilisinden sadece biri miydi de onu sömürme çabasındaydı?
Ben kendi kendime sayıklarken hoca derse girmişti bile.Toparlanırken insanların ne kadar midesiz olduğunu düşündüm.
Ders başladı.
Hayal dünyasından vazgeçtim.
Kafamı sıraya koydum.
Uyudum.