bildirgec.org

mansonilized

11 yıl önce üye olmuş, 116 yazı yazmış. 6630 yorum yazmış.

nick cave

mansonilized | 24 July 2007 13:16

Nick Cave yeryüzüne gelmiş en güzel erkek sestir. Takım elbisesinin içine giydiği atletiyle dünyayı iplemeden (aslında buraya küfür daha çok yakışırdı siz doldurun yerini) sigarasını tüttürürken akıp yok oluşunuza engel olamazsınız.
Nicholas Edward Cave artık ölümsüzlüğün icadının zamanının geldiğinin en büyük kanıtıdır. O kalın sesin ardından gelen titreklik tüylerimi diken diken eder, kalbime garip bir burukluk koyar ve selametle gider. İnsanı oturduğu yerden alıp intaharın eşiğine büyük bir zevkle getirir. Çaldığı her vakit sigara içmememe rağmen deli bir sigara yakma isteği sarar bünyemi. Hatta junkyliğin özenilecek birşey gibi görünmesine neden olur o sarsak ve umursamaz bakışıyla. Şarkı söylerken kendinden geçişinin kölesi olmamak elde değildir.

murder ballads'tan kylie ile düet...
murder ballads’tan kylie ile düet…

Ayrıca kişissel olarak cinayet tutkunu bir insan olmam itibarı ile murder balladsı yaparak yüreğimin kaz tüyü yastıklarının arasına şöyle rahatça kurulmuştur. Stagger Leedeki dansı, Jack the ripperın klibi gerilimli bir aşk yaratır hastası olursunuz. Charles manson gibi bir aile kurabilecek kadar karizmatiktir. o çirkinliğin müptelası olmamak mümkün değildir. Dolores O’Riordan ile yapılacak bir düetin hayalidr bünyeyi müzik dinlemeye müsait kılan. In cave I trust…

grafoloji / yazı bilimi

mansonilized | 13 July 2007 17:59

grafoloji nedir?

Grafoloji yazı bilimi anlamına geliyor ve yazı karakterlerini, sayfa kullanımını, yazma düzenini, kalemin hareketlerini inceleyerek çıkarımlar yapmaya dayanıyor. Yazı sahibinin o anki ruh halinden genel davranış yapısına, psikolojik profiline hatta sağlık durumuna kadar birçok ipuçları elde edilebiliyor. Bu bilim dalı temelde yazının hız, basınç, yön, boyut, süreklilik, biçim,düzen gibi niteliklerini inceliyor. İsmin yunan dlinde grapho ve logia kelimelerinden türediği sanılıyor.

Köçek

mansonilized | 04 July 2007 19:15

köçeklerin dansı
köçeklerin dansı

Köçek hem dansın hem dansçının adıdır. Farsça küçük, genç anlamı taşıyan kuchak kelimesinden geliyor. Bizim bildiğimiz köçek düğünlerde dans eden erkek dansözdür. Temelleri oldukça eskiye dayanan bu gelenek şimdilerde yok olmaya yüz tutmuştur.Köçekliğin kökenleri araştırıldığında karşımıza oldukça ilginç şeyler çıkıyor. Osmanlı saraylarının en büyük eğlencelerinden birisi bu. Bununla birlikte Ege’de Dionysos şenliklerinde bu tür kıyafetlerle danslar yapıldığı antropologlar tarafından bulunmuş.

sarayda dans
sarayda dans

Her ne kadar birçoklarının etek giyen erkeklerin düğünlerin ortasında göbek atması olarak algılansada aslında özel bir eğitim gerektiren bir dans türü. Osmanlı döneminde Rum, Ermeni, Musevi,Roman çocukların altılı yaşlarda eğitime alınması ile başlıyor ve yaklaşık altı yıl sürüyor.Köçek dans işini sakalları uzayana ya da yüzündeki genç ifadeyi kaybedene kadar sürdürebiliyor. Bundan sonra geri planda kalıyor. Oyun arap, yunan, asyalı esintileri taşıyor geleneksel anadolu ritimleri ve çoğu kez balkan müzikleriyle oynanıyor. Köçek yoğun bir makyaj yapıyor ve saçlarını maşa ile sarıyor. Genellikle şalvar, yelek, geniş fes yapılı bir tür şapka takıyor. Kıyafetleri bol işlemeli ve mücevherlerle kombine ediliyor. Zaman zaman elbise yahut etek de giyiyor. Köçek tef ve zil çalabiliyor.

