bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

Furoshiki: Japon Kumaş Sarma Sanatı

kapuska | 25 July 2008 11:48

Furoshiki, geleneksel Japon kumaş sarma sanatı olup; Japonya’da yüzyıllardır uygulanagelen bir el becerisi. Hem dekorasyon hem de günlük kullanımda eşyaları taşımak ya da korumak amacıyla uygulanan furoshiki, malesef ikinci dünya savaşı sonrası, özellikle naylon poşetlerin yaygınlaşmasıyla kendi coğrafyasında bile unutulmaya yüz tutmuş geleneklerden bir tanesi.

Furoshiki için genelde kullanılan kumaşlar ipek, pamuklu, rayon ya da naylon kumaşlar. Uygulanması için spesifik bir kumaş ölçüsü olmasa da yaygın olarak 45×45 cm veya 72×72 cm kare kumaşlar tercih ediliyor. Ama bunun dışında 2×2 m gibi çarşafların da kullanıldığı dekoratif uygulamalar yok değil.

Fenerbahçeli Emre

ardic61 | 25 July 2008 11:10

Son zamanlarda hem görsel hem yazılı medyada sık sık yer alan Emre Belözoğlu transferi ile ilgili değişik düşünceleri dinlemek mümkün. Kimisi Galatasaray’a mal olmuş Emre’nin Fenerbahçeye gitmesini yanlış olarak değerlendirirken, kimileri profesyonel bir futbolcunun her takımda oynayabileceğinden bahsediyor. Başka bir düşüncede ise 2000 yılında UEFa kupasını ülkemize getiren Galatasarayın oyuncularının bir bir başka takımlara gitmesinin ya da futbolu bırakmalarının boyutlarını tartışarak değişik bir pencereden bakıyorlar. Öncelikle 2000 yılının kadrosundan Galatasaray a para kazandırmadan bırakıp gidenler bir yana Ergün Penbe, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz, Hakan Şükür’ün de şu an ki durumları itibariyle kulüplerinden vefa görmedikleri de söylenebilir. Ronaldinho Barcelonadan Milana gidiyor ve bu kadar tepki çekmiyor. mesela bakarsak dünyaca ünlü Barcelonalı oyuncular Real Madride gidebiliyor ve oldukça normal karşılanıyor. Sanırım eskiye göre çok ta anormal karşılanmadı Emre transferi. Ama yavaşça alışacağız sanırım bu transferlere. Alex De Souza Galatasaray’da :)) Fenerliler hemen kızdı biliyorum ama profesyonellik işte.. Neden olmasın…. Emre’ye Avrupa’daki maçlarda başarılar..:))

benzetme..

morfik | 25 July 2008 11:10

Biz : Kahve ve mola-duvar ve tablo-masal ve gemici-silah ve kurşun gibiyiz. Yani..

Deneme 1: bir kahve molasında, duvardaki tabloya bakıp, masaldaki gemici oluverirken, korsanları silahından çıkan kurşunlarla vurabilmek gibi.
Ya da..
Deneme 2 : bir kahve molasında,duvardaki tabloya bakıp,masaldaki gemici oluverirken, magandanın silahından çıkan kurşunla şakağından vurulmak gibi.

Birincisi fazla hayal , ikincisi acımasız. Olmadı. Sil baştan.

Biz : Kral ve soytarı-şarap ve kadeh-dağ ve ırmak-kan ve damar gibiyiz. Yani..

Deneme 1 : kral soytarıya gülerken, şarap kadehinden bir yudum alırken, fethedeceği ülkeler için aşacağı dağları-ırmakları düşlerken, damarındaki kanın çoşku ile akması gibi..
Ya da..
Deneme 2 : kral soytarıya gülerken, şarap kadehinden bir yudum alırken, fethedeceği ülkeler için aşacağı dağları-ırmakları düşlerken, damarının tıkanıp kan akmayınca oracıkta yığılıp kalması gibi.

Çağaboğan

kayvenk | 25 July 2008 10:04

http://www.milliyet.com.tr/Yasam/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=yasam&ArticleID=970628&Date=24.07.2008&b=Dev%20%E7ekirge%20korkuttu!&ver=20

SANAL DÜNYA

teacher07 | 25 July 2008 10:04

İnternet ortamı, doğru kullanıldığında gerçek bir dünya… İnsanların işlerini ne kadar kolaylaştırdığı, ne derece yararlı olduğunu sanırım kimse yadsıyamaz… Her türlü işlerimizde kullandığımız bir ortam. Sayılamayacak yararları var. Tek şart doğru işlerde, doğru zamanda ve doğru amaçta kullanabilmek. Ama gel gör ki ne hallere düşmüş insanlar… Kendilerine sanal bir dünya yatmışlar. Sanal bir dünya…

İnsanlar, sanal bir dünyada yaşamaya başlamışlar. Doğal ve insanca yaşam olan toplumsal yaşam bitiyor mu? İlişkiler sanal aleme mi taşınmış? Sohbetler sanal,ilişkiler sanal,komşuluk sanal, dostluk sanal, aşklar sanal, hatta düşmanlık sanal… Sanalda alabildiğine özgürlük, alabildiğine korkusuzluk, cesaret… geç kılevyenin başına, heyyt! Ben ben dünyayım, dünya benim… Sokakta gezmeye çekinen panik ataklı sanalda kral kesilmiş… Sataşanlar, meydan okuyanlar, randevu verenler, bile bile yalan adres verenler, yalan söyleyenler… Doyurulmamış cinselliğini, bin bir küfürle ortaya serenler… Kurtaramadığı aşağılık duygusunu doyurmaya çalışanlar… Sanal dopdolu bir dünya, bomboş bir dünya…

iTits

| 24 July 2008 16:47

http://www.ohgizmo.com/2005/10/25/breast-implants-and-bluetooth-technology/

Ortancalar

pilli pati | 24 July 2008 16:39


Öyle bir zamanda gelip girdin ki hayatıma, ortancalar mevsim değiştirmeye hazırlanıyordu.

Ellerinde beş çocuğun izleri vardı.

Uzaktan baktım sana: Sanki ortancalar dahi, o an kızardı.

Öyle bir zamanda geçip gidiyordun ki hayatımdan; seninle birlikte beş çocuğun hayali de ardınsıra yitip gitmeyi seçiyordu.

Farketmiyordun…

… Bense hep kalıyor, elimde bir sepet dünya, hep çınarlara duruyordum.