bildirgec.org

yalnızlık hakkında tüm yazılar

Plastik

| 30 October 2006 11:40

yalnızlık atölyesinin ustasıydı elleri
kararan geceyi kutsarken dudaklarıyla
dudaklarıyla arardı tan yerinin yamalı eskizini
ikizinin izini süren kanlı gölge misali

ihtilalin iç acılarının toplamı
mağlup dudakların zaferi olurdu
alkol muharebesinde taammüden yaşamaktan
tekmelerdi rüyasını ıssız bir gölgenin son hecesinde
genzine kaçan plastik bir yalnızlığı öpercesine

şiişşt

astral | 28 October 2006 19:03

Yalnızlığına dayanılmaz
İzleri

Bastığım parmak uçları
Korktuğum kelimelerim
Kaçtığım her şey
Koca bir duvar
Sonsuz boşluk

Yalnızlığın ayak izleri bu saatler

BİLMECE!

| 26 October 2006 15:22

yalnızlıkla deşarj olan kalabalıklarla
bir baba bakışının sevecen heybetini içine çeken
tinerci çocuklar
umuda peynir gemisiyle yelken açtıysa,
mutsuzluğa yatay geçiş yapan müntehir kediler
isminden başka cismi olmayan jileti kör dilencileri
kalbindeki deliği ucuz sevişmelerle dolduran bitkin playboy’lardan…

elmanın kurduna aport diyen mankenler de
ruhunu sermayenin kedisine ipoteklemiş
gözyaşlarını sevgi tacirlerine satan vicdanı çü(rü)k kaşarlanmış abazanlardan
nasıl ayırır?

O

yase1907 | 15 August 2006 10:28

sevgili günlük
bugün bir yara daha aldım.sanmıştım ki zamanla acıya alışılır..zaman geçiyor,acı hep duruyor ama ben hala alışamadım..hep yanı başımda duran,ne zaman ve nasıl geleceği belli olmayan bu şeye alışılmıyor..o geldikçe umurlar,mutluluklar azalıyor,azalıyor ve daha çok azalıyor..korkuyorum..çok korkuyorum..bir gün elimde mululukla ilgili birşeyin kalmamasından korkuyorum..
ne yapmam lazım bilemiyorum..yapmam gereken herşeyi yaptığımı düşünüyordum..sırf o gelmesin diye..bana uğramadan geçsin diye..ama o hep yanımda..beni çok seviyor biliyorum ama ben onu hiç sevemedim..kim sever ki zaten onu..
birini hayatına aldığın zaman iki kişilik yer ayırman lazım..biri o kişiye diğeri ise acıya..artık böyle düşünüyorum günlük..zamanla karamsar bir insan oluyorum galiba..bana yakışmayan birşey bu ama elimde değil..
nereye gidersem gideyim,kimi seversem seveyim o hep var olacak biliyorum..onun olmadığı bir yer bulmak diye birşey yok biliyorum..
ya hayatım ondan ibaret olursa..geldiği zaman yalnız gelmiyo ki..o gelince gözyaşı geliyor..umutsuzluk geliyor..mutsuzluk geliyor..yalnızlık geliyor..ya hayatımı bunlar kaplarsa..ya bunlardan güzel şeylere yer kalmazsa..
korkuyorum..hemde çok..hayatta ilk defa korkuyorum..büyüdükçe korkuyorum..
çünkü o hep burda,tam yanımda biliyorum…

Geceler Boyu İnternet

Mekselina | 29 June 2006 04:09

Kapı'dan girerken...
Kapı’dan girerken…

Gecenin bir yarısı ve internette milyonlarca insan var. Sokaklar ıssız ancak kablolardan doğru gelen bir cümbüş var. Bunca kalabalık içinde insan neden yalnız veya bunca yalnızlık içinde insan neden karışık? Yazılan hayal mi yoksa gerçek mi ve ben ayakta mıyım bu saatte yoksa uyuyor muyum? Bilemiyorum…

yalnızlık sevilir mi

sbaskentli | 26 February 2006 01:21

En çok neyi seviyorum biliyormusunuz

Evet bilmiyorsanız bile başlığa bakınca anladınız yalnızlığı

Akşam olmuş eve gidiyorsunuz kimseler yok. Ceketi çıkardığın gibi fırlatıp atma özgürlüğün var ve yapıyorsunda gömleği daha koridorda çıkartmaya başlıyorsun ve pat salonun ortasında derken bir yerlere attığın eşorfmanları geçiriveriyorsun üzerine elinde kumanda televizyonun karşısına uzanmışsın bile

Amaç kumandayı elinde bulundurmak değil sadece istediğin an sesini kısarak istediğin sessiz huzura kavuşarak yalnızca dalgaların sesini dinleyebilmek