ziller
ziller

Zaten köçeğin yeteneği değerlendirirken sadece dansına bakılmıyor; enstürman çalma yeteneği ve zerafeti de önemli. Bir köçek ilk gençliğini bitirdikten sonra özellikle 25 yaşın üzerinde artık saraylarda boy gösteremiyor. Bu yaştan sonra genellikle kumpanyalarda çalışabiliyorlar. Köçekler düğün, bayram, şenlik, festival gibi özel ve mutlu günlerde boy gösteriyorlar. Ve bir süre sonra sultanın yasaklaması ile köçekler Anadolu’ya ve Mısır’a kaçıyor. Bazıları da kalıp köçek kollarını kuruyor.Köçekliğin çıkışı bazılarına göre kadınların toplum içinde oyun oynamasının uygunsuzluğundan, bazılarına göre ise kadın bulunmayan yerlerde erkeklerin bir tür eğlence arayışından kaynaklanıyor. Osmanlının sapkın ve oğlancı eğilimleri diye alay eden bir kesim de mevcut.Köçeklik 17.-19. yy görülmüş. Ancak hala özellikle Kastamonu ve Zonguldak’ta oldukça yaygın. Ancak maalesef erkek adam dans etmez mantığı bu güzel geleneğin sonunu hazırlıyor.

-Tarihtan ünlü köçekler

Snuff

mansonilized | 19 June 2007 11:52

Snuff aslında bir tür tütün türüdür. Tam olarak enfiye dediğimiz şey. Ancak çok sansasyonel bir kullanımı daha vardır. Amacı baştan sona filmde yer alan kadın ya da çocuğu öldürmeye yönelik sapkın film türü.Sonunda bir kadının ölümünün yer aldığı filmlere snuff diyemeyiz. Snuffta amaç tam olarak oyuncunun öldürülmesi olmalı, kameraman baştan sona bunu bilerek buna yönelik çekim yapmalıdır.Konuyla ilgili filmlerin ortalıkta dolaştığı söylensede birçoğunun gerçek olmadığı ispatlanmıştır. 1985li yıllarda Leonard Lake ve Charles Chitat Ng adlı iki eski asker basit bir mengene hırsızlığı nedeniyle yakalanmış ve bu zincirin sonunda adamların zevk için snuff çektikleri ispatlanmış, filmler bulunmuş ancak ticari amaçla kullanılmadıklar tespit edlmiştir. Amerikan tarihinin yönetmen seri katilleri olarak hukuk tarihinde yerlerini bulmuşlardır.Snuff kavramı 1971 yılında Ed Sanders’ın kitabı The Family:The Story Of Charles Manson’s Due Buggy Attack Battalion adlı kitabı ile gündeme gelmiştir. Charles Manson ve ailesinin yönetmen Roman Polanski’nin eşi aktris Sharon Tate cinayetini görüntülediği iddia edilmiş ancak ispatlanamamıştır.

Snuff temalı filmlere bir göz atalım;

teletubbies

mansonilized | 05 June 2007 07:45

İngiliz yapımı bir çocuk çocuk programı. 0-6 yaş grbuna hitab ediyor. Ancak yayınlandığı dönemde ben 25li yaş grubu olarak izliyordum. Hitab ettiği kitle geniş yani.

