Avrupa’nın en romantik kentlerinden biri olarak tanınan Brugge (Bruges) kuzeyin Venedik’i olarak bilinir.Söylenenlere göre orası Paris’ten bile daha romantikmiş, burası çikolata kokan şehir olarak ta adlandırılıyor.Filmi de yapıldı bunu belirteyim.( Bayram tatilini burada geçiren kuzenim bana yazı yazmak için parlak bir fikir vermiş oldu kendisinie teşekkür ediyorum)
Brugge Venedik şehrinde oldugu gibi kanallarla çevrelenmiş ,buradaki ulaşım gondol yerine canot denilen kayıklarla yapılıyor.Zamanında bu şehre aşık olup şehrin üçte birini satın alan İngilizler şehrin pek çok yerini korumaya almışlardır ve bu yüzden bu şehirde yaşayanlar İngilizlere minnet duymaktadır.2000 yılında Unesco tarafından Dünya Kültür Mirası listesine alınan bu kent ortaçağ mimarisini yansıtmakta gidenler ise en çok küçük kafeleri, çikolata dükkanlarını ve canlı heykelleri anlata anlata bitiremiyor.
Tam bir ortaçağ şehri olan kentte küçük bir şapelde Michelangelo’nun Madonna’sını görmek mümkün (her ne kadar eserlerinin İtalya’nın dışına çıkmasını istemeyen sanatçının buna nasıl izin verdigi anlaşılamasa da)
Pencerelerindeki dantel perdeleri ve bunları örmeye yarayan ilginç aletleri, el yapımı oyuncak satan dükkanları, en yenisi 100 yıllık olan insana gelecekten gelmiş hissi veren tarihi yapılarıyla, (neredeyse köşeden bir şövalye bekliyormuş insan o kadar masalsı yani) Belçika’ya giden insanların görmezse zavallı damgası yiyebilecekleri bir yer. Evet mutlaka Belçika’ya yolu düşenler bu kenti görmeli , görmeliymiş, ben demiyorum gidenler diyor.(Brugge: Kültür Başkentliğini Nasıl Yansıttı?)
Brugge evleri genellikle Amsterdam evlerine benzer buranın insanları Flaman oldugu için dogal olarak konuşulan dil de Flamanca. Bu kente gidilince mutlaka çeşitli çikolatalardan, özellikle midye ve patates kızartması yenilmeli , işeyen heykel görülmeli , sandal turu yapılmalı diye anlata anlata bitiremiyorlar. Bu arada ünlü çizgi film kahramanı Tenten’in dogduğu kent burası dantel ve çikolata şehri.