bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

uzay yolu

byrsim | 17 July 2008 16:40

…E peki ondan önce ne vardı? Sorusun sarmalı bir türlü bitmek bilmiyordu.
Güneş sistemi bing bang ile oluşmuş demiştim en son. Kendim oradaymış gibi. Doğal olarak döngünün içine düşmüştük bir kere.Big bangdan önce ne vardı?
Büyük patlamadan önce belkide büyük çöküş oldu. (ne attım ama)Peki büyük çöküşten önce ne vardı? dedikçe sonu gelmiyordu eşelemenin.Peki ondan da önce ne vardı şeklinde sormaya sonsuza kadar devam edebilirsin. Demek ki bundan sonra da sonsuza kadar devam edecek bu sonu gelmez sorun.Bir şeyin sonu olmayabiliyorsa başı da olamayabilir. Matematikten örnek vereyim. Sayılar sonsuza doğru akıp gidiyorsa, rakamlarında sonu yok gibi. İşi hızlandırmak için bütün rakamları çarpıp, toplasak bile mutlu sona yine ulaşamayacağız.

sorgu odası..

morfik | 17 July 2008 14:12

İçinde bulunduğum zamana gece demiş biri..peki zamana kim demiş –zaman- diye?
itiraz ediyorum. İnadım tuttu, geceye yağmur -yağmura deve demeye karar verdim . :)Üstüme gelmeyin şahıs ismi bile verebilirim.alala..

o kadar çok şey düşünüyorum ki düşüncesiz gibiyim.
What’s up..kaçıncı dinleyişim? Sorguladığıma göre epey olmuş. Böyle de saplantılı biriyim. Hakikaten neyim? Hadi sorgulayalım?

Biri güzel dedi, güzel idim. Biri çirkin buldu beni, çirkindim. Bence fena değildim. Kimine kötüydüm, kiminin iyilik meleğiydim. Bana sorarsanız herhalde herkesle anlaşamazdım. Bazıları basit buldu, iki satırla çözdü işi. Bazıları en yakınımda idi, karmaşık dedi 40 kere. Ee yani basit mi karmaşık mı? Acılarımı büyüttüğümü söyleyenler de çıktı, dayanma gücüme hayran olanlar da vardı. Sorun aşılamadığında sorun idi. Büyük küçük de neydi? Saygısız bulan, saygımdan ötürü teşekkürlerini sunan.. benim bildiğim:Hayatımda en çok çocuklara saygı gösterdim. Her daim vaktim vardı çocuklara, hep dinlemek istedim. …(dilediğiniz kadar arttırın işte)
Henüz yüzüme karşı şerefsiz diyen biri çıkmadı, belki arkamdan salladı bilemem. Ben ‘ hadi oradan adi’ desem de ona göre yalan diyemem .!.

Nuh’un Kemikleri

kapuska | 17 July 2008 11:24

Ne zaman Türkler ve yazı ile ilgili bir haber okusam ya da birşey duysam aklıma hep üniversite lisans yıllarımda Türkoloji’ye (=Türkbilimi’ne) meraklı bir arkadaşımın anlattığı bir hikaye geliyor. Hikaye diyorum, zira daha sonraları uydurma olduğu ortaya çıkan bir anlatı… Olaylar hatırladığım kadarıyla aşağıdaki gibi gelişiyordu.

“Bilim adamları geçtiğimiz yüzyıl içinde İskandinav yarımadasının oralarda bir yerde bir dikilitaş bulurlar. Taşın üzerinde o güne kadar tanışık olmadıkları bir alfabede çivi yazısıyla yazılmış bir pasaj vardır. Dönemin tanınmış eski diller uzmanları yazıyı tanımlamaya çalışırlar fakat bilinen hiçbir eski dile uymadığını görürler. Bunun üzerine biçim, gramer ve sembollerin sekans özelliklerinden hareketle yeni alfabeyi analiz etmeye ve yazının içeriğini bulmaya çalışırlar. Neticede de yazıyı modern ingilizceye anlamlı bir şekilde çevirirler.”