Programda dört tane kukla var. Son derece göbekli sevimli yaratıklar. Karınlarında televizyon ekranı. Güneşin içindeki bir bebeğin kıkırdaması ile başlayan program teletubbieslerin insana cinnete sürükleyecek derecedeki tekrarları ile geçer. Amaç tekrar yolu ile çocuklara kavramları anlatmaktır. Bu arada teletubbiesler kusturucu bir şekilde mutlu ve oynaktırlar.
Çocuklar buna bayılırdı. Gözlerini ayırmadan izleyen yeğenlerimin yüzünden ben de izlerdim. Sonra alışkanlık yaptı. Bir teletubbies dansı yapma isteği ne bileyim bir teletubbies pudingi yeme isteğiyle doldu taştı yürek. Kim istemez çiçekli böcekli benim kadar tavşanların koşuşturduğu kırlarda tasasız kaygısız koşup oynamayı. İşte burada tatmin edebiliriz bünyeyi.

unutmadan…

mansonilized | 30 May 2007 23:17

El bebek gül bebek geceleri uyumadan büyütülmüş bebek ölür.Odaya girer anne kokusu hala durur. Köşede çıngırağı, beşikte kırışmış çarşafları, balkonda çamaşır ipinde asılı tulumları, banyoda yıkanmayı bekleyen çamaşırları…Bir daha hiç gülmeyecektir çıkarılan garip seslere ya da ağlamayacaktır insanı çileden çıkarırcasına. Öleceğini sanır anne, artık yaşayamayacaktır. Mümkün değildir. Bu acıya nasıl katlanacaktır? Ölmek ister bebeğiyle…Cenaze namazını kılmaya hazırlanan baba ağlar. Yaşlı kırışık yüzünden süzülen damlalar beyaz sakallarına damlar. Onun oğlu olamaz bu taşın üzerinde yatan. Onun oğlu eline kına yakılıp askere gönderilmiştir. Onun oğlu daha bir kaç gün önce arayıp oraların ne kadar sıcak olduğunu anlatmıştır. Ölmek ister oğluyla…Ne bebeğini kaybeden anne ölür ne de oğlunu elleriyle toprağa gömen baba. Ne sevgilisini yitirmi günlerce ağlayan zayıflayan genç kız ölür ne evleneceği kızı bir arabanın altında kanlar içinde yatar halde gören genç adam.Unuturuz. Yavaş yavaş.Sindire sindire.Ağlayarak, üzülerek,yemek yemeden…Unuturuz ki unutmak olmasaydı yaşayamazdı insan. Unutmadan hayat katlanılamaz kadar acıtırdı. Unuturuz budur bizi hayvandan ayıran….

Clementine

mansonilized | 24 May 2007 09:35

80li yılların çocukları mutlaka hatırlayacaktır.O zamanlar çok fazla alternatif yoktu ve ne bulursak onu izlerdik.80 kuşağının az biraz sorunlu olmasının temel nedenini üşenmedik aradık bulduk.İşte günah keçisi!Villacoublay köyü şirin bir fransız kasabasıdır.Clementine ve savaş pilotu olan babası Alex bu köyde yaşayan insanlardır.Herkes mutludur.Hayat güzeldir; laylaydır hatta loyloydur.Bir gün köye bir sirk gelir.Çalıştırıcısının adı Molache’dır.Bu Molache denyosu hayvanata işkence etmektedir ve Clementine adlı işgüzar yavrucak bir Ayşecik moduyla sirki birbirine katar.Ama bilmediği bir gerçek vardır ki Clementine’nin başını yer.Molache aslında Malmotte adlı ifritin adamıdır.Malmotte sinirlenir pek bir alevlenir ki bünye buna çok müsaittir zira kendisi ateşten imal edilmiştir.Clementine babasının uçağına biner ve Malmotte uçağın düşmesini sağlar.Clementine uyandığında Malmotte’nin mağarasındadır ve Hemera adlı kişilik bunalımı yaşayan az biraz anime kızı az biraz çarıklı şalvarlı doğu gülü formatındaki peri tarafından kurtarılır.Hemera Clementine’ye ona geziler yaptıracağına dair söz verir.Clementine uyandığında bir hastane yatağında ayvayı yemiş vaziyette yatmaktadır nitekim sakatlanmıştır ve onu iyileştirebilecek sağlık ordusunun yılmaz neferi olan doktor Malmotte’nin adamları tarafından 4 kolluyla uzun bir gezintiye çıkarılmıştır.İşte macera bundan sonra başlar Clementine gündüzleri sakat bir kızdır geceleri de Hemera’nın mavi balonu ile dünyayı gezer.Malmotte’nin adamları onları takip eder asla yakalayamaz.Malmotte ne akla hizmetse başarısız ajanlarını önce böceğe çevirir sonra ateşe atar her bölümün sonunda.Yakacaksın madem neden böceğe çeviriyorsun böcek yaptın madem bırak öyle yaşasın işkence çeksin.Ben o kısmına vakıf olamadım.Gelelim yan karakterlere.Bir garip kedisi vardır bu kızcağızın Felix adında.Kafasında pervaneli bir şapkası ve iğrenç yeşil gözleri vardır.Sürekli uçuşur Clementine’nin etrafında.Yanlış değilsem ki bu kısmı uyduruyor da olabilirim bunun devamlı kafasını ütüleyen bir piresi vardır kulağının etrafında.Bir de garson(uşak mı desek) vardır.Yemek saati olduğunda bunlar Fizan’da da olsa elindeki tepsiyle yanlarında biter.Bir de değişik bölümlere ünlüler konuk olur Oliver Twist,Pinokyo,Hansel ve Gretel,Peter Pan…Psikolojik,felsefik yönleri vardır.Çok severdim.Korkar mıydım hatırlamıyorum ama hiç kaçırmazdım.

