bildirgec.org

uncategorized hakkında tüm yazılar

NASIL GEÇTİ ANNE…

eylulbahar | 27 July 2008 16:24

Nasıl geçti anlayamadım anne, nasıl geçti onca yıl, daha dün çocuk değilmiydim korunmaya muhtaç, dün değilmiydi anne…

Tek tasam arkadaşlarımla, bahçenin biraz uzağında oynayamamak değilmiydi, en çok göz yaşını istediğim bebeği almadığında dökmemişmiydim, peki hayata küsmek beni azarladığında yaşadığım duygu değilmiydi…

KAÇINILMAZ SON

Asturias | 27 July 2008 11:59

Bir film düşünün. Her sahnesi birbirinden farklı olaylarla dolu. Kimi ağlatan, kimi güüldüren, kimi heyecanlandıran, kimi sinirlendiren kısacası her sahnesi başka başka duygularla izlediğiniz, oyuncularının herbirinin farklı farkıl kişiliklere ve duygulara sahip olduğu film.

Her sahnesinde kendinizden birşeyler bulursunuz ve göz açıp kapayıncaya kadar sona erer. İnsan hayatı da aynen bir film gibi acısıyla, tatlısıyla yaşanır ve bir şekilde son bulur. Tek fark; gerçek hayatta herkesin senaryosunu kendi belirlediği bir filmi canlandıracağıdır.

NAZIM HİKMET BÜYÜK ADAMDI

tutku34 | 27 July 2008 11:29

nazım hikmet ran , değeri geç anlaşılan adam
nazım hikmet ran , değeri geç anlaşılan adam

Nazım Hikmet Ran. Bilirsiniz , ünlü türk yazar. Türk topraklarında doğmuş ama Türk topraklarında ölememiş yazar. 3 Haziran 1963’de Moskova’da ölmüş yazar. Vatandaşlıktan çıkartılmış , yersiz yurtsuz bırakılmış yazar. Öldükten sonra değeri ve suçsuzluğu anlaşılmış , mezarının üzerinden ‘özür dileriz,bizi affet’ yazıları geçirilmiş yazar. Milliyetçi diye suçlandı ,burjuva oldu diye suçlandı… 11 dava geçirdi. Ama o bize birçok bilgi dolu eser bırakmayı başardı. Şimdi okullarda bize kitapları okutuluyor. Peki , zamanında bu kitaplar niye yasaklandı. Kötü diye , zararlı diye. Ama şimdi özellikle tavsiye ediliyor. Lütfen bazı şeylerin değerini zamanında bilelim. Zamanında bilelim de , mezarların üzerinden helikopterle ” bizi affet , özür dileriz” yazıları geçirmeyelim. Ne Nazım Hikmetlere yazık olsun , ne ülkemize… Eğer daha ayrıntılı öğrenmek isterseniz hayatını, tıklayın

Trenler UCUYOR!!!

javaspec | 27 July 2008 10:45

Trenler UCUYOR!!!
İnsanlar yeniden şekillendirmeye basladi hayati ve hayat sartlari gittikce kolaylasmakta, isinlanma basarilmadi ama bence o da basarilacak.Ruslar denedi bi fareyi isinladilar 10 metre oteye ama geri toplayamadilar zavalli hayvani. Trenler ucmaya basladi!! Benden solemesi MAGLEV adindaki tren saatte 560 km hiz yapiyor,cok iyi dimi bunu sadece bos raylarda test ettiler yeni hedef 580 km, tabiki bu sistemin arkasinda yatan sey nedir sormakta gayet haklisiniz?Ve yine manyetik teknoloji, aslinda bence hayatin cogu sirlari bu manyetik alan ve manyetik enerji tarzi teorilerde gizli.Tabi ki bunlari isvicre cern lablarinda bilim adamlari zaten arastirmaktalar, isin garip tarafi bu tren harekete baslayinca tren raylardan kopuyor o hizla birazcik havalaniyor, aslinda o kadar hizda havalanmasi normal. Bu arada tren adinin maglev oldugunu soylemistim ismi şurdan geliyor: MAGnetic LEVitation

Kokunun En Eski Adı: Parfüm -1

furkan iren | 27 July 2008 10:28

İnsanın binlerce yıllık tarihsel serüveninde onu asla yalnız bırakmamış, istediği zaman, kısmen de olsa istediği karaktere bürünmesine yardımcı olmuş, hem kendisini iyi hissetmesinde hem de başkalarını etkileyebilmesinde en büyük destekçisi olmuştur parfüm. Önceleri sadece doğa ananın kucağından toplanan çiçeklerden, yosunlardan, ağaç kök ve dallarından, yapraklardan ve bazı hayvanların salgıladıkları bir takım hoş kokulu maddelerden elde elde edilirdi. Daha sonraları, bu doğal maddelere laboratuvarlarda üretilen yapay maddelerinde eklenmesi ile yüzlerce farklı kılıkta karşımıza çıkan parfüm, elbette temel gereksinimizlerden değil. Buna rağmen, yine de vazgeçemediklerimizden. Parfümün çok uzun zamandır hep yanı başımızda olmasının en güçlü nedeni, insanın kendi vücuduna ait olan kokusunu daha hoş olduğunu düşündüğü başka kokularla maskelemek istemesi.

İnsan nereden, niye, niçin bu dünyada?

vatanda | 27 July 2008 10:18

İnsan,evrim ve varlığımızın nedeni
İnsan,evrim ve varlığımızın nedeni

Sürekli Akıllara takılan bir sorudur. Kimilerine göre bizler hayvanlardan türedik, kimilerine göre yaratılış var, kimilerine göre uzaydan geldik. Bu teoremlerin farklı dayanakları mevcut. Sıra ile bu teoremleri incelemek istedim. Özellikle hayvanlardan geldiğimiz yönündeki teori bile kendi içinde farklı dallara ayrılması olayı iyice içinden çıkılmaz boyutlara götürüyor. Öncelikle ben insanın hayvandan ( Maymun veya başka bir tür) türemesi konusundan çok duygusal ve his olarak hayvansal veya tanrısal yada uzaylı vasıflarımızı ortaya sermek istiyorum. İnsan acaba gerçekten hayvandan mı geldi?. Yada içimizdeki vahşiliğin sebebi hayvandan türememiz mi ? Geçmişten beri türlü şekillerde insanların yaptıkları vahşetlere tanık olduk özellikle son 100 yıl içinde yapılanlar gerçek bir hayvanın yapacağı cinsten olaylara dönüştü. Bu aklımıza hayvani dürtülerimizin arttığını getirir o zaman hayvansal yanlarımız var. bu teoriye bir destek olabilir. Bunun dışında tam tersi boyutlarda insanların yaptıkları davranışların bir kısmı ise ulvilik derecesinde hayvandan uzak tanrısal bir emare gösteriyor. Buda tanrının yaratmasına bir delil olabilir. Birde insanların bazılarının telepati, öngörü gibi özellikleri de uzaydan geldiğimize bir örnek olabilir. Acaba hangisi yada hepsi birden üzerimizde etki ediyor mu. Gelişimimizin bunun üzerindeki etkisi nedir. davranışlarımız bir şekilde yönetiliyor mu?, bunların incelemeleri varlığımızın nedenleri. Bütün bunları tek tek ele alarak acaba biz neden varız? , Yaşamamızın nedeni nedir? , bu yaşamdan elde etmemiz gerekenler veya bulmamız gereken şeyler ne ?, Bu ve bunlara benzer bir çok soruya yanıt bulmaya çalışacağız.