bildirgec.org

Site arşivi: sinepil

La Vie Rêvée Des Anges (The Dreamlife of Angels)

queennothing | 05 June 2009 09:55

1956, Fransa doğumlu senarist / yönetmen Erick Zonca‘nın Roger Bohbot ve Pierre Chosson ile birlikte yazdığı “La Vie Rêvée Des Anges” (The Dreamlife of Angels / Meleklerin Düş Yaşamı), Fransa çıkışlı, 1998 yapımı etkileyici bir drama.
Isabella, uzun bir süre önce evinden ayrılmış, şehir şehir dolaşan, gece olduğunnda, bulduğu güvenli bir yerde uyuyan, 20’li yaşların başında genç bir kızdır. Dergi sayfalarından kestiği resimleri, kartona yapıştırıp satarak günlük harçlığını çıkaran Isa, kafede tanıştığı yaşlıca bir adamın yardım eline karşılık vererek, haftalık ücrete karşılık fabrikada dikiş dikmeye başlar. İsteksiz çalışan Isa, durumun aksine, halinden her daim memnun ve hiçbir şeyden şikayet etmeyen biridir.
Aynı fabrikada çalışan Marie, Isa’nın dikkatini çeker ve çıkışında ona ‘kalacak yeri olmadığını’ söyleyerek, Marie’nin de onayıyla, genç kızın evine gider.

MTV Movie Awards 2009

cheerleader | 04 June 2009 16:54

MTV’nin 17 senedir dağıttığı film ödülleri, bu sene de 31 Mayıs gecesi sahiplerini buldu. Ödüllerin çoğu hem edebiyatta hem sinemada bu seneye damgasını vuran Twilight’a gitti… İşte Mtv Movie Awards 2009 ödül kategorileri ve ödüllerin sahipleri…

En İyi Film: Twilight
En İyi Kadın Oyuncu: Kristen Stewart – Twilight
En İyi Erkek Oyuncu: Zac Efron – High School Musical 3: Senior Year
En İyi Çıkış Yapan Kadın Oyuncu: Ashley Tisdale – High School Musical 3: Senior Year
En İyi Çıkış Yapan Erkek Oyuncu: Robert Pattinson – Twilight
En İyi Komedi Performansı: Jim Carrey – Yes Man
En Başarılı Kötü Karakter:Heath Ledger – The Dark Knight
En İyi Dövüş Sahnesi: Robert Pattinson vs. Cam Gigandet – Twilight
En İyi Öpüşme Sahnesi: Kristen Stewart ve Robert Pattinson – Twilight
En Başarılı Şaşırtıcı Sahne: Amy Poehler – Baby Mama
En İyi Film Müziği: “The Climb” – Miley Cyrus, Hannah Montana: The Movie

Kate Winslet

queennothing | 04 June 2009 15:26

5 Ekim 1975, İngiltere doğumlu Kate Elizabeth Winslet, 1939 doğumlu aktör Roger Winslet ve Sally Bridges Winslet‘in evliliklerinden olan ikinci çocuktu. Oyuncu Anna Winslet ve yine oyuncu olan Beth Winslet ile en son doğan Joss Winslet, henüz çocukken Kate’in sinemaya olan ilgisini yükseklerde tutmuştu. 1986 yılında İngiltere’de bulunan Redroofs Theatre School‘da oyunculuk dersleri alan Winslet, ilk deneyimini ünlü eserlerin uyarlandığı tiyatrolarda ve TV reklamlarında kazandı.
1991 yılında “Shrinks” adlı TV dizisinin bir kaç bölümünde figüran olarak yer aldı. Aynı yıl 6 bölümlük ömrü olan bilim-kurgu dizisi “Dark Season“un 6 bölümünde ‘Reet‘ karakterini canlandırdı. Sette, dizinin iki bölümünde rol alan Stephen Tredre ile tanışan Winslet, Tredre ile birlikte olmaya başladı.

