bildirgec.org

kaptanhayal

11 yıl önce üye olmuş, 66 yazı yazmış. 284 yorum yazmış.

The best of George Bush

kaptanhayal | 12 January 2003 16:59

Copy-paste cezasına girmesin diye Türkçeleştirdim. Bu esprilerin yayın haklarına sahip olan Sony, MP3’ünü yayınlayanlara dava açmış:

The best of George Bush ———–

“Nasa için uzay konusu hala büyük bir önem taşıyor.”

“Ülkemiz dünyanın en iyi yetişmiş Amerikalılar’ına sahip olacaktır.”

“İnsanlık için güneş sistemine girme zamanı gelmiştir.”

“İthalatımızın çok büyük bölümü yurtdışından geliyor.”

“Başarı olamazsak, başarısız olma riskiyle karşı karşıya kalırız.”

Bazı sesler

kaptanhayal | 06 January 2003 22:53

-Kapı açılıyor, bir kadın cümlesini tamamlıyor: “…evet”, ya da cümlesine başlıyor.

-Arka odalardan birinden yıllarca içilen sigaranın balgamla doldurduğu ciğerlerden kopup gelen bir öksürük sesi duyuluyor.

-Yere bir kovadan su dökülüyor. Kapı kapanıyor.

-Bir kilidin içinde bir anahtar dönüyor.

-Yokuşun üst tarafından birbirine vuran madeni şeyin yaklaştığını duyuyorum. Evine giden bir işçi ya da Okey masasından kalkan bir işsiz. Elinde bir anahtar var kısa aralıklarla sallıyor.

-Pencere açılıyor.

Hay canına yandığım

kaptanhayal | 02 January 2003 23:46

Kıbrıslı bir Hürriyet okuru Oktay Ekşi’ye görüşünü yazıyor ve Ekşi yanıt veriyor. Bkz aşağıda. Bu posta’yı aldığım mail grupta aşağıdaki mesaj olduğu gibi yayınlandığına göre, Kıbrıslı okuyucu kendisine nasıl bir yanıt verildiğini bilinmesini istiyor sanırım. Ben yine de adresleri sansürlüyorum:

—– Original Message —– From: “Oktay Eksi” To: “Armagan Candan” Sent: Wednesday, January 01, 2003 11:57 PM Subject: Re: Denktas Tumba!

Baban yasiyor mu bilmiyorum. Yasiyorsa ve Kibris’taki Turklerin simdi Rum dolunden gelmesini onleyenlerden biriyse ona sonsuz saygilar. Ama senin (sizin demeye musait oldugunuzu sanmiyorum. Cunku hic bir satilmis saygiyi hak etmez) simdi istedigin olursa, korkarim torunlarin once sana lanet okuyacak. > > —– Original Message —– > From: “Armagan Candan” > To: > Sent: Tuesday, December 31, 2002 1:44 PM > Subject: Denktas Tumba! > > Cavusesku nasıl gittiyse diktator Denktas da oyle gidecek.Fasist EOKA’nin yapamadigini Denktas yaparak Kibrisli Turkleri yok etti.Bizim babalarimiz bize boyle hakaret edesiniz diye savasip esir dusmedi.Kibris Kibrislilarindir,Turkiye yada Yunanistanin degil.Yaziklar olsun size….

Leni

kaptanhayal | 17 December 2002 08:30


Onun ismiyle ve yüzüyle ilk kez geçen hafta karşılaştım. Hitler nutkunu söylüyor, o da eğilmiş bir yandan o ünlü (Ve sonra 20. yüzyılın tabuları arasına girecek) filmini yönetiyor bir yandan da objektife bakıyor. Orta Almanya dolaylarından, sabah akşam eğilip eğilip ormandan meşe palamudu ve mantar toplarken türkü çığıran ortalama bir Alman kadını denilebilir, öylesine bi bakıldığında.

Ama değil. 20. yüzyılın en büyük sinemacılarından ve fotoğrafçılarından biri olduğu, sinema yapmasına yasak konulduktan, sergileri protesto edildikten yıllar sonra, 1990’ların ancak ikinci yarısında kabul edilen bir kadın, orada buz gibi gözleriyle bakan. Hitler’i Hitler yapan ekibin yegane kadın üyesi. Leni Riefenstahl.

İLK YARI: BÜYÜK SANATÇI

Camel

kaptanhayal | 13 December 2002 22:32

Öyle yürürken, uzaktan bir bağırtı işittim bugün: “Bilader, kısa Kamel’inden bi tane alabilir miyim?”

Döndüm, baktım, yıllardır görmediğim bir arkadaş. Bir an boş bulundum, “Tabii” dedim, elimi cebime uzatırken ve kısa Kamel’imi çıkartırken; ama o an işte anladım ki, bu aslında bir espridir. Çünkü yıllar önce, ben demek kısa Kamel demekti, Kısa Kamel var mı, diye soran ya da sorulan adam demekti. “Şaka olsun diye sormuştum” dedi arkadaşım, “Ama nasıl bi keyiftir bu, 10 yıldır değişmeden gelen?”

10 yıldır bu sigarayla yaşıyorum; yaşıyormuşum daha doğrusu farkında değildim; üniversitede, askerde, kitap okurken, deniz kıyısında, Almanya yolunda, işe girerken, işten çıkarken, bakkalda, eylemde, iş toplantısında, her şey değişti, bu deve hep yanımdaydı.

“Akdeniz cıvıklığı”nın uzağında

kaptanhayal | 02 December 2002 13:04

Şavkar Altınel, Türk şiirinin detaylarından biridir, yaşadığı günlerde çok da ciddiye alınmayan bu şairin, 5-10 seneye kadar iyice unutulacağından eminim. Neden böyle olduğunu bilmiyorum, çünkü bundan 5-6 yıl önce Şavkar Altınel’in şiiriyle ilk karşılaştığımda, yakında keşfedilecek bir büyük şairin şiirleriyle karşı karşıya olduğum hissine kapılmıştım. Şair falan değilim, anlamam, Altınel’in bir “detay”olduğunu düşünenlerin neden öyle düşündüğünü. Ama onları kaale almam; kaale alınmamaları gerektiğini de düşünürüm. Kendi beğenilerini, kendi dünya görüşlerini “Doğrusu budur” diye dayatan borsa manipülatörlerine benzetiyorum onları. Konunun borsayla ilgisi şöyle, borsada, berbat durumdaki şirketleri “Bu şirket süper” diye gazlayıp, tahtaların efendisi olan bi takım tipler vardır, sağda solda çıkar isimleri. Batıda spekülatör (Gerçekten iyi durumdaki bir şirketi önceden fark eden kişi), Türkiye’de ise manipülatörler yön verir piyasalara. Para piyasalarına ve düşünce piyasalarına. Diyorlar ki, “Şu kitap çok iyi”, “Şu kitap berbat”. Borsa manipülatörleri gibi, medyayı kullanarak yapıyorlar bunu; şan şöhret, iktidar, allah ne verdiyse bir şeyler kazanıyorlar diye tahmin ediyorum… Böyle gelmiş böyle gider, ilgilendirmiyor beni; ben sade bir okur olarak, Şavkar Altınel, hayatta ve sağken bi şeyler yazayım istiyorum.