Türkiye’nin en eski ve köklü mizah dergilerinden olan Leman, 1992 yılında Limon dergisi kapanınca Limon dergisini kuran Şükrü Yavuz, Mehmet Çağçağ, Tuncay Akgün, Suat Gönülay, Can Barslan ve Gani Müjde gibi mizahçılar tarafından kuruldu. Derginin yazar ve çizerleri; Güneri İçoğlu, Kaan Ertem, Can Barslan, Behiç Pek, Tuncay Akgün, Kemal Aratan, Atilla Atalay, Ahmet Yılmaz , Suat Özkan, Mehmet Çağçağ, Bahadır Boysal, Gökhan Dabak ve Nihat Genç.Kurulduğu günden bu yana 20 yıl içinde -dile kolay- 1000 sayı çıkardı.

Yazar ve çizerlerinden bazıları daha sonra ayrılıp, Lombak, Penguen(ve oradan ayrılanların kurduğu Uykusuz) gibi dergileri çıkardılar.Mehmet Çağçağ, 1000. sayıyla ilgili; 1000. sayının özel olmasını istediklerini ve bunun olması için çok çalıştıklarını söylerken, derginin kurucularından Tuncay Akgün, daha kaliteli kağıda ve 48 sayfa olacağını söylediği 1000. sayının, formatın dışında ve politik havadan uzak olacağını söylemiş.
Meraklılarına duyurulur.Kaynak:Atilla Atalay
yorumlar
1000. sayının kapağı:
A süpermiş, kesin almalıyım
Yazdığın iyi olmuş. Unutanların, duymayanların haberi olur. Eline sağlık.
Civ: Acele etme, henüz yayınlanmadı 🙂Giderken: Teşekkürler 🙂
Normalde okumam ama özel sayı olduğu için alabilirim..
İsimlerin çoğu çok sevdiğim yazar ve çizerlerdir, bilgilendirdiğiniz için teşekkürler, ne zaman yayınlanacakmış, acaba?
1000. sayı ne zaman çıkacak?
Bugün, galiba.
Super Hero, Turritopsis: Rica ederim.Ben de şöyle bir şey buldum.Yarın galiba 🙂
dün akşam kitap fuarında gezerkene beyime dedim ki vay gidinin lemanı bu hallere mi düşecektin. zira uykusuz ve penguen standlarının yavrusu kadardı leman standı. beyim de dedi ki; adamlar 20 yıldır ayakta sevdiceğim, muhteşem bi başarıdır bu. terbiyesizlik etme.düşündüm. e valla haklı.
Yeni nesli anlamak asla mümkün değil. Hayatlarında açıp bir kitap okumazlar, nerede lüzumsuz, kültürümüzde yer almayan şey varsa hep onların peşinde koşarlar. Yazık vallahi yazık.
Şu genelleştirmeler var ya, hasta oluyorum..! 🙂
karikatür mü gereksizmiş, hı hı evet, tabii ya.
normalde pek leman okumam. geçenlerde bir arkadaşım almıştı, penguen ve uykusuz’un yanında sönük geldi bana. ama bu özel sayıyı aldım. hatta şu anda okuyorum. çok da keyifli. iyi ki almışım.
Mehdi Peyman: Zevkler ve renkler..
Muhafazakar insanlarda bazı sanatsal faaliyetlere bir kapalılık var malesef. Bir muhafazakar olarak ilişkide bulunduğum çevrede de bunu görüyorum ve aslında bu beni rahatsız ediyor. Aşırıya ve edepsizliğe kaçmadığı sürece karikatür ya da tiyatro gibi sanatsal uğraşlar muhafazakar kesim tarafından da gerçekleştirilmeli bence. Ne yazık ki bu kesim kendini bu tür eylemlerden tamamen soyutluyorlar.Bunu, malum bir dizi ile ilgili yapılan tartışmalarda bir defa daha gördüm. Diziye yapılan eleştiriler yerindedir, şahsen bu eleştirilere katılıyorum ama suçlu sadece o diziyi toplumun karşısına getirenlerde değildir. Kendisini muhafazakar olarak tanımlayan kesimlerin, sanata mesafeli duruşları da böyle bir olayın sebebidir. Eğer sen yapmazsan; başka birisi yapar, kendi kurguladığı tarzda, ideolojisine, dünya görüşüne, sosyo-politik amacına göre yapar. Tarihi bile bu çerçevede kullanmaktan geri kalmaz. Rahatsız olanlar, kesim diziyi şikayet ya da boykot etsin, bir anlamı olmaz. Muhafazakar kesim, bu tür şeylerin doğrusunun yapılmasını istiyorsa bunu başkalarından beklememeli, kendisi yapmalıdır. Bu da elbette sanatsal faaliyetler gerçekleştirilerek olur. Tiyatro, karikatür v.s. bizim kültürümüzde yok diyerek değil…
Aynen katılıyorum.
@mehdi peyman: kültürünüzün ne olduğunu bilmiyorum ama benim kültürümle hiçbir ortak noktası olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.iyi günler.
+1
Şairin de dediği gibi:”Herkesin hayatına kimse karışamaz!”
@HBOZTOPRAK: Mizahın, güldürünün bu türlüsünün kültürümüzde bulunmadığı gerçeğini kabullenmek/reddetmek sizin elinizde. Ama bu gerçeklikten yola çıkarak benim muhafazakar/çağdaş/ocu/bucu olduğum yargısına varmanızda hiçbir mantıklı taraf göremiyorum. İnsanların “diğerleri”ni sınıflandırmaya duydukları bu heves karşısında gerçekten söyleyecek bir şey bulamıyorum. Sürekli farklı olanı eleştirmek, benzemeyeni asimile etmek, Hitler’in yaptığından pek de farklı değil bence.
Ben sizi değil, konuya ilişkin düşüncenizi sınıflandırıyorum. Keza birilerini şu-bu diye etiketleyecek de değilim. Ama belirtmem gerekir ki; muhafazakarlık utanılacak birşey de değildir hani, ben de bir toplumun kendine ait değerleri koruması gerektiğini düşünüyorum.Ama ölçüsünü ve özünü korumak kaydı ile, bazı sanatsal eylemlerin, kendisini muhafazakar olarak niteleyen kesim tarafından hoşgörü ile karşılanması gerektiği kanısındayım. Bugün eğer, tarimizi anlatan bir sinema filmi yoksa, insanlar bizim kültürümüzle alakası olmayan saçma dizileri izliyorsa; bunun sebebi biraz da muhafazakar ‘düşüncedeki’ kişilerin sanata olumsuz bakış açılarıdır bence. Aynı argümanlar karikatür, minyatür v.s. alanlar için de geçerlidir.Saygılarımla,
oof oof, nesini ciddiye alıp da nesine cevap vereceksin. hey büyük allahım ya. sen kullarına akıl fikir ve bol bol da sabır ihsan eyle.
Keşke daha önceden haberim olsaydı :(Gazete bayilerinde filan bulabilir miyim acaba?
vayy be o kadar oldu mu yahu?