1992 yılında Diarmuid Lawrence‘nin yönetmenliğini yaptığı “Anglo Saxon Attitudes“de ‘Caroline Jenington‘ karakterini canlandırdı. Aynı yıl 2 sezonluk “Get Back” adlı komedi serisinin 1. sezonunun ilk bölümü, 2. bölümü ve 7. bölümünde yer aldı. 1 yıl sonra, 23 sezonu tamamlayan dizi “Casualty“nin 7. sezon, 21. bölümünde yer aldı.
1994 yılında Winslet’in ilk sinema filmi “Heavenly Creatures” vizyona girdi. Peter Jackson‘un yönetmenliğini yaptığı film, ‘En İyi Senaryo’ dalında Oscar adayı oldu. Filmde ‘Juliet Hulme‘ karakterini canlandıran Winslet, Yeni Zelandalı aktris Melanie Lynskey‘le başrolde yer alıyordu. 1995 yılında Michael Gottlieb‘in yönetmenliğini üstlendiği fantastik film “A Kid in King Arthur’s Court“ta ‘Prenses Sarah‘ karakterini canlandıran Winslet, aynı yıl Tayvanlı yönetmen Ang Lee‘nin yönetmenliğini üstlendiği “Sense and Sensibility“de Emma Thompson, Alan Rickman ve Hugh Grant birlikte başrolde yer aldı. Winslet, henüz 20 yaşındayken ‘En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu’ dalında ilk Oscar adaylığını da kazanmış oldu.

Irkçılığın İngilizcesi : ”This is England”

gorcun | 04 June 2009 13:02

This is England
This is England

This is England, Türkçe’ye çevrimi olmasa da Burası İngiltere diye çevrilebilir. This is England İngiltere’de başka ırktan kişileri kabul etmeyen bir kısım gencin hikayesini anlatıyor. Anlaşılacağı üzere faşizmeleştirisi olan film Shane Meadows tarafından 2006 yılında yazılıp, çekilmiş. Odak noktasında 12 yaşında bir çocuğun (Thomas Turgoose) olduğu film İngiltere’nin karışık olduğu yıllar olan 1983’te geçiyor. Babası Falkland Savaşında ölmüş olan Thomas okuldan sonraki zamanını sokaklarda geçirmektedir.
Yaşından büyüklerle takılan ve onların arasına giren Thomas’ın başlarda keyfi yerindedir. Bir gün grubun eski üyelerinden Combo (Stephen Graham) hapishaneden çıkar ve gruba tekrar katılır.
Combo’nun hapiste fikirleri değişmiş ve İngiltere’nin azınlıklar tarafından sömürüldüğünü düşünür hale gelmiştir. Azınlıklara karşı büyük bir nefret besleyen Combo’nun bu düşünceleri grubu ikiye böler.

This is England
This is England

Bir kısmı bu düşüncelere karşı gelirken, küçük Shaun’un da olduğu grup Combo’nun bu düşüncelerine katılır ve onun yanında kalırlar. Bir süre sonra, Combo’nun nefreti eyleme dönüştüğünde bu düşüncelerinin nelere yol açacağı ortaya çıkacaktır.

The Majestic (2001)

turictanyel1 | 04 June 2009 09:56

Oyuncular:
Jim Carrey (Peter Appleton/Luke Trimble) ,
Martin Landau(Harry Trimble) ,
Laurie Holden (Adele Stanton) ,
Allen Garfield (Leo Kubelsky) ,
Amanda Detmer (Sandra Sinclair) ,
Bob Balaban (Belediye Başkanı Elvin Clyde)
Yönetmen: Frank Darabont
Senaryo : Michael Sloane
Jim Carey bu filmde, ‘Eternal Sunshine of the spotless mind‘ filmdeki kadar iyi performans sergilemiş olmasa da, ‘izlenilebilir’ filmler arasında yer alabilir film ortaya çıkarmış. 1951 lerde Amerika’da kominist olduğu gerekçesiyle suçlanarak, “Burası Amerika, özgürlüklerin ülkesi” düşüncesiyle, hakkını savunması, doğru olanı yapması için çevresindeki insanlar tarafından kendisine cesaret verme yolculuğu anlatılır.

