bir arkadaşımdan gelen ve hepimizi ilgilendirdiğini düşündüğüm bir mesajı paylaşmak istedim. ya çözüm için birşeyler yapacağız ya da nuh dedemizden ders alıp bir gemi…………………………………………………..Merhaba,İlk e-posta hesabım açıldığından beri birazdan okuyacağınıza benzer binlerce mail aldım. Dostlarımdan gelenlerin bazılarına şöyle bir göz attım, diğerlerini hiç açmadım. Oysa şimdi yazmakla kalmıyor, okumanızı istiyorum, çünkü bu kez gerçekten korkuyorum.İki haftadır Açık Radyo‘da küresel iklim değişikliğiyle ilgili haberler dinliyorum, dış basından derledikleri makaleleri Açık Site’de de yayınlıyorlar. Önümüzdeki 10 yıl içinde önlem alınmazsa geri dönülemeyecek bir noktaya gelinecek.
Herkes gibi benim de başıma zaman zaman üzücü şeyler gelmiştir ama şans eseri en kötülerden hep korundum ve sandım hatta inandım ki bana bir şey olmaz. Şimdi ilk defa kıyamet denen şeyi yaşayacak kuşağın içinde olduğumu düşünüyorum. Yaşayan demeliydim, birçokları için kıyamet çoktan koptu. Güney Asya’da, Afrika’da, Irak’ta, Filistinde, dünyanın birçok yerinde, birçok insan kıyameti yaşıyor.Çocukken anneme kıyametin nasıl bir şey olduğunu sormuştum; önce güpegündüz hava kararacak, demişti, sonra dışarıda alışılmadık sesler duyulacak, davullar, ziller çalacak. İnanmayan insanlar merak edip dışarı çıktıklarında ölecek, inananlarsa sesleri hiç duymayacak. Bazı geceler sokaktan -benim için alışılmadık- sesler gelirdi, yatağın içine büzüşüp dua ederdim, tanrım vallahi billahi sana inanıyorum, lütfen merakıma engel olmama yardım et, ölmek istemiyorum. İçerde inananlar televizyonun sesinden hiçbir şey duymuyor, oysa ben duyuyorum kıyametin kopacağını haber veren o alışılmadık sesleri. Annemin sözünü dinleyip, hiçbir şey yapmadan beklemenin tuzak olduğunu biliyorum artık, çıkıp ne olduğunu anlamak, kurtulmak için elimden geleni yapmak, teslim olmamak zorundayım.Amerika ve Rusya global karbondioksit emilimini artıran iki büyük ülke olmalarına rağmen ve/veya nedeniyle Kyoto Protokolü’nü onaylamıyor, (%50 azaltılması gereken emilimi 2012 yılına kadar %5 azaltmayı lütfen kabul ediyorlar) dünya petrol devleri göğüslerini gere gere 2004 kârlarını açıklıyor. Peki ben kimim ki, sizi minik ve belki sonucu değiştirmeyecek önlemler almaya ikna etmeye çalışıyorum.Tanıdığım bütün çocukların teyzesiyim, onların açlıktan ve soğuktan kırılan bir dünyaya doğduklarını kabul etmek istemiyorum.Dünyayı, iki ya da dört ayaklı, kabuklu veya kanatlı, uçan, yüzen, zıplayan, ısıran, sokan ya da kovalayan bilimum mahlukatla paylaşmak istiyorum.Küçük hayatımda alabileceğim en büyük önlem ne olabilir diye düşünürken şu formülü buldum.1 birim daha az tüket…
Özellikle enerji ve petrol atıklarından mamul ürünlerin tüketimini 1 birim azaltmaktan söz ediyorum.Yani, otomobili haftanın 7 değil, 6 günü kullanmaktan; 5 lambanın birini söndürmekten, marketten 10 yerine 9 torbayla çıkmaktan, çamaşır makinesini 3 değil 2 kere çalıştırmaktan… Benim köyde yapabileceklerim sınırlı ama uygulaması kolay, siz şehirde daha fazlasını daha zor koşullarda yapmak zorundasınız. Umarım denersiniz.İlgilenenlere doğal ürünlerle ev temizliği konusunda bulduğum bir yazıyı gönderiyorum.”Kadın köyde sıkıntıdan ne yapacağını şaşırmış”diyen de demeyen de sağolsun:)Dostluk ve sevgiyleEmel………………………………………………….Zehirli Maddeler Kullanmadan Evde Temizlik