burada Bruno Hucez’le söyleşi var(yapımcı)

Şırdan

mansonilized | 23 May 2007 11:34

Adana’ya yerleşmeden önce sadece adını bildiğim bir yiyecektir.Uzun bir kendini telkin aşamasından sonra görmüyorum ben buna bakmıyorum nidalarıyla yememmin ardından oy ben neler kaçırdım deme nedenim olan yemektir.Şırdan her koyunda bir tane bulunur.Geviş getiren hayvanlardaki işkembe,börkenek,kırkbayıra ek olarak 4 sindirim organından biridir.Şırdan bu organın kaya tuzu ile yoğrulup dinlendirildikten sonra sıkı bir temizlik aşamasından geçmesiyle hazırlanan bir yemektir.İçine pirinç,soğan,bol baharat,kıyma yahut kuyruk yağı parçaları koyularak hazırlanır.Acılı ve kesinlikle bol kimyonlu olarak biraz da limon sıkılarak yenilir.Tad damak bölgesinde yerleşir sizi bir tane daha yemek üzere tahrik hatta tahrip eder.Şırdanın görüntüsü korkunçtur.Bir adamın testislerini ve penisini çıkarıp bir tabağa koyarsanız şırdan elde edersiniz görüntü olarak.Ama sakın buna aldanmayın.Yiyin yedirin.Hayatımda yediğim en lezzetli şeylerden biridir.
Şırdan içerdiği yüksek yağ oranı itibarı ile kalp ve damar hastalıkları konusunda tam olarak canınızın düşmanıdır.Bu da yıldırmasın sizi.gelelim faydasına.Alkolun emilimini azaltarak kana karışma zamanını uzattığından içki sefası öncesi yenilirse gecenin en ayık kişisi olursunuz.Alkolden sonra yediğinizde ise bulantı hissini azaltır.adanada günlük 20-30 bin arasında şırdan satıldığı düşünülmektedir.Her hayvanda bir tane bulunması yiyeceği daha kıymetli kılar.Bir tanesi 1-1,75 ytl ederindedir.Adana’da bir kültürdür şırdan.Gece belli saatlerden sonra şırdancılar tezgahlarını açarlar.Yol kenarlarındaki taburelere oturan insanlar bu inanılmaz lezzetin orgazmik doruklarına çıkar.afiyet bal şeker olsun…