Peter Appleton, hep kendisine söylenini yapan, olması gerektiği için yapması gerektiğini düşünen, içinden gelen sesleri engelleyen, gerçekten ne düşündüğünü söyleyemeyen, kendini göstermeyen bir karakterdir.
Büyük cesaret gösterip kahraman olabilcek bir karakteri yoktur. Sadece o potansiyele sahiptir ve bir gün içindeki sesleri uyandırıp, kendi gibi biri olması gerektiğini düşündürten bir olay yaşar.

Sean Penn

queennothing | 03 June 2009 17:23

17 Ağustos 1960, Kaliforniya, Santa Monica doğumlu Sean Justin Penn, 1928 doğumlu ünlü aktris Eileen Ryan‘ın ve 1921 doğumlu yönetmen / aktör Leonard Penn‘in ilk çocuğuydu. 5 yıl sonra, 1965 yılında dünyaya gelen Chris Penn ve 1968 yılında dünyaya gelen Michael Penn, ailenin son çocuğu oldu.
Sinemanın bizzat içinde yaşayan bir aileye mensub olduğundan Sean Penn, henüz çocuk yaşında bu sanata ilgi duymaya başladı. Santa Monica’da yaşayan Penn ailesi, Sean’ın Altın Küre ödüllü aktör Charlie Sheen ve ünlü popçu Paula Abdul‘un eski eşi aktör Emilio Estevez ile aynı mahallede büyümesine de aracı olmuştu.
Los Angeles, Repertory Theater‘da ve 1985 yılında hayatını kaybeden New Jerseyli aktris Peggy Feury‘den oyunculuk dersleri alan Penn, rol aldığı tiyatro gösterilerinde sergilediği performansla büyük beğeni toplamaktaydı.
Aradan uzun zaman geçtikten ve Penn, oyunculuk hakkında kararını kesinleştirdikten sonra ilk resmi deneyimini 1974 yılında, 9 sezonluk aile dizisi “Little House on the Prairie“nin 1. sezon, 11. bölümüyle kazandı. Penn’in rol aldığı bölümü, babası Leo Penn yönetti.
Aradan 5 yıl geçtikten sonra, 2003 yılında hayatını kaybeden Buddy Ebsen‘in başrolünde yer aldığı 8 sezonluk dizi “Barnaby Jones“in 8. sezon, 10. bölümünde yer aldı.

Morgan Freeman

kadirgunay | 03 June 2009 15:57

Morgan FreemanBaşarılı filmlerin unutulmaz karakteri, en iyi yardımcı oyuncu ödülü sahibi, oynadığı her filmle inanılmaz replikler ve muhteşem oyunculuğu ile kendisini izlettiren ve benim değişmez adamım Morgan Freeman! Morgan Freeman 1 Haziran 1937 yılında Amerika’nın Tennessee eyaletinin Memphis kasabasında Mayme Edna ve Morgan Porterfield Freeman en küçük çocukları olarak dünyaya gelir. Kendisinden büyük 3 kardeşi daha vardır. Babasını 1961 yılında kaybeder ve büyükannesinin yanına, Charleston, Mississippi’ye gönderilir.

Morgan Freeman
Morgan Freeman

Freeman ilk oyunculuk denemesini 9 yaşında okul tiyatrosunda baş rolü alarak gerçekleştirir. 12 yaşına geldiğinde ise eyalet çapında düzenlenen tiyatro yarışmasını kazanır. Eğitimine devam ettiği Broad Street High School’da bir radyo performansı sergiler. Bu okuldan 1995 yılında mezun olur. Jackson State University tarafından verilen tiyatro eğitimi iptal edilir. Bunun üzerine Freeman Amerikan Hava Kuvvetlerine pilot olarak baş vurur fakat pilotluk yerine mekanik bölümde çalışır.

Freeman 1960′ ların sonuna doğru Los Angeles’a taşınır ve burada Los Angeles Community College’da daktilo katibi olarak çalışmaya başlar. Bu süre zarfında Freeman aynı zamanda New York City’ de 1964 World’s Fair’de dansçı ve San Francisco’da üyesi olduğu Opera Ring isimli grupta çalışmaya devam eder.

