Beyoğluna inmek aklımdaydı zaten. Evde sıcak dışarısıda sıcak mantığıyla öğleden sonra önce Galatasarayı sonra Beyoğlunu turladım.

Onu daha önce iki kez daha görmüştüm. İkisinde de yanına gidip tanışmak kısmet olmamamıştı. Kendi kendime

demiştim. ^^Ben o adamı bir kez daha göreceğim ve gidip tanışacağım.^^ Zira tam olarak öyle oldu.

Açık mavi gözlerini çevreme sersem sersem bakarken farkettim. Bu E.H. idi. Peki . E.H kim? E.H. diyorum çünkü deşifre olmasını istemiyorum ama sandığınız gibi bir üçüncü sayfa sapığı değil. E.H. bir aktör.E.H. bir oyuncu. E.H. bir reklam yıldızı.Aslolan ise opera sanatçısı olduğu. Şu ara da belli başlı kanallarımızdan birinde haftaiçi her gün 5 dakikalık bir program yapıyor.

Yanına gittim. ^^Merhaba E. bey… Ben sizi çok beğeniyorum ve şu anda burada olduğunuza inanamıyorum…^^ gibisinden uzun bir giriş yaptım. Kendimi Tarkan konserlerinde çığlık çığlığa ağlayarak donlarını fırlatan kızlara benzettim bir an. E tamam adamın hayranıyım ama seviyeyi düşürmeden de adamı övebilirim. Zaten klişe yıkama yağlamalar bana uzak. Yani posterinizi odama astım desem inanmaz. (Posterini nereden buldum ki?) Reklamlarınızı videoya kaydettim desem ayrı bir salaklık.( Ayrıca adam sapık sanardı) Ben bunların hiçbirini yapmadım. Birde şey var. Adamın sanatçılığı felan çok iyi elbette. Özellikle o tok sesine bayılıyorum. Ama olay burada işte. Adam benim için seks sembolü gibi birşey aslında. Türkiyedeki bir numaralı fantezim. Yani en çok beraber olmak istediğiniz kişiyle tanıştığınızı düşünün. İşte benim durumum tam olarak bu.

Ona zamanı olup olmadığını sordum. İstiklal Caddesinin başındaydık ve kitap almaya geldiğini beraber yürüyebileceğimizi söyledi. Aslında onlarca kitapçı geçtik yolunu da bile bile uzattı sanırım. 🙂

Benim öğrencilik durumumdan,ne istediğimden, onun projelerinden, yurtdışı serüvenlerinden, yeni çekecekleri diziden epey konuştuk. Bu arada gömleğinin iki ya da üç düğmesi açıktı sanırım.Pek çok şeyi görebiliyordum (Bu manzara bana 3 ay yeter)

Bir yandan ülkeden,üniversitelerden konuşurken diğer taraftan aşk hayatı ile ilgili bir şeyler sorsam mı diye düşündüm. Evli olmadığını biliyorum. Acaba sözlü mü? Benim gibi olabilir mi acaba (?) 45 dakikalık yürüyüş sona erdi. Merak ettiğim şey acaba telefon istemeliydim. Bir de şu var biz beraber yürürken yanımızdan bir arkadaşı geçti. Ona telefonun verdi. Ama ben kibarlık olsun diye biraz uzaklaştım. Yani duyamadım. Bir 0532 kısmını duydum. Neticede tamam ben adamı çok seviyorum ama yok yani ne yapacağım alıpta telefonunu. ^^Beni hatırlıyor musun hani Beyoğlunda ehiehiehi….^^

Ayrılma zamanı geldiğinde. Yaklaşık üç kere felan teşekkür ettim. Belki telefonunu alırım o da bana verir gibi birşey düşündüm. Ama olayı star-hayran moduna döndüren benim. Tarkan’ın hangi kıza telefonunu verdiği görülmüştür. Aksine daha bir saklarlar. Söylediği son şeyler gerçekten içacıcıydı.^^ Bir daha rastlaşırsak, yanımda kim olursa olsun lütfen gel, mutlaka rastlaşırız ^^ gibisinden birşey dedi.Şimdi onun için Beyoğlunda vardiya gezemem elbette ama inanıyorum biz tekrar karşılacağız onunla.

İşin son kısmına gelirsek. Bütün bunlardan sonra bir saat sonra evdeydim. Televizyon kanalları arasında gidip gelirken gene ona rastladım. Bir de program canlıydı. Vay canına bea! Vay canına!