bildirgec.org

http://www.internethaber.com/news_detail.php?id=94044

http://www.haberturk.com/haber.asp?id=28648&cat=110&dt=2007/07/11

http://www.uydurmahaber.com/?id=1430&habertip=6

http://www.ensonhaber.com/news_detail.php?id=61970

Seçimlerde oy kullanırken acaba kaç kişi düşünür neye göre oy kullandığını? İnsanın belli bir yaştan sonra siyasi anlamda savunduğu düşünceleri, kriterleri mutlaka gelişir.

Oyumuzu neye göre veririz.Eşimiz, babamız arkadaşımızın vs. verdiği partiye mi.. veya çocukluktan bize aşılanan bazı duygular uğruna mı.. Güvendiğimiz kişiye göre mi Yada parti liderlerinin bize sunduğu seçim vaatlerine göre mi yaparız tercihimizi..

Her seçim zamanı televizyonlara, meydanlara çıkıp vaatlerde bulunurlar lider vasfındaki insanlar.Hatta bazen karşı partinin sunduklarıyla dalga geçip daha sonra aynı sesleri aynı vaatleri kendileri sunarlar. Örneğin bir partinin mazot 1 YTL olacak sözüne en başta gülen kesimlerin çoğu; şimdilerde aynı vaatlerle halkın karşısına çıkabiliyor. Örnekleri sayısız çoğaltabiliriz.İşin kötü olan kısmı bu kandırmaca ya kendilerinin de zaman sonra inanması.

Billy Hayes

Geceyarısı Ekspresi filmini hepimiz biliyoruz. Billy Hayes adlı uyuşturucu kaçakçısının, Türkiye’de yakalanması ve 5 yıl cezaevinde kalması, bu süre zarfında görmüş olduğunu söylediği kötü muameleyi anlatan kitabından uyarlanan Oliver Stone filmi. Bu film imaj ve itibar konusunda ülkemizin başına çok dertler açtı, bir çok rakip turizm ülkesi tarafından Türkiye’ye gitmenin ne derece tehlikeli olabileceğinin kanıtı olarak kullanıldı.
Bu günlerde bizim medyada Billy Hayes özür dilemiş, olay tamamen bir düzmeceymiş, Oliver Stone çok pişmanmış, her gece kahrından içiyormuş tarzında miş li muş lu haberler yer alıyor.
Ama şu yabancı kaynakta yer alan röpotaj haberde ise böyle bir yorum çıkarmak imkansız.
Adam “başımdan geçen her şey gerçektir, yalan olan ise bütün Türklerin canavarmış gibi gösterilmesi” tarzında açıklamalar yapıyor sadece.
Bizim medyamız ise nasıl olsa kimse dış dünyayı takip etmiyor diyerek film yalanmış adam özür dilemiş yalanlarıyla bizim gıdımızı okşuyor.
Bu olay biraz Ermeni meselesine benzemiyor mu? Ermenistan’ da küçücük çocuklar bile bütün hikayeyi ayrıntılarıyla bilirken biz nesiller boyu sadece Sözde Ermeni soykırımı lafıyla oyalanmadık mı? Bizim için Ermeni meselesi ABD başkanının soykırım deyip dememesiyle ilintili bir durum olarak kalmadı mı bu güne gelene kadar. Bir Ermeni ile tartışmaya kalksak onu yalanlayacak ne bilgimiz var ne de ilgimiz var bu konu ile ilgili. Ne olduğu belli olmayan fotoğrafları, el yazısı günlükleri adamlar belge diye müzelerinde sergiliyor. Hangi hakla? Bizim sessiz kalarak, ilgisiz kalarak onlara verdiğimiz hakla..
Bu konunun Milliyetçilikle falan ilgisi yok. Bu ülkede yaşayan her insan ülkesinin karalanmasına karşı çıkmalıdır. O yıllardaki savaş şartlarında bazı hatalar yapılmış olabilir, bir çok insan ölmüş vatanını kaybetmiş olabilir. Ama bu soykırım değildir, bu ölümlere sebep olan yetkililer cezalarını çekmişlerdir.
Geceyarısı Ekspresi kötü bir film, bizi kötülüyor, alnımıza kara bir leke sürüyor. Peki kaçımız izledik bu filmi? Aynı şekilde Ermeniler sokırım var diyor, bizi zor durumda bırakıyor. Peki ne istiyorlar? Ne diyorlar? “Amaaan yaptıysak yaptık desek ne olur canım” desek ne olur? Kaçımız biliyor?
Kafamızı kumdan çıkaralım artık, bu kum bize güzel rüyalar gösteriyor, olmadık düşler sunuyor.

http://www.youtube.com/watch?v=CAB4JqzA3zI

ilk bakışta wikipedia türevi bir ansiklopedi izlenimi veren uncyclopedia sayfaları arasında dolaşmaya başladıktan sonra okuduklarınıza inanamayabilirsiniz. çünkü wikipedia’nın aksine uncyclopedia‘da esas olan yanlış bilgi yazmak.

ALDAT_(IL)_MAK

Son günlerde yaşanılan, gündemi siyasetten sonra, her zaman fazlasıyla meşgul eden bir konuyu konuşalım, yazayım istedim ,ben yazarken siz okusanız da,birlikte konuşur gibi, değinmek istedim bu kez.

Her ilişkinin bir lale devri vardır.Bu devirden sonraki dönemdir yenilik arayışları.Kendini başkasıyla kandırmaya denir , aldatmak.Sadece evliliklerde değil tabii kastım.Daha geniş kapsamlı.Aslında bütün yalanlar aldatmaya girer.,İlk aldattığımız kişi annemizdir,babamızdır,kardeşimizdir,sonra sıralanır gider…Sanırız ki sadece zeki olan biziz, kimse bilmeden gerçekleri , hiçbir zaman ortaya çıkmayacak şekilde örtünmüşü yaşatırız yalanlara.Her yalan bir gerçeği yaşatır, her seferinde kendini kandırdığını bilemez insan.Aldanan tek kişi kendisi’dir,en sonunda fark ettiği, kazandığı tek yeti insanların, bunu anlamaktır galiba…

Con Simit Jeyar, akşam iyice dağıtmış içkiyi de fazlaca kaçırmıştı, bardan sabaha karşı çıktı 130 promil alkol ile arabasına bindi ve marşa bastı, yollar boştu hızlı gidip bir an önce kendini yatağa atıp sızmak istiyordu, bu düşüncelerle bastı gaza, kavşakta kırmızı ışığı geç farketti ve önünde duran siyah renkli arabaya arkadan bindirdi, sinirden direksiyona bir tokat attı, siyah arabadan 2 tane siyah takım elbiseli adam indi, biri arabanın sağından diğeri, solundan kendisine doğru yürüyerek ağır ve emin adımlarla yaklaşmaya başladılar, başına büyük bir bela açtığını anlayan jeyarın kafasında anında yıldızlar çaktı, bu nahoş durumdan ve yiyeceği dayaktan ancak yalan söyleyerek ve adamları tırstırarak kurtulabilirdi, adamlardan biri yan cama eğildi ve jeyarın gözlerine dik dik bakarak usta ne yaptın sen der gibi oldu. Sonra da,
– evlat alkollusun galiba bu boş yolda bize çarptın, in arabadan ve anlat bakalım dedi,