bildirgec.org

Web Tasarımcılar için ikon setleri

angelsdemos | 25 February 2010 14:56

Web tasarımında, görsellik öncelikli gelir ve görsellikte de ikonlar öncelikli durumdadırlar. Web sitenizi görsel açıdan renklendirmek ziyaretçilerinizin ilgisini çeker ve bu yolla hitlerinizi artırabilirsiniz. Aşağıdaki ikonları web sitenizde kullanabileceğiniz gibi arşivinizide ekleyebilirsiniz. İşte web tasarımcılar için hazırlanan muhteşem ikon setleri;

Vector Social Media Icons

Vektör halinde 16px ve 32px boyutlarında 50 ikon sosyal medya ikonu. ikonlar png, eps, gif formatlarında. Microsoft, Facebook, MSN, Google, Blogger, Vimeo gibi birçok sosyal medya platformunun ikonu bulunmakta.

Shiny Icons

web 2.0’dan sonra logolar ve ikonlar farklı bir tarz aldılar. 16px, 32px, 64px boyutlarında 20 ikon bulunmakta.

bana ölümü anlatın

photonn | 27 July 2008 16:37

Bir ölüyü ilk kez altı yaşındayken gördüm. 4-5 yaşlarında bir coçuğun cenazesiydi,küçücük tabutu vardı.O zaman çok korkmuştum,ölülerden korkardım,mezarlardan da korkardım. Boylece ilk depresyonumu altı yaşındayken yaşadım.İkinci ölüyü 10 yaşındayken gördüm,yaşlı bir kadındı, bir yıl önce kendisiyle tanışmıştık,bize çok iyi davranmıştı.Musalla tasındaki cesedine uzun uzun baktım,yuz ifadesi manasızdı,ve cok korkmustum.Bu ölüm de bana ikinci depresyonumu yaşattırdı.Ölümü anlamıyordum, bana ürkütücü geliyordu.Üçüncü ölüyü 21 yaşında gördüm,ama bu diğerlerinden çok farklıydı.Ölen kişiyi uzun zamandır tanıyordum,en son bir yıl önce görmuştüm,bana sitemde bulunmuştu,artık beni görmeye sık gelmiyorsun diye,O kisi dedemin kardeşiydi 60 yaşlarındaydı.Camide Ölü yüzüne uzun uzun baktım,yüzü güzeldi.Yüzünü görünce duygulandım,ağlamamak için kendimi zor tuttum.Hayatımın en büyük depresyonlarından birine girdim.Artık her şey anlamsız geliyordu,günlerce dogru dürüst yemek yemedim.Eger yaratan varsa ölümü neden yarattı ki,eger ölüm varsa yaşamanın anlamı nedir ki.Düşünsenize yaptığınız her şey ölümle birlikte sıfırlanıyor, kazandığınız paraların,yaşadığınız aşkların,kariyerinizin hiçbir anlamı kalmıyor.Günlerce bunları düşündüm,ve düşündükçe her şeyden soğudum.Gördüğüm ölü yüzleri unutamıyorum.Sanki o yüzler bana,bu yaşam hiçbir şeye değmez diyor.Bilen biri varsa bana ölümün manasını anlatsın!

ruhuma ve zihnime D-TOX yaptım diğerlerine de tavsiye ediyorum..

ladyDj | 02 January 2007 23:00

27 NİSAN 2007 Pazar.(MURAT ERDEMİRLER)
Çok seviyordum söyleyemiyordum.Sonra kaza yaptığını öğrendim,yıkıldım ama gene de dayanmaya çalıştım.Meleklerden daha temizdi neden gitti?İlk başta sitem etmiştim,benim canımı alaydın da o hayatına devam etseydi.Sonra sonra alıştım bu gerçeğe,zaman geçtikçe de mantıklı düşünmeye başladım.Herşey insanlar için,ben Murat’ı sevmeseydim ve onu kaybetmeseydim, sevginin değerini,hala nefes alıyorken ona sevdiğini söylemen gerektiğini öğrenemezdim.Şimdi sevdiğim herkese her gün söylüyorum,burdan da söyleyeyim:’SİZİ SEVİYORUM!!’Ve artık sevdiğim insanlara hala yanımdalarken hak ettikleri değeri vermeliyim,son nefeslerini verene kadar hakkımda en ufak ne bir şüphe ne bir kötü fikir olsun.Dünyada yaşayacağım ve dünyada kalacak olan şeyler sadece bunlardır benim için,sonradan farkına varsam da sonuçta öğrendim .Ne marka kıyafetler,ne cix mekanlar,ne pahalı lokantalar,ne arabası altında jölesi kafasında marka gözlüğü gözünde v.s tip erkekler… bunlardan zevk almıyorum alan insanları da anlamıyorum gerçi anlamak da istemiyorum ama,üzülüyorum yine de.İnsanları giydiği kıyafete,altındaki arabaya,gittiği mekanlara göre yargılayan ve sırf bu yüzden şahane dostlukları kaçıran o kadar çok insan var ki günümüzde.Hele ki şu cinsellik,hep şu Batı’ya özenmekten kaynaklanıyor.Peki şu Batı’ya özenmek niye?Kendi gibi olsa ya insan,Türk gibi Türk olsa ya,Batı’nın yaşadığı şeyler çok mu doğru da örnek alınıyor?Herkesle yatıp kalkmak,sevgilinden ayrıldıktan sonra 2 gün içinde kankasıyla çıkmak,marka takıntılı olup da bundan gurur duyulacak birşeymiş gibi bahsetmek ve bu tip şeylerle çevre yapmaya çalışmak özgüveni eksik,karakteri zayıf insanların tarzı.bu tarz insanların kişiliklerine ve zihniyetlerine derhal d-tox yapmalarını tavsiye ediyorum bence çok faydası olacaktır 🙂

Max Headroom

freefreshfish | 16 January 2002 14:47

Çok eskiden, Türkiye’nin ilk özel televizyonu Star "MagicBox" lakabını
taşıyıp kaliteli şeyler yayınlarken bir dizi vardı. Hatırladınızmı "Max
Headroom
" u.Bayılırdım o diziye, tekrar yayınlansa da izlesek. Geleceği
medya yönetiyordu, reytingler filan anında izleniyordu, televizyon savaşları çok
büyük oluyordu ve kahramanımız Max geçirdiği kazada ölmesin diye beyni
bilgisayar ortamına aktarılmış, sonradan hayata döndüğünde ikizi gibi o ortamdan
o ortama koşar olmuştu. Güzeldi be..

My Sister’s Keeper (2009)

queennothing | 27 January 2010 17:17

Jodi Picoult‘un romanından uyarlanan 2009 çıkışlı drama filmi “My Sister’s Keeper” (Kız Kardeşimin Hikayesi), “She’s So Lovely” ve “The Notebook” gibi yapımların da yönetmenliğini yapmış olan Amerikan sinemacı Nick Cassavetes tarafından yönetildi. Cameron Diaz, Alec Baldwin, Abigail Breslin, Sofia Vassilieve, Jason Patric, Evan Ellingson gibi isimlerin rol aldığı film, ölmek üzzere olan ablasına böbreğinin vermek istemeyen 11 yaşındaki bir kızın ailesine dava açmasını konu ediniyor.

Sara ve Brian, bir erkek ve kız çocuğuna sahip mutlu bir çifttir. Sıradan geçen günlerden birinde, kızı Kate’in sırtındaki yaraları farkeden Sara, doktora gittiğinde Kate’in lösemi hastası olduğunu öğrenir. Küçük Kate için uygun böbrek arayan anne ve baba, doktorun illegal tavsiyesi üzerine bir çocuk daha yaparak, onun bir böbreğini Kate’e vermeye karar verirler. Yeni doğan Anna, senelerce hastahanede Kate için vücuduna yapılan deneylere katlanmak zorunda kalmış, ancak 11 yaşına geldiğinde bunu yapmamaya karar vermiştir.