bildirgec.org

yakın bir gelecekte rekabet kurumunun verdiği bir kararla artık adsl kullanımı için sabit hatta para ödemek zorunluluğu kalkıyor. ama nasıl?

biz böylelikle daha ucuza internet kullanacağımızı sanırken bize daha pahalıya mal oluyor.
öncelikle yalın (çıplak) adsl’i bilmeyenler için tanımlayalım. yalı(a)n adsl telefon hizmeti almadan internet(adsl) hizmeti almak demektir. yani internetle birlikte yanında telefon hattı almama özgürlüğümüzün oluşmasıdır ki buda en doğal hakkımızdır.

türk telekom’un çakallığı ise bu noktada devreye giriyor.

kibrismagazin.com adresinden alınmıştır.

Bugün kırk saat hangi yazı konusu üzerine eğilsem diye kafa yordum. Kötü niyetli insanların ruh hallerinden bahsetmeyi düşündüm bir ara, sonra kötü durumdaki transseksüelleri koruyacak “mor çatı” benzeri bir oluşumdan söz etmeyi de vapurda aklımdan geçirdim. Sonra daha hafif bir konu oturdu içime, bu magazin programları peydahlandıktan sonra her ağustosun ikinci yarısı şöyle bir paket haber yapar oldular: Bu yazın şarkısı neydi? Yazlık mekanlardan görüntüler, konserlerden kesitler, arşivden montajlar… altta o yazın popüler şarkıları tabii. E o zaman ben de bu yaz en çok satan albümlerden, en gözümüze kulağımıza sokulan parçalardan bir ilk 10 belirledim, 2009 yazının Türkçe şarkısı hangisi diye düşünen birilerine yol olur belki diye…

yasemin mori mi?

yalın mı?

Yalın’ın yeni şarkılarını dinlediniz mi? Çalıştığı aranjörleri değiştirmesi nefis yansımış yeni şarkılarına. Sözleri bir parça daha yaratıcı, şarkı söyleyişi iki parmak daha yükselmiş sanki. Belki bunda da yeni aranjörlerin payı vardır, belki tamamen kendi yeteneğidir, bilemeyiz..
Bit Pazarı şarkısının girişini de bu yılki Eurovision şarkısının müziğine benzetenler oldu. Neyse ki ciddi müzisyenlerimiz sadece ritmin bir miktar benzediğini söyledi, konu kapandı.Tesadüfen Yasemin Mori’nin birkaç şarkısına rastladım derken, albümündeki tüm şarkılar sardı. Keşke başka bir şarkısını kliplendirseymiş, belki de çok daha fazla insana ulaşabilirdi. Tabii büyük kitleler tarafından dinlenmek istiyorsa kendisi..Oda Hizmetçisinin Günlüğü’nü büyük bir keyifle tamamladım. Sürüklendim okurken, meraklandım. Ayrıntı Yayınları’nın Yer altı Edebiyatı serisinden yeni bir roman ve Metis Yayınları’ndan bu yıl çıkan bir şiir kitabı alıp okumayı planlıyorum. Bakalım artık.

dokuz’un afişi..

Dün akşam Ümit Ünal’ın Dokuz filmini izledim. Nasıl sürprizli bir senaryo (kimse senaryo konusunda Ünal’a laf edemez), nasıl güzel oyunculuklar (özellikle Cezmi Baskın ve Serra Yılmaz), nasıl akıcı ve genç bir kurgu (dijital kamera farkı diyelim), ortaya mükemmel (abartmıyorum gerçekten mükemmel) bir Türk filmi çıkmış. Dokuz’u hangi yıldızlı sözcüklerle öveceğimi bilemiyorum ve de övgüm her boyutta geçerli. Senaryosu, oyunculuklar, Ünal’ın yönetimi. Müjde Arlı Teyzem filmini hatırlarsınız, Ünal’ın imzası, o filmin senaryosunun altında, hatırlatalım..Ünal, Dokuz’un peşinden iki film daha çekti: Ara ve Gölgesizler. Gölgesizler, Hasan Ali Toptaş’ın aynı adlı romanından. Hemen peşinden onları da izlemeli. Ki yönetmenin üslubunu iyice kavrayabilelim..

http://www.sabah.com.tr/haber,783323D289214D3FA74FE03D89B340A0.html

inanmayacaksınız ama Teoman

rock müziğin iyi isimlerinden teoman‘ın yeni albümü geliyor ama bu kez teoman kendi şarkılarını söylemeyecek, başka sanatçılar teomanın şarkılarını seslendirecekler.. sezen aksu’dan yavuz bingöl’e, hayko cepkin’den candan erçetin’e hatta yalın’a kadar 33 sanatçı var bu albümde. nil karaibrahimgil, “istanbul’da sonbahar”ı söylerken, yaşar “rüzgar gülü”nü seslendiriyor.

http://www.gecce.com/pages/haber_detay.asp?haber=86823

http://medyafaresi.com/index.php?hid=7252&cid=7

buğulu camın ardında yılan dansı yaparak birden sahnede olanla yanyana bişeyler düşünmek ne garip bakışlar yarım bi yüz ifadesiyle belli belirsiz görünen kalabıkları düsünerek ayağa kalkıp o alkışı almanın verdiği bi hazla cinsiyetini belirtir bir tebessüm,ben gerçeğim evet evet tam da bu noktada birer biriz olan bu

yaa bi Hüseyin vardı o da Londra’ya gitti.Sizinde tanıdığınız Yalın varya işte o.Ben kendisini çok severim ve de onun parçalarına saçma diyenlere çok kızıyorum yok çucuk şarkısıymış yok beğenmiyormuş sanane kardeşim ya beğenenler beğeniyo ya.Eğer Yalın o kişilerin dediği gibi olsaydı Yalın şu an bu konumda olmazdı.Ya aklı alıyomu bu insanların madem bu kadar kötü nasıl bu kadar beğeniliyor diye.Herneyse böyle saçma karakterli insanlar var Türkiye’mizde ne acı…Aslında Yalın süper karakterli bir insan.Beste yeteneği süper…Karizma desen üstüne yok.Çok hoş çocuk.Sesi de güzel.Sadece tek kelimeyle şunu özetleyeyim.O Yalın’ı beğenmiyorum,yok kumru gibi,yok sevemedim bir türlü seven insanlae inşallah duyuyordur.Çok biliyosanız siz yapın besteleri de görelim.Öyle atıp tutması kolay tabi.Önce kendinizi eleştirin Lütfen çocuk olmayın.Bir sanatçının başarısı bu kadar da kızkanılmaz ya…………

bu çocuğun(sanki 50 yaşındaymışım gibi konuştum. pardon yazdım.) ilk kasetinde de böyle oldu. “ne oldu?” diyeceksiniz; “kardeşim yeter artık bi haftadır aynı şarkıları döndürüp döndürüp dinliyosun! kafamız şişti” sitemine mağruz kaldım ev arkadaşlarından.

hatta onlar bilmiyorlar, winamp listesine bu 10 parçayı koydum. album sırasına göre dizdim, liste olarak desktop’a kaydedip sabah akşam, çalışırken, bi şeylerle uğraşırken sürekli o dönüyor. ama ben de pasif değilim ha! eşlik ediyorum bağıra çağıra. ilk “hayat bilgisi” dizisinin bi fragmanında (ne deniyosa artık o yeni bölüm tanıtımlarına) rastladım “bir bakmışsın”ın bi parçasına; “ben bilmem”. daha sonra show tvde gece haberlerine çıktı, ilk klibini 02:00 sularında izledim. gerçi klip mlip çevirecek sahtelik yok bu çocukda ama işte, yönetmenlerin direktifleriyle sahte olmaya çalışmış, olmamış.