145111078, 145111077, 145111076…
Einstein, zamanın eğimli yada bükümlü olabileceğini söylerdi. Ne demek ki eğimli yada bükümlü olması? Benim için zaman zamandır. Saate bakar anlarım.145111072, 145111071, 145111070…
Hızlı yaşamak. Yada hayatı ağırdan almak. Bunların arasındaki fark ne? Entellektüel söylemlerden çok da farklı görünmeyen bu gibi terimler, detayda değersiz olabilirler. Yada tam tersine.145111067, 145111066, 145111065….
Kaptanın seyir defteri.. yıldız tarihi 1.2GK1435… Einstein’ın dediği gibi, aslında her bir insan farklı bir zaman diliminde yaşamakta. Nasıl mı? İki tane atom saatini ele alalım. İkiside aynı süreye kurulu. Birini odanıza koyun, ötekini bir boeing’e yerleştirin. Bir süre sonra farkedeceksiniz ki sizin odanızdaki saat geri kalmakta!!! (Bu denenmiş ve kanıtlanmış bir eylemdir.) Ama nasıl?145111059, 145111058, 145111057…
Bizden 10 ışık yılı uzaklıktaki, (yani ışığının 10 yılda bize ulaştığı) bir gezegende yaşayan X isimli şahıs, kalp krizi geçiriyor. Aynı zamanda, gözlemevinde oturmuş, etrafı inceleyen bir bilimadamı, aynı gezegene baktığı halde onu göremez. Bilimadamımızın onu görmesi için aradan 10 yıl geçmesi gerekmekte. Ne kötü!!145111052, 145111051, 145111050…
Peki, 2 metre uzağımdaki arkadaşımı gördüğüm zaman, onunla aynı zaman dilinde yaşadığımı söyleyebilirmiyim? Sanmıyorum. Nanosaniyeler bazında bile olsa, biz farklı zaman dilimlerinin insanıyız!!!145111048, 145111047, 145111046…
Peki bu akan saniyeler diğer insanlar için de aynı şekildemi akıyor? Hayır. Bu metinleri okurken zamanı hızlandıran insanlar, bir metro makinistinin zaman döngüsüne yetişemeyip, yaşlandıkları gibi, ışık hızında dolaşan uzay yolu kahramanlarımız da boş yere ölümsüzlüğü aramaktalar.145111040, 145111039, 145111038…
yorumlar
“Hayyam, zamanın iki yüzü var diye düşünmekten kendini alamadı. Zamanın iki yüzü ve iki boyutu var. Uzunluğu güneşe, genişliği tutkulara uyarlanmış.”Semerkant, syf30 – Amin Maalouf
maddeyle varolan değişimin tanımlamasıdır kardeşim ve kendisi türk’tür; indian bunu bilir.
mesela diyelim yalıtılmış bi ortamdasın ne bi ses var ne fazladan bi görüntü sadece dört duvar. sıkılma diye yanına bi iguana vermişler iki üç şişe de rakı. şimdi kolunda herhangi bi saat cebinde herhangi bir telefon olmadığı halde nasıl anlarsın zamanı. evet bişey geçiyor ama ne geçmiş ne kadar geçmiş. geceyi kestirsen gündüze kadar sayarsın içinden ama nereye kadar. zaman böyle eğilebilen, bükülebilen, bulunulan ortama göre değişen bi kavramsa eğer burda saat kaç? bir iguananın göz kırpışı kadar uzun sürdü bu yıl da diyebiliriz ya da bi küçük rakı bitimi zaman geçti. einstein galiba bunu anlatıyordu. konuş konuş bitmiyor bu zaman… ikizler etkisi diye bişey var. yarını alıyorlar uzaya gönderiyorlar on yıl sonra geri getiriyorlar bi bakıyorlar sen on yılını devirmişken o sadece bi yıl yaşlanmış. uzayda seyahat eden için zaman daha yavaş akarmış. kalp hızını zamana uydurur daha seyrek atar ve ışık hızında zaman dururmuş.oturduğum yerde zaman geçmiyor hatta bazen duruyor. farketmeden uzay yolculuğu mu yapıyorum ışık hızına mı çıkıyorum. nabzımı saydım üç çıktı aha iki..dur 3 yine ahhaa…
mösyö indian yanılıyorsam düzeltin; zaman iki hareket arasında geçen süredir derler. bahsi geçen odada zaman iguana ve sizin için farklı ilerlemeli. biz doğanın bir parçası değil de doğa bizim için yaratılmış zanneden salak bir canlı türü olduğumuzdan, iguana için geçen zamanı hesaplayabileceğimizi düşünüyoruz. eğer o odada zaman yoktur derseniz, ki bir zamanlar içsel saatim ile zamanı az çok hesaplayabildiğimi hatırlıyorum, nöbet beklerken:), o odada gerçeklik yoktur dememiz gerekir. ya da hareketin hızı arttıkça zaman da hızlanmalı, rakı şişesi önünüzde nabız düşünce kendi uzayınızda bir yolculuk yapıyor sayılırınız tabii ki. karşı çıkan münafıktır. uzay ve zaman soyut ya da düşünceden oluşan hayali durumlar değildir ki, gayet de varlar yani ve hatta bir bütündürler.helloween’in muhteşem dr.stein şarkısında andığı einstein’a göre ise, yukarıda bahsi geçen zaman bükülmesi üç boyutlu uzayın izafiyet teoremine kadar bilinemeyen dördüncü boyuta doğru çekilmesidir. uzunluk, yükseklik ve genişlikten sonraki dördüncü boyuttur zaman. diğer boyutlarda istediğimiz gibi hareket ederken zaman boyutunda sadece ileri doğru hareket ediyor olmamız edebiyatı ve müziği yüceltiyor, dinleri yükseltiyor ve insanlığı hüzne sürüklüyor ancak fiziki olarak zamanda geriye gidilmez fikri bir kesinlik değildir, her an olabilir diyorlar. h.g. wells boşuna mı ağarttı o saçları.benim çözemediğim geçmiş, gelecek ve şimdi mevzuları. şimdi dediğimiz an hangisidir, gelecek yaşanınca ne olur, üçü müthiş bir hızda buluşursa ses çıkar mı falan. başım ağrıyor indian, bu son kadeh olsun lütfen. hesabı isteyelim.