Menstruasyon dönemi halet i ruhiyesi…

mansonilized | 21 May 2007 16:26

Sabah uyanılır. Gözler henüz kapalıdır.Karın ve bel bölgesindeki garip inşaat çalışmalarının verdiği acıyla surat ekşitilir. Gayet bitik ve kendinden nefret eden bir ruh haliyle yataktan kalkılır. Mümkün olan en geniş ve yumuşak kıyafetler giyilmelidir. Lavaboya gidilir. Suratın rengi değişmiş garip yeşilimsi bir çamur ifadesi lanet bir ağrıyla zonklayan kafa bölgesinin tümüne hakim olmuştur. Gerekli temizlik yapılır ve önlemler alınır. Bol bir pantolon ve sünmüş bir t-shirt giyilir. Saçlar olası en paspal şekilde bir araya getirilmeye çalışılır. Mutfağa gidilir ve midedeki garip bulantı nedeniyle hiçbir şeye dokunulmaz. Ayaklar sürünerek hafta sonundan kalma çanta alınır. İçi kontrol edilmez. Lojistik destek ekipmanı banyodan tedarik edilir çantaya tıkıştırılır.Göğüs,göbek bölgesi dün geceden bu yana akıl almaz bir şekilde şişmiştir. Tanrım bu ben miyimdir? Yine de hayat devam etmektedir. En rahat olduğu tahmin edilen terlikler yahut ayakkabılar seçilir. O da nedir? Terlikler yahut ayakkabılar davul kıvamına gelmiş ayaklara girmemektedir. Oturup zaten ağlamak için bahane arayan bünye bir güzel ağlar. Asansöre binerken gün boyu etrafındakilere saldırıp kavga edecek psikolojik yapı gözden geçirilir. Adet dönemindeki kadın güne hazırdır.

Bir kadının çantası…

mansonilized | 18 May 2007 08:47

Kadınlar çantalarında akla gelen ve gelmeyen her türlü alet edavatı taşıyabilir.Asla şaşırmayın.Ben şahsen minicik çantalarla doşalan kadınları gördüğümde ya bunlar bazal metabolizmayla mı yaşar yok mu bir gereksinimleri diye düşünmekten alamıyorum kendimi.şahsen öğrencilik yıllarımı kocaman sırt çantalarıyla geçirdim.büyüdük hanım hanımcık iş kadını olduk derken yine bir yere sığamadık şimdilerde de bavul kıvamında çantalarla geziyorum.olası malzemelerin listesini yapalım.

-cep telefonu
-ev anahtarı(varsa ek olarak dükkan anahtarı,kasa anahtarı,araba anahtarı)
-kağıt mendil,ıslak mendil
-acil durumlar için hijyenik ped veya tampon,devamlı kullanım için günlük ped
-daha küçük birkaç çanta(makyaj çantası,bozuk para çantası…)
-kalem,kağıt,kitap,ajanda,not defteri gibi bilumum kırtasiye malzemesi
-makyaj malzemelerini saymayacağım yeni bir yazıya konu olabilir bunun yerine bkz yukarıda full donanım makyaj cüzdanı
-saç fırçası yahut tarak,en az 3 adet toka(tel,lastik ve kıskaçlı olmak üzere)
-çakı(olur ya elma soyabilirz)
-göz yaşartıcı sprey(10ytl eve kadar getiriyorlar)
-kısa etek giyilmişse yedek ten çorap
-törpü(tırnak kırılmasına yahut yırtılmasına karşı)
-güneş gözlüğü
-varsa numaralı gözlük yahut lens kabı
-parfüm,deodorant,roll on
-patlayası cüzdan
-yine patlayası kredi kartı cüzdanı
-mevsimine göre eldiven,bere,şapka,fular,şal
-içiciler için sigara paketi,tabaka,çalışan çalışmayan birkaç çakmak
-sakız,çikolata,kışın elma yazın erik,sunta orijinli zayıflama ürünleri
-ağrı kesici
-yara bandı
-iğne iplik(yuhh demeyin taşıyanlar çok)
-walkman,discman,mp3 çalar,ipod artık orası bütçeye göre değişiyor
-firkete
-aklınıza gelmeyecek çeşitlilikte takı
-hede
-hödö
-ıvır
-zıvır
-prevervatif(meyveli,tırtıklı,hassas,geciktiricili…)