Kısa ve Acılı Marki de Sade : ”Quills (Düşlerin Efendisi)”

gorcun | 03 June 2009 12:50

Quills
Quills

Sadizmin isim babası ve fikirleriyle kavramın oluşmasını sağlayan Fransız aristokrat düşünür ve yazar Marquis de Sade’in son zamanlarını anlatan film Quills(Düşlerin Efendisi) 2000 yılında Philip Kaufman tarafından çekilmiş. Topluma göre ”hastalıklı” düşüncelere sahip olduğundan bir akıl hastanesine hapsedilen Marquis de Sade (Geoffrey Rush) pornografik hikayeler yazan bir yazardır.
Eserlerindeki ahlaksız ve sert üslubu yüzünden yazıları yasaklanmıştır. Akıl hastanesinde görev yapan güzel çamaşırcı kız Madeleine (Kate Winslet) Marquis de Sade’ tan etkilenir ve yazılarını alıp saklar. Hastanede yayılan yazılar herkes tarafından okunur ve olay duyulduğunda İmparator Napolyon (Ron Cook) üstesinden gelmesi için Dr. Royer Collard’ı (Michael Caine) akıl hastanesine yollar.

Quills
Quills

İşkenceci ceza yöntemleriyle ünlü doktorun akıl hastanesine gelmesi hem hastanenin hemde Marquis De Sade’ın sonunu getirecektir. Kadrosuyla ilgi çeken film düşünce özgürlüğü açısından da önemli şeyler söyler. Adı geçenler dışında Joaquin Phoenix, Patrick Malahide, Amelia Warner, Stephen Moyer gibi oyuncularda filmde yer alır. Geoffrey Rush’ın gerçek hayattaki eşi Jane Menelaus, filmde de Marquis de Sade’in eşi rolündedir.
Filmde okunan hikayeler Marquis de Sade’a değil senaryo yazarı Doug Wright’a aittir. Film en iyi aktör (Geoffrey Rush), en iyi sanat yönetmenliğ ve en iyi kostüm olmak üzere 3 dalda Oscar adaylığına seçilmiştir.

Fincher’ın yorumu sonra çıkar oyunu : ”The Game (Oyun)”

gorcun | 03 June 2009 09:53

The Game
The Game

David Fincher’ ın Se7en (1995) filminden 2 yıl sonra çektiği The Game (Oyun) 1997 yılında sinemalara gelmiş. Filmin kahramanı varlıklı, işinde başarılı ve zeki işadamı Nicholas Van Orton (Michael Douglas) karakteridir. İşi dışında özel hayatında yanlız olan ve yaşamına müdahaleye izin vermeyen yapısıyla Van Orton kontrollü ve düzenli bir hayat yaşamaktadır.
48. yaş gününde (babasının intihar ettiği yaş) ondan farklı karakterde olan kardeşi Conrad (Sean Penn) ona bir hediye verir. Hediye bir karttan ibarettir. Kart hayatını değiştireceğini iddia eden bir eğlence anlayışı sunan CRS (Consumer Recreation Service – Tüketici Eğlence Servisi) adlı şirketin kartıdır. Von Conrad’ın ilk başta ilgisini çekmeyen bu durum daha sonra merak edip CRS’ e gitmesini sağlar.

The Game
The Game

Cadillac Records – 2008

kadirgunay | 02 June 2009 16:21

Cadillac Records
Cadillac Records

Ünlü müzik şirketinin sahibi Leonard Chess’in buralara nasıl geldiğini, firmasına kattığı ünlü yıldızların ki bunlar Muddy Waters, Little Walter, Chuck Berry ve daha birçok yıldızın nasıl yükseldiği, neler yaşadığı ve nasıl çöküşe geçtiklerini anlatan mükemmel bir müzikal film.

Filmin başrolünde Adrien Brody, Jeffrey Wright, Columbus Short, Mos Def, Cedric The Entertainer ve Beyoncé Knowles yer alıyor.
60’lı yılların Amerika’sında (Chiciago) kurulan ve bünyesine bugün halen dinlediğimiz büyük sanatçıları katan Cadillac Records firması sahibi Leonard Chess’in inanılmaz yükselişini ve yıldızların tarihe damgasını vuran parçaları nasıl yazdıkları, besteledikleri ve plaklarının nasıl satış rekorları kırdığını detayları ile izleyebilirsiniz.