bildirgec.org

simmel

11 yıl önce üye olmuş, 6 yazı yazmış. 3 yorum yazmış.

ÖCÜ OLABİLME İHTİMALİ

simmel | 28 June 2003 19:09

Kaldırımı adımlıyordum bir vakit.Küçük bir çocuk önümden kendince hızla badi badi koşarak caddeye doğru ilerlerken arkasından annesinin sesi duyuldu “Gitme oğlum, öcü var orda, bak!”. Önce üzerime alınmadım, zaten annesi beni görmemişti. Ama gayet iyi bir öcü olabileceğimi düşününce üzerimde nasıl duracak diye alındım.

Bir öcü olarak cesametim gayet yerindeydi.Tipimde ufak bir iki rutuş yaptıktan sonra çıkacağım karanlık reflüsü ile süslü bir ortamda benden çekinmeyecek kimse olamazdı.

Öcülerin bilindik seslenmelerini geliştirmeye çalıştım.”Böh”…Daha ürkütücü olmak için biraz uzatıp sesime de lirik bir ürkünçlük katarsam; “Bööö…ğhk”. Bunu hafifçe bir deneyeyim deyip bir mahalle çocuğuna yaklaştım. Şimdiden tedirgin tedirgin bakıyordu. “Böh!” dedim ve çocuk korkuyla zıpladı ama hala kaçmamıştı. “Bööö…ğhk”.Çocuğun ürkmesi azaldı ve yüzüne şaşkınlık yerleşmeye başladı.” Ali Osman böö..ğhk” dedim. Çocuk gülümseyiverdi ve cevap verdi “Böööö..”.

Karınca Yolu

simmel | 28 June 2003 19:04

Ayrıntısını pek hatırlamadığım bir hatıram var, öylece duruyor hafızamın küçücük bir köşesinde…sokakta taş-toprak oynar ya çocuklar, henüz yaşları konuşmayı bile yeni söküyordur.Yanlarında komşunun çocuğu..artık kim sözünü dinletiyorsa onun dediği yapılır hep…Hiç sorgulanmaz yapılanın iyi mi kötü mü olduğu, sadece birisi söyler sonrada onu gerçekleştirmek için çabalarlar.Yanımda bir çocuk daha vardı.Fikir kimindi bilmiyorum ama biz malzeme aramak için badi badi koşturup küçük tahta -hatta kıymık-parçaları arıyorduk.Bulduğumuz parmak uzunluğundaki tahtaları yine aralarında bir parmak mesafe olacak şekilde karşılıklı iki sıra halinde toprağa çakıyorduk.Sonunda yolların iki yanındaki elektrik direklerine benzer bir manzara çıkmıştı.Amacımız mı neydi? Aslında onlar gerçekten de bir yolun iki yanına konmuş direklerdi çünkü az sonra bulduğumuz poşet parçalarını da bu tahtalara geçirince ortaya üzeri kapalı bir yol çıkıyordu. Bu yolun üzeri kapalı olmalıydı, çünkü yağmur yağdığında bu yol ıslanmamalıydı.Niye mi? Çünkü orda bir karınca yolu vardı. Gün boyunca izlediğimiz bu canlılara acımıştık, “yağmur yağarsa ne yapacaklar” sorusu aklımıza gelince hemen çocukça bir çözüm bulmuştuk.Sonra mı ne oldu? Bu uzun karınca yolunu biteremeden yengemin benden dört yaş büyük oğlu gelip bizi eve götürdü.Çünkü yağmur başlamıştı.

SORULAR Kİ CEVAPSIZ

simmel | 28 June 2003 13:43

Ellerini oğuşturan şu sinek, hemde o elleriyle başını ve kanatlarını sıvazlayan, sanki temizlenen sinek! Seni önemsemem mi gerek?Yoksa işime mi bakayım?Peki niye varsın o zaman?Hem de gözlerimin önünde uçup uçup konarsın.Bu yaşıma kadar elde ettiklerimle ve edemediklerimle yanlış mı tercihler yaptım?Sen farkında değilsin ama benden daha mutlusun.Acaba bir varlık var mıdır insana özenen, insan olmayı isteyen?

İnsan bu dünyanın farkına varmaya mı gelmiş?

Yaşayıp gitmek düşünmeden.Yani size, siz hayvanlara özenmek.İşte bizim ideal düzenimiz.

İÇİMDE KALMASIN-(MEKTUP)

simmel | 24 June 2003 21:50

İÇİMDE KALMASIN

Zaman ; birkaç sene evveli.. Sen ve dahi birkaç adet senden daha muhtereme hamfendi Kadın-Doğum (Nisaiyye-ü velediye miydi eski adı?) ismiyle bilinen mekanın tam karşı cenahındaki ve Piskiyatri’nin kapısına soldan bakan menzilde muvakkaten (geçici demektir) ikamet ediyordunuz. Maksadınız ; işbu vakt-i abesi (boş vakit) heleşe (sohbet) tadıyla ziyadece telezzülendirip (lezzetlendirmek) sıkıntı celbetmesini engellemekti.Yani herhal ki öyleydi.Ol vakit Cenab-ı Mevlam sabrımı sınayıp beni bir sarsmak murad eylemiş olsa gerek ki ; biz üç adet zevattan birimiz “De hadi bir gidip biz dahi neşe-i muhabbetlerine duhul olalım” nevinden bir lakırdı ediverdi. İllaki olacak ya ; kimesneden bir aks-i sada neşet etmedi. Ol vakit akdamımız (adımlarımız) sizin neşenizin cezbesine (çekim) kapılmış gibi nahiyenize doğru aniden “turn”üverdi (dönüverdi yani). Vaktaki, hiss-i kalble “Aman bir sıkıntı hasıl oldu kalbimde, bed (kötü) bir şey olmasın” deyivermiştim. Demiştim emme ne hacet ! Olacak ya, yürümekteyiz elbet. Olay mahalline geldiğimizde suç aletiyle hazır kıt’a beklediğiniz anlaşılmıyordu. Yine de cemalimizi yumuşatıp merhabalaştık ta yancağınıza arada diğer iki muhabbetan kardeşim olmak kaydıyla ilişivermiştik. Derhatrımda değildir, elinizde birden -nerden neşet ettiyse- bir çokolatte görünüvermişti. Siz ol lezzet-i ziyadeyi bize tek tek, fert fert ikram lutfetmiştiniz de biz dahi efendiliğimiz gereği hepiciğimize ve hatta sadece size bile kafi gelemez deyi düşünüp nezaketle geri çevirmiştik. Amma o şom ağzım nasıl kemiksiz diline sahip olamayup “Almayayım zira rejimdeyim, kilo yapıyo” lakırdısını ediverende, siz dahi bu lafı fırsat-ı nimetten bilip ; “E olan olmuş zati” deyiverdiniz.

Saçı uzunlar..

simmel | 25 May 2003 20:57

Kalemi elinde çokça çevirdi, belliki bir söyleyeceği vardı.Gözlerini kısarak nefesini şişirdi ve yumurtladı: “Eğer erkeklerde kadınlar kadar ilgi görseydi ne ilim ne teknoloji bu kadar gelişirdi.Çünkü kadınlar ilgi görüyorlar ve bunu korumak ve hatta artırmak için kozmetiğe yumuluyorlar.Oysa erkekler ilgi görmek için üretmek zorunda kalıyorlar.” Bu sefer karşı çıkan olmayacak gibiydi.Hepimizin gururunu okşamış ve peşinde koştuğumuz ve şu içkili meclise yığılmamıza sebeb olmuş kadınları karalayıvermişti.

İkinci intiharımdı

simmel | 10 May 2003 23:10

“İkinci intiharımdı.Önceki cesedimin üzerine düştüm.Hala o sevgilinin adı mırıldanıyordu dudaklarımda.

Kahvaltıya yasla başladım.Bir merdiven ta cebime kadar kıvrıla kıvrıla geliyordu.Annemi özlemiştim.

Gözlerim gönlümün kabarmasına dayanamadı.

Avazım çıktığı kadar dolabın içine seslendim: Nerdesin!.”

Alnım soğuk soğuk terliyordu.Yanımda yatan teslimiyetli eşime aşık değildim.Yine eksik bir rüyanın

hüznüyle yatağın ucuna çekildim.Işıklar caddelere dağıtılırken lambalardan, odamızın içine de sapsarı

sıçrıyordu.Uykunun beni kurtarmasını bekledim.Gözlerimi kapayıp uykuya pist açtım; inmedi, gelmedi.