bildirgec.org

neandertal

11 yıl önce üye olmuş, 64 yazı yazmış. 69 yorum yazmış.

Çektiğiniz film dünyayı değiştirebilir mi?

neandertal | 15 October 2007 17:52

Filminiz değil ama onu izleyen insanlar dünyayı değiştirebilir!” yazıyordu sorunun hemen altında.

Youtube’ta gezerken rastladım bu videoya. Çok samimi ve etkileyiciydi. Ya da ben seviyorum böyle şeyleri.. Dünyanın her bir köşesinde çekilmiş savaş, eğlence, konser görüntüleri.. Gülen, ağlayan, kavga eden, eğlenen insanlar, gerçek yüzler.. Hepsi çok kısa süre içinde gösteriliyor ve “dünyaya başkalarının gözünden bakmaya çalışın, neler görüyorsunuz?” diye soruyor izleyiciye.

Rick Miller’ı tanıyalım

neandertal | 28 August 2007 13:51

Yetenekli. Hem de cok.

Queen‘in efsane sarkisi Bohemian Rhapsody yi 25 farkli sarkicinin “sesinden” soyleyebiliyor. Bu muthis gosterinin adini da “Bohemian Rhapsody : 25 Most Annoying Voices” koymus, taklitleri arasında Bob Dylan, Neil Young, James Hetfield, Michael Bolton, Johnny Cash, Jon Bon Jovi, Steven Tyler (Aerosmith),Mick Jagger (Rolling Stones),Ozzy Osbourne, Julio Iglesias, Bobby McFerrin var, ve daha fazlasi. Sanki hepsi ayni anda sarkiyi soyluyorlar! Yetenekli oldugu kadar da komik!

İran’da gay olmak ölümle eşit

neandertal | 27 May 2007 16:01

Bu çocuklar eşcinsel oldukları için idam edildiler
Bu çocuklar eşcinsel oldukları için idam edildiler

Tesadüfen karşıma çıkan bir video kafamı allak bullak etti, yazmadan duramazdım. İran da olan bitenlerden uzun zamandır haberim var ama insan görünce, birebir yaşayanları dinleyince daha farklı hissediyor.

Bahsettiğimiz şey bir insanlık suçu, bir en uç cehalet ve hoşgörüsüzlük örneği. İran’da 1979 da gerçekleştirilen islami devrim sonucunda eşcinsellik “suç” kabul edildi. Yani adam öldürmek, gasp yapmak, hırsızlık yapmak gibi bir şey; yakalanırsanız işkence görüyor, hapse giriyor, kırbaçlanıyor, hatta asılabiliyorsunuz! (2005 yılında 17 ve 18 yaşlarındaki iki eşcinsel genç Meşhed kentindeki halka açık bir meydanda 228 kez kırbaçlandıktan sonra asılarak idam edildiler)

Kucakla Beni ( :

neandertal | 17 May 2007 20:33

Sokakta hiç tanımadığınız insanları kucaklayabilir misiniz?
Sokakta hiç tanımadığınız insanları kucaklayabilir misiniz?

Bu yazının etiketleri şöyle de genişletilebilirdi; sevgi, barış, huzur, mutluluk, gülümseme, yaşama sevinci, güven, cesaret, terapi, uyum, zevk, doğallık, farklılık, sade, umut, aydınlık, pozitif, yeryüzü, insan, enerji… Çünkü ben ilk kez bu videoyu izlediğimde bunların hepsini birden içimde hissetmiştim.

Uzaklara Giden Adam: Mehmet Yaşin

neandertal | 05 May 2007 16:02

Uzakname ilk baskısını 2004'te yaptı, 369 sayfa, ideefixe'de bulabilirsiniz.
Uzakname ilk baskısını
2004’te yaptı, 369 sayfa,
ideefixe’de bulabilirsiniz.

Tromso adlı bir yer var, duydunuz mu hiç? Norveç’in kuzeyinde, “Dünyanın Damı” olarak nitelendirilen bölgelerden birinde bir şehir. Peki ya Resolute Village? Kanada’nın kuzeyinde Nunavut bölgesinde, Eskimoların yaşadığı (biimadamları ve arkeologlarla birlikte nüfusu 200’ü geçmiyor) bir “6 ay gece, 6 ay gündüz” yaşamı varmış orada da. Peki ya Amazon Nehri üzerinde 11 saat deniz yolunun sonunda içi bataklık bir ormana girip 3 saat yürüyerek ulaşılan yerde neler olduğunu biliyor musunuz? Mehmet Yaşin biliyor. Kendisi günümüzün Evliya Çelebi si. “Gitme duygularımı dizginleyemem..” diyen bir adam. 32 yıldır geziyor, durmadan geziyor, dünyada ayak basmadığı toprak parçası, içinde yüzmediği deniz, kayıkla dolaşmadığı nehir kalmamış. Kendisini kitaplarından, Hürriyet Gazetesi’ndeki gezi yazıları köşesinden tanıyor olabilirsiniz. Belki sizin de Atlas dergisi tutukunuz vardır, oradan aşinasınızdır bu deli, ak sakallı adama. Kendisi Atlas Dergisi editörüdür. Aynı zamanda Doğan Kitap ın da yöneticisidir.

Doğan Kitap tan yayınlanan UZAKNAME gezme hayali kuran, hep bir yerlere gitmek isteyen, dünyanın diğer ucunda insanlar nasıl yaşıyor, neler yapıyor, ne düşünüyor, ne hissediyor, neler yiyor diye merak eden insanların başucu kitabı, bir “okunması farz olan kitap”, aynı zamanda tehlikeli de, çünkü insan daha ikinci bölüme geçmeden gitmek istiyor!

İ ş k e n c e

neandertal | 30 April 2007 13:40

işkenceden geliyorum
acıyı umuda kattım
uzatma sarılası boynunu
kollarımı askıda bıraktım

Ünlü Şafak Türküsü nün yazarı Nevzat Çelik öğrenciyken suçsuz yere tutuklanıp tam 7 yıl yattığı ve idamla yargılandığı günlerde yazmış “İşkenceden Geliyorum” u. Türkiye İnsan Hakları Vakfı nın belirttiğine göre 1980-1998 yılları arasında ülkemizde en az 546 kişi işkence görerek ölmüş, yine vakfa göre işkence görenlerin sayısını tahmin etmek zordur. İnsan Hakları Derneği ne göre işkence maalesef sistematik ve yaygın.
İşkencenin tanımı şöyle yapılıyor; işkence, ister fiziksel olsun ister ruhsal, bir göz korkutma, caydırma, intikam alma, cezalandırma veya bilgi toplama aracı olarak bilinçli şekilde insanlara acı çektirmekte kullanılan her türden edimlerdir. İnsan Hakları Bildirgesi nde de belirtildiği gibi işkence bir insanlık suçudur, hiç bir suretle kabul görülemez. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 5. maddesi der ki; hiç kimse işkenceye maruz bırakılmamalı, kimseye zalimce, insanlık dışı ve aşağılayıcı muamele edilmemelidir. İşkence sanılanın aksine yalnızca fiziksel olarak değil, aynı zamanda psikolojik olarak da binyıllardır uygulanmaktadır. Yazılanlara göre ortaçağda işkenceyi yaygın olarak kullanan Katolik kiliseleri ve Roma İmparaorluğu döneminde bir kölenin ifadesi yalnızca işkence altında kabul edilirdi ki bu da kölelerin kendi istekleri ile gerçeği söyleyebileceklerine inanılmaması güvensizliğine dayandırılmaktaydı. İllk kez Fransa’da kurulan kiliselere bağlı Engisizyon Mahkemeleri Papa’nın işkenceyi yasallaştırması ile ortaçağın kabusu haline gelmişti. 1834’e kadar varolduğu belirtilen bu mahkemelerde alınan kararlar sonucu her türlü “sapkın davranış gösteren” insanlar canlı canlı yakılıyor, kurşuna diziliyor, giyotine gidiyor, akıl almaz işkenceler görüyorlardı. Tabi zamanla modernleşen insanın işkence yöntemleri de değişti. 12 Mart döneminde iki yıl hapis yatan Murat Belge Bir Hayat isimli kitabında gördüğü işkenceleri mizahi bir dille anlatmaya çalışmış, belki anlamamızı sağlamak için, yine de yetmiyor insanın gücü anlamaya yaratılan bu anlamsız şiddet ortamını, şöyle diyor kendisi işkence bahsi açıldığında;

T a k k

neandertal | 25 April 2007 21:05

Sigur Ros İzlanda dilinde zafer gülü anlamına geliyormuş, ayrıca bir kadın ismi.
Sigur Ros İzlanda dilinde zafer gülü anlamına geliyormuş, ayrıca bir kadın ismi.

Hayranları arasında Brian Molko, Matthew Fox, Madonna, Metallica, Coldplay, Moby, David Bowie, Bjork, Brad Pitt, RHCP gibi pek çok ünlü isimleri barındıran Sigur Ros hakkında ufak bir yazı:

Sigur Ros 1994 yılında İzlanda da kurulan bir post-rock gurubu. Kliplerine ilk kez Dream Tv de punk art programında rastlamış, kliplerine ve şarkılarına hayran kalmıştım. Şarkılarının en kısasının 5 dk. sürdüğü ve izlandaca olduğu bu etkileyici grup Jón Şór Birgisson (vokal ve gitar), Agúst ævar Gunnarsson (davul),Kjartan Sveinsson (klavye) Georg Holm (bass) dan oluşuyor. Eighteen Seconds Before Sunrise isimli siteleri daha önce hafif’te yer almış, şarkılarına ve videolarına oradan ulaşabiliyor ve indirebiliyoruz.