TEKRAR DEĞİŞMEDEN ÖNCE SON Bİ SÖZ DAHA…

poseidon2000 | 23 February 2006 23:09

Çirkin miyim_?-hayır Antipatik miyim_?değilim sanırım, belki de öyleyim… Sevenim yok_?şu an için evet Depresyonda mısın_? İhtimaller arasında Nedenlerini bulamadığın sorular mı var kafanda_? Olumlu(sorular her ne kadar olumsuz olsa da… Kendini aptal gibi mi hissediyorsun_?sanırım… Umutsuzluk_?gitgide artıyor —Komik mi_? —sanmıyorum_

aşka dair yalnızlık notlar

poseidon2000 | 11 December 2005 02:58

odamın bembeyaz duvarları üzerinde süzülen sigaramın dumanı her ne kadar çok geçmeden kaybolup gitsede şu içimdeki burukluk günlerdir beni terketmedi.kendimi anlatmaktan ve mutlu olmaktan neden bu kadar acizim hala anlayamadım.tabiri caizse şirin okulumuzda son bir aydan beri(ayrılığın telaşı mı desem yoksa üzüntüsü mü bilmiyorum)kendini hissettirmeye başladı.belki de içimdeki burukluk ondandır.oysa ben okulumuzdaki son günlerimi mutlu ve neşeli geçirmek isterdim.ama farkında olduğum tek şey okuluma,arkadaşlarıma,öğretmenlerime hiç bu kadar yabancı olmadığım. bence diğerleri böyle değil.onlar eğlenmesini biliyor.ayrıca hepsinin gözlerindeki mutluluğu okuyabiliyorum.beni asıl onlara yabancılaştıran da bu ya.ben onlardan farklıyım;yani mutsuzum.bunu çarşamba günü yaptıgımız veda balosunda daha iyi anladım.’Allahım bu benim hayatımda geçirdiğim en kötü günlerden biriydi’aslına bakarsan hala etkisinden kurtulabilmiş değilim.Oldukca sade ve şirin bir görünüme sahip olan düğün salonuna girdiğimde karşılaştığım manzara hiç de tahmin ettiğim gibi değildi.Sanki o büyük masanın kenarına dizilmiş; pide ve pastalalarını yiyen, gazozlarını yudumlayan yada çalan slow müziğin eşliğinde birbirleriyle derin muhabbete dalmış olan insanlar benim sınıf arkadaşlarım değidi de ;oraya oscar ödülü almak için gelmiş bir grup şık giyimli sinema oyuncusuymuş gibi geldi bana.Ama doğrusunu söylemek gerekirse beni büyük bir saygı ve içtenlikle karşıladılar diyebilirim. Salondaki havanın bungunlugu ve benim içimdeki yükselen tedirginlik,gerginlik ve heyecan tabağımdaki pastaları aç olmama rağmen yememe engel oluyordu. O gece kızlar başımı döndürecek derecede güzeldi… Hatta hatice ve nurdan ı tanıyamamıştım.yüzlerini bana çevirip ‘hoşgeldin’ demeseler onların benim sınıf arkadaşım olmadığına yemin edebilirdim…Veee…benim haricimde herkez için güzel geçecek olan bir gece başladı… önce Ömer Naime yi alıp bir kenara çekildi,sonra Ahmet Ayşeyle birlikte gitti.Sonra Hüseyin,Mesut,Cemil… hepsi umursamaz tavırlarla beni yalnız bıraktılar.Bense telaşlı gözlerle etrafımda bir dost yada beni güldürecek,sevindirecek,yalnızlığımı unutturacak birşeyler arıyordum.Defalarca haykırdım içimden… ‘-Bu böyle olmamalı,ben mutlu olmalıyım,bu benim hakkım…!’ Selma duvarlarda yankılanan sesimi duymuş yada kaybolmuş bir çocuk gibi etrafa korkulu bakışlar atan gözlerimi görmüş olmalı ki yanıma geldi.halimi hatrımı sordu ve sıra beni sorgulamaya geldi… -neden? neden hiçkimseyle konuşmuyosun?neden moralin bozuk?seni üzen birşey mi var? bütün bu sorular beni yalnızlıktan kurtaracağı yerde bıktırmak bir yana çıleden çıkarıyordu.Ama ben sustum. tarih ögretmeninin sordugu soruya cevap veremeyen bir lise öğrencisi gibi öylece sustum.ve manasız gözlerimi Selmanın gözlerine diktim.Sanki bana acıyormuş gibi bakıyordu.Bense birazcık gülümsemeye çalıştım fakat kendimi daha fazla zorlasam neredeyse ağlayacaktım. Benim gibi yalnız olan bir diğer kişi de Cemil di.Ama o da çok geçmeden gözden kayboldu.Anlaşılan bu sıkıcı yerden çekip gitmişti ve anlaşılan birtek ben kalmıştım yalnız olan.

balığa cıkıyorum…

redbutterfly | 29 October 2005 03:12

artık,aynı yüzleri,aynı caddeleri,aynı insanları görmekten.. herşeyi rutinleşmesinsen,akşam eve dönerken ekmek ve tuz almaktan,nesef alamamaktan… yoruldum… sanıyorum bir kaç günlüğüne kaçmak,beynimi nadasa bırakmak iyi gelecek.