Günü şimdi hatırlamasam da biten bir günün ertesiydi ve neden günü ben seçtiğimi şimdi daha iyi anlamıştım. Sen ısrarla ilk buluşmamızın âşık olduğun şehir Venedik’te olmasını istemiştin. Seni ilk gördüğümde uykusuz bir şehrin en aydınlık sabahıydın. İlk kez bekletilmenin mükâfatı bu denli tatminkârdı. Sabırsız bir aşk vardı gözlerimde uçmaya hazır. O an şehrin benden yana olduğunu düşünmüştüm. Aşk oyunu için kurulabilecek en güzel sahneydi. Görkemli bir şehirde sessiz başlamıştık biz aşka, bebek teni kadar yalın ve sade. Dakikasının hesabını yaptığım lanet bir gün, bitmesi aşikâr. Aşk ile geçen gün, ay, yıl yada ömür kısacıktı ve sadece bunun için bile sözlerin en kötüsünü hak ediyordu.Hesap yapmamalıydım, uçuyordum ama bu akrep ve yelkovan bir uçurtma misali sarmıştı boğazımı. Ne onlar ayaklarımı yere bastırabiliyor nede ben bu kaygıyla bulutlara uçabiliyordum. Sen ne düşünüyordun ben bunları yaşarken bilmiyorum. Kendini bilmez bir ceylan kadar hareketliydin. Elimi tutup koşturman, zamanı yenme çabandan mıydı? Mavi gondolun sahibine ıslık çalman hiç yakışık almamıştı ama tabularına sığmıyordun ki. Sarmaş dolaş oturmuştuk ve sarhoştuk ya da gondol çok sallıyordu. İlk öpüşmemiz, bu duruma aşikâr olan bir gondolcunun bakışları altında olsa da hep aşk onun üzerine çıkmıştı. Bir sonra gelen dudak ıslaklığının tadı. Nasıl söylenir? Tüm meyvelerin en tatlı hali. Tüm şarapların 1900’lüsü. Hınzır bir çocuğun şeker çalışıydı sanki ellerim. Kaçamak dokunuşlarımın başka bir tarifi yoktu. Ateşti bu ıslak bir ateş, can yakmayan. Ogün tabiatın bize sunduğu havayı hiç solumamıştık sanki sen aldığın nefesi bana vermiş ben iki dudak arasında sana. Hayat vermişti aşk bize ve yanımızda yalın ayak kalmıştı. O gün pabuçların sahibini bulamayacağımızı hiç düşünmemiştik. Bitmesi gerektiği için bitmişti gün ama aşk neden bitmişti?Aylar sonra ben seçim yaptırtmalıydım sen ise seçim. Venedik mi? Ben mi? Demiştim. Sen eşit kollu terazide tartmıştın bizi ve ben yenilmiştim aşkı tanıdığım şehre. Nice aşkı başlatmıştı fakat ilk kez birini bitiriyordu. Kalbindeki ben kırılmıştım. Dağılan cam parçalarını toplamaya çalıştıkça kanamıştı ellerin. Cam ve kan.Her damlada birleşmişti parçalar ama bu ben değildim. Yenilgi beni benden, beni senden, seni benden çoktan alıp götürmüştü. Aşk artık ateşti, yakan ve kavuran. Kalan küle bile tahammülsüz ve küstah. Aşk şimdi o kısacık gelen günleri öylesine uzatmıştı ki, o sövülen ben söven taraflarda buluşmuştuk. Zaman ve aşk bana adil oynamamıştı oyunu. Ben sözleşmeyi okumamıştım bile. Şimdi esaretle bitmez geceleri bilsem aşka tenezzül eder miydim?Etmezdim ebet, bakmazdım gözlerine, sana dokunan ellerime anlatırdım cısss olduğunu.Hani sende bana bir soru sormuştun, Cennet mi? Ben mi? Diye…. Her seferimde Cennet demiştim. Şükürler olsun ki yanındayken Cennete olduğumu söylememiştim. Ben seni Cennet bilmiştim Cehennemim oldun, ben seni özgürlük sanmıştım esaretim oldun, ben seni ben bilmiştim sen apaçık bana düşman oldun. Sen cehennem, esaret, düşman işte şimdi sen sen oldun.
yorumlar
Güzel.
Harika!
çok güzel.Tebrikler..
daha ne denir ki üstüne,tebrikler…
yorumlar için teşekkürler…
venedik iğrenç
bakış açısı, insanı farklı kılanda bu 🙂
ÇIĞLIK ÇIĞLIĞAÖrt üzerimi!Yarı çıplak kalışım, yarım yamalak biten sözleri, giderayak gelişleri andırıyor…Susup kaldığında tüm seslere,Ölü toprağı serpilsin ruhuma…Hani sensiz geçen gecenin ayazı vurur gibi olsun tenimde, dokunduğunda hissettiğin titreme kaybedişini hatırlatsın…Sussun tüm dualarda telaşlı nefes alışverişler…Beddualar dile gelsin, günahlarının vebali toprağımda yeşersin…Utanmam soyunurken sana…Gecenin çıplak sesinde yankılanırken ah edişlerin…Lekesiz bir tende anılırken günahlarım…Biraz daha sokul usulca…Dokun soğuk tenime…VeÇığlık çığlığa ölümü çağıran geceyi,gecede bana, dibe vuruşu yaşat…Maltoferfol…—————-Aşk’ı senden dinlemek bana her zaman keyif vermiştir…Tebrikler güzel anlatımdı -yaşamak kadar güzeldi- AKTIFPARANOYA…
Yazını niye tuttun şimdi..
tutası gelmiştir
Kendi yazını tutunca hoş olmuyor..Zaten yazan, sunan sensin, beğenmesen buraya koymazsın ki..
o zaman şunu diyoruz kimse kendi yazısını tutmasın herkes başkasınınkini tutsun.zaten adabı muhaşerete aykırı.
Herkes beğendiği yazıları tutsun, kendininkini tutmasın, güzel yazıp tuttursun..
eh tabi bu da mümkün…(diğer tarafta atışsakta haklıysa haklılığının tespitini yapmak icap eder)
ımamofthecemaat haklısın ama ilk kez bir yazımı tuttum belkide uzun zamandan sonra tekrar yazmaya başlamamdandır. ama sana hak veriyorum… önemli olan senin tutman bir okur olarak..
Maltoferfol günden güne kaleminin benden güçlü olması neden beni hiç şaşırtmıyor. Birgün güzel bir şiir kitabı çıkaracağına eminim ve o gün yanında olacagım…
eleştiriye kulak veren erdemli bir tutum.ayrıca tebrik ederim.uzun zamandır yazmamışş birisiniz ve bende çok uzun zamandır uğramadığım bu mecraya yeniden merhaba dedim ama, yeniler ya da yeni sanılanlar tutulmaz eleştirilir bu diyarda.dilleriyle döverler malum.lanet olsun üyelik tarihini baz alan zihniyete )aktifparanoya yazınızı beğendiğimin ifadesi olarak ayrıca tutma aparatına tıklıyorum.
şahane! özlemişim güzel bir şeyler okumayı:)
tekrar yazmamı saglayan tüm arkadaşlara teşekkürler. Ne tuhaftır ki insan yazarkende okunurkende hoşnut olmak istiyor.
Seni şaşırtmadığıma şaşırdım:)Güçlü bir kaleme sahip olan sen,kaleminin izlerini mısralarımda bulmana sevindim…Bir gün Şiir kitabı çıkaracağımdan bende eminim…Ve o gün yanımda olacağını bilmek harika…
